Alpine, 2025 Formula 1 sezonunda pist üstünde büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Ancak takımın gerçek anlamda ne kadar başarısız olduğu, ancak gelecek yıl adil bir şekilde değerlendirilebilecek. Son yıllarda zayıf performanslar ve sık değişen yönetim kadrosu nedeniyle güvenilirliğini iyice kaybeden Alpine’in, 2025 sezonu genel tabloya bakıldığında bir başarıya dahi dönüşebilir.
Yenilginin olumlu yanlarını aramak sporda sıkça başvurulan bir klişe olsa da, Alpine’in bu uzun ve tatmin edici olmayan sezonda yaşadığı sıkıntıların, önümüzdeki yıllarda takıma ciddi bir geri dönüş sağlayabileceğine dair gerekçeler mevcut. Zira takım, griddeki diğer ekiplerden belki de daha fazla şekilde, 2026 sezonuna odaklanmış durumda.
2024’ten 2025’e: Büyük Değişimin Temelleri
Alpine’in yılının gerçek hikayesini anlamak için 2024 sezonuna dönmek gerekiyor. Sezona felaket bir araçla başlayan takım, yılın ikinci yarısında aerodinamik açıdan gerçek bir ilerleme kaydederek, Brezilya’daki çifte podyum sayesinde ancak takımlar şampiyonasında altıncı olabildi.
Buradaki temel soru, 2026 projesinin şimdiden başlamış olduğu bilinirken, Alpine’in 2025 aracıyla ne kadar büyük bir adım atmaya çalışacağıydı. Takım, lansman aracında aerodinamik açıdan mümkün olan en büyük adımı atmaya karar verdi; ancak şasi ve ön süspansiyonun taşınması zorunluluğu nedeniyle mekanik tarafta yapılabilecekler sınırlıydı.
Teknik direktör David Sanchez, “2024’te aracımızın temel sınırlamalarının çoğu, 2025’te de devam edecekti. Bu yüzden aerodinamikte mümkün olan en iyi işi yapıp, performansı artırmaya çalıştık,” ifadelerini kullandı. Sanchez, hem ön hem de arka süspansiyonun sorunlu olduğunu, fakat 2026 için ayrılan büyük kaynak nedeniyle yalnızca bir uçta yenileme yapabildiklerini belirtti. 2024’te aracın çekişinin oldukça sınırlı olduğunu tespit eden ekip, arka süspansiyonu yenileme kararı aldı. 2025 aracı, geliştirilmiş aerodinamik ve yeni arka süspansiyonla tanıtıldı; diğer tüm unsurlar ise taşındı.
Yanıltan Testler ve Gerçekler
Alpine A525, Bahreyn testlerinde umut vaat eden ve orta grupta lider olabilecek bir görüntü çizdi. Ancak bu tablo aldatıcıydı. Pierre Gasly’nin Bahreyn Grand Prix’sinde beşinci sıradan başlayıp yedinci bitirmesi, pistin aracın güçlü yanlarına uygun olmasından kaynaklandı ve zayıf yönlerini gizledi.
Diğer pistlerde ise, araç orta ve yüksek hızlı virajlarda iyi olsa da, düşük hızlı, engebeli ve yüksek kerb kullanımının gerektiği pistlerde ciddi şekilde zorlandı. Bunda, Renault güç ünitesinin enerji geri kazanımı açısından zayıf kalmasının da etkisi vardı.
Alpine’in yaşadığı sorunlara çözüm getirilememesinin temel sebebi, takımın tüm odağını 2026 sezonuna kaydırma kararıydı. 2025 aracındaki problemleri çözmektense, bu sorunların yeni teknik düzenlemelerde tekrarlanmamasına öncelik verildi. Ocak ayı sonunda 2025 aracı üzerindeki geliştirme çalışmaları tamamen durduruldu. Yıl içinde ortaya çıkan bazı geliştirmeler ise, mevcut paketi en iyi şekilde kullanmaya yönelikti.
Sanchez, “2025’teki stratejimiz, mümkün olduğunca erken ve yoğun şekilde 2026 aracı üzerinde çalışmaktı. Temel sınırlamaları ortadan kaldırmak için erken başlamak zorundaydık. Bu yüzden lansmanda tek bir aero paketiyle çıkıp, orada işi sonlandırdık. Ocak ortasından itibaren her şey bitmişti,” dedi.
Yakınlaşan Grid ve Beklenmeyen Rekabet
Bu yaklaşımın beklenmeyen sonucu, gridin genel olarak tahmin edilenden çok daha yakın olmasıydı. Bu bilgi stratejiyi değiştirmese de, Alpine’in orta grupta iddialı bir takım olmaktan son sıraya gerileyeceğini kabullenmesini gerektirdi. Sezonun başında mücadelede kalabilen ekip, dokuzuncu yarış olan İspanya Grand Prix’sinden sonra son sıraya düştü ve sezonun geri kalanında orada kaldı.
Sanchez, “İlk yarışlarda, gridin beklenenden çok daha yakın olduğu netleşti. Aerodinamik açıdan bir yakınsama yaşandı ve müşteri takımlarının çoğu (Haas, Racing Bulls, Williams ve Aston Martin gibi) teknik ortaklarından aldıkları süspansiyon sistemleri ve diğer parçalarla çok benzer araçlara sahipti,” dedi.
Sanchez ayrıca, güç ünitesinin özellikle yüksek enerji gerektiren pistlerde takımın işini zorlaştırdığını, sezon başında mücadelede kalabildiklerini ancak diğer takımların beklenenden fazla geliştirme yapmasıyla yaz aylarından itibaren geriye düştüklerini belirtti.
Sanchez’e göre, aracın davranışında olağan dışı bir durum yoktu. Lansman aracı beklendiği gibi performans gösterdi, İspanya’daki taban güncellemesi de istenen etkiyi sağladı ve aracın zaafları 2024’ten devralınan bilinen sorunlardı. “Gelişim açısından korelasyon oldukça iyiydi. Ne beklediysek onu bulduk; bu da, önümüzdeki yıl kalan sınırlamaları gidermek için yaptıklarımızın karşılığını alacağımıza dair umut veriyor,” dedi.
Sanchez, bazı takımların sezon içinde geç güncellemeler getirmesinin kendilerini şaşırttığını belirtirken, bunun Alpine için bir umut kaynağı olduğunu vurguladı. Griddeki her takım, az ya da çok, 2026 geliştirmesine odaklandı; ancak bu odaklanmanın derecesi değişiklik gösterdi. 2025 aracı için harcanan her kaynak, özellikle sınırlı aerodinamik test hakkı düşünüldüğünde, 2026 gelişiminden ödün anlamına geliyordu.
Alpine’in 2026 Stratejisinde Son Durum
Bu durum, Eylül ayı başında Alpine F1’in yönetim direktörlüğünü üstlenen Steve Nielsen’ın da dikkatinden kaçmadı. Nielsen, “Haas’ın bu yıl harika bir iş çıkarıp Austin’de yeni bir güncelleme getirdiğini görünce, ‘Bu onları yukarı taşıyacak’ diye düşündüm. Ancak bu, onların 2026 aracını rüzgar tüneline sokmadığı anlamına geliyor ve bu da bana önümüzdeki yıl onlarla rekabet edebileceğimiz, hatta önlerinde olabileceğimiz konusunda güven veriyor. Çünkü biz odağımızı değiştirdik,” dedi.
Nielsen, takımların rüzgar tüneli ve geliştirme süreçlerinin büyük ölçüde benzer olduğunu, bu süreçlere ne kadar erken başlanırsa o kadar hızlı ilerleme kaydedileceğini vurguladı. “Bahrain testlerinde herkes uzun sürüşlerini yaptığında, matematiği yapacağız ve sonucu göreceğiz,” ifadelerini kullandı.
Alpine, sezonun ilk yarısında altıncı sırada yer aldığı için rakiplerine göre daha fazla, sezon ortasında son sıraya düştüğünde ise maksimum aerodinamik test hakkına sahip oldu. Ancak bu ek kaynak ve strateji, 2026 aracında rakiplerine kıyasla daha fazla performans artışı sağlayacağının garantisi değil.
Alpine, 2026’ya yönelik yaklaşımıyla şüphesiz doğru kararı verdi. Diğer takımlar 2025’te daha fazla geliştirme yapsa da, çoğunlukla kaynaklarını gelecek yılın aracına ayırdı. Ancak Alpine için önemli bir fırsat doğdu. Takımın şimdi yanıtlaması gereken soru ise, bu yaklaşımı 2026’daki rekabet gücüne yansıtıp yansıtamayacağı.
trf1.net