Alex Albon Red Bull ile bir buçuk sezon geçirdi ve Max Verstappen ile birlikte yarıştı. Williams'ın yıldızı şimdi, Red Bull ile geçirdiği dönemi değerlendiriyor.

Alex Albon, Williams'a gelmeden önce Red Bull'da 18 aylık zorlu bir dönem geçirdi.

Tayland asıllı İngiliz sürücü Toro Rosso'daki çaylak sezonunun yarım sezonunda Red Bull'a terfi etti.

Bu dönemle ilgili olarak High Performance podcast'ine Albon, şunları söyledi: "Toro Rosso'da her yarışın baskısının giderek azaldığı bir rüyada yaşıyordum."

"İlk yarıştan sonra buraya ait olduğumu biliyordum. Artık gerekenlere sahip olduğumu biliyordum ve kendime gerçekten inanıyordum."

"Sonra yaz tatili geldi ve Helmut Marko beni ofisine çağırdı. Nedenini bilmiyordum ama Monako'ya taşınmama yardım ettiği için ikametgâhımı gözden geçirmek için olduğunu düşündüm."

"Sonra tam toplantı biterken, 'Bu arada artık Red Bull koltuğundasın. Konuşman gereken numara bu, bu senin mühendisin olacak, onu arayabilirsin' dedi ve iki saat içinde bunun resmi olarak açıklanacağını söyledi."

Önde koşan bir takıma geçiş söz konusu olduğunda Albon, Max Verstappen'in yanında performans göstermek için gerekenlere sahip olup olmadığı konusunda şüpheleri olduğunu itiraf ediyor.

Toro Rosso şansını ilk elde ettiğimde yaşadığım duygunun aynısıydı. Ama sürekli kendime 'Bunu yapabilir miyim? Yeterince iyi miyim?' diye sordum."

"İki hafta boyunca hiçbir şey yapamadım ve sadece bu fırsatı düşündüm; gerçekten endişeliydim. Ama bir noktada bu tür bir fırsatı değerlendirmek zorundasınız çünkü F1 çok acımasız."

"Aynı zamanda kendi kendime şöyle düşündüm: 'Üst düzey bir takımda yer almak isteyen o kadar çok sürücü var ki... Ve sen altı ay içinde buna çoktan sahip oldun.'"

Albon'un Red Bull sürücüsü olarak geçirdiği dönem, 2020 sezonunun sonunda, şu anda o koltukta oturan Sergio Perez'in yerine gelmesiyle sona erdi.

Albon, "Geriye dönüp baktığımda, Red Bull'a geçmek için biraz erken olduğunu düşünüyorum. İlk yılım için yeterince hazır değildim."

"F1'de çok fazla şey oluyor ve insanlar her zaman işin sürüş tarafında olduğunu ve sadece araçta performans göstermeniz gerektiğini düşünüyor."



Ama doğrusunu söylemek gerekirse, alışmam gereken çok şey vardı. Üst düzey bir takıma gittiğinizde, Toro Rosso'da olduğundan çok daha fazla spot ışığı üzerinizde oluyor."

"Red Bull ile gittiğim ilk yarış Belçika'daydı. Tüm bu koltuk değişimi etrafındaki ilgi çok büyüktü. Her hata, yaptığınız her şey eleştiriliyor."

"Ayrıca F1'de mühendislik seviyesi Formula 2'de olan her şeyden çok daha ileri. Bir sorunu çözmek için yapabileceğiniz kelimenin tam anlamıyla 30-40 farklı şey var ve gerçekten hiçbir bilgim ve deneyimim yoktu. Bu sorunları daha önce hiç yaşamamıştım."

"İlk yıl iyiydi, Max'in biraz gerisinde olsam da bence iyi performanslar gösterdim. Bazı sıralama ve yarışlar iyi geçti. Ancak sonraki yıl araç oldukça değişti ve sürmesi çok daha zor hale geldi. Bence özellikle bu noktada tecrübe, bu sorunlardan kurtulmanıza yardımcı oluyor."

"Aracın hangi yöne gitmesi gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Sorunların etrafından nasıl dolaşacağımı da bilmiyordum ki bu da büyük bir sorun."

"Ve hemen hemen her şeye uyum sağlayan bir takım arkadaşım vardı, sorunlar onu çok fazla etkilemedi."



Çözümü bulmak için çok fazla enerji harcadım, bir sorun bulmaya çalıştım, oysa gerçekten biraz geri adım atmam gerekiyordu; kendime biraz daha güvenmeliydim." dedi.

Albon Red Bull'un araçlarını Verstappen'e göre tasarladığını reddetti ancak Hollandalının kendisinden çok farklı bir stile sahip olduğunun altını çizdi.

Albon, "İlk olarak, pek çok insan aracın ona göre inşa edildiğini, onun Ferrari'nin Michael Schumacher'i gibi olduğunu ve takımın onun etrafında oluşturulduğunu söylüyor."

"Ama doğrusu şu ki: Araç neyse o ve Verstappen çok hızlı. Kendine özgü bir sürüş stili var ve onu yakalamak o kadar da kolay değil."

"Benim sürüş tarzımın biraz daha yumuşak olduğunu söyleyebilirim. Ama ön tarafı iyi olan, yani oldukça keskin bir aracı seviyorum, Max de öyle. Ama onun keskinlik ve direktlik seviyesi tamamen farklı bir seviye. Göz kamaştırıcı."

"İnsanlara bunun nasıl bir his olduğunu anlatmak için, eğer bilgisayar oyunları oynuyorsanız, hassasiyeti en üst düzeye çıkarırsanız ve fareyi hareket ettirirseniz, fare ekranın her yerinde olur. İşte böyle hissettiriyor, o kadar keskinleşiyor ki sizi biraz gerginleştiriyor."

"Araç her keskinleştiğinde, daha da gerginleşmeye başlıyorsunuz. Her viraja girdiğinizde, nasıl tepki vereceğini bilmiyorsunuz ve araca o saf güveni duymuyorsunuz. Asla işe yaramıyor."

tr.motorsport.com