Türkiye'de off-road kavramını daha detaylı bir biçimde inceleyebilmek adına OFFROAD07 üyesi Ahmet Kunduracı ile yapmış olduğumuz röportajımızı paylaşıyoruz!

-Bizlere kısaca “off-road” kavramını tanımlayabilir misiniz?

“Off-road”, kelime anlamından anlaşılacağı gibi yol dışı demektir. Off-road araçları asfaltda gitmek için değil, arazi koşullarında gitmek için tasarlanmıştır. Off-road araçları da kendi içlerinde kategorilere ayrılırlar.

Off-road ülkemizde son yıllarda tırmanışa geçen bir hobidir. Ama dünya geneline baktığımızda, özellikle Japon ve Amerikan kültüründe hat safhada olan bir hobidir.

“Her gün off-road, her gün keyif!”

-OFFROAD07 macerası nasıl başladı? Bizlere grup olarak amaç ve prensiplerinizden bahsedebilir misiniz?

2011 yılının Şubat ayında Antalya’da Perçin SÜMER tarafından kurulan grubumuzun amacı, doğa severleri ve doğada vakit geçirmeyi seven 4×4 araç sahiplerini (veya meraklılarını) bir araya toparlamak ve birlikte eğlenceli vakit geçirmektir. Öncelikli kuralımız “DOĞAYI KORUMAK” ile başladığımız OFFROAD07 macerası her geçen gün artan üye sayısı ile birlikte daha da kalabalıklaştı.



Araçlarımızın bir çoğunda offroad modifiyesi yapılmış olup, fabrika çıkışı (stock) araçlarımızda mevcuttur. Tabi tavsiyemiz olmazsa olmazlardan MT lastik (arazi tipi lastik) seçimidir. Geri kalan diğer modifiye işlemleri araç sahibinin yada ustasının görsel-teknik zevkine kalmış seçimlerdir.

Grup amacımız “yarışmak” veya “araçlarımızı parçalamak” değil, beraber güzel yerlerde eğlenceli vakit geçirmektir.



-Off-road araçlarında bulunması gereken başlıca donanımlar nelerdir?

Off-road araçlarını diğer araçlardan ayıran en önemli özelliği 4 çeker sürüş sistemine sahip olması ve 4L dediğimiz (4 low) ağır arazi vitesinin olmasıdır. Bunun dışında vinç (genelde aracın önünde olur, arka kısma da takılabilir; araç mahsur kaldığında çekmek için kullanılır), demir tampon (orman ya da kayalık alanlarda, çarpma esnasında plastik tamponların kırılma olasılığı çok yüksektir), harici sis farı (sis ve görüş alanı düşük güzergahlar için aydınlatma), tavan sepeti (Araç içine sığmayan eşyalar için), telsiz (gerek gezi esnasında grup içi iletişim, gerek arazi koşullarında GSM operatörlerinin çekmediği yerlerde yetkili mercilerden yardım veya bilgi almak için), Hi-jack (araç kaldırma aparatı), şnorkel (derin su geçişleri için, motora su girmemesi için araç üstüne uzanan hortum) araçlarımızın demirbaş ekipmanlarıdır.



-Neden off-road araçlar kullanmayı tercih ediyorsunuz?

Bu soru çok farklı cevaplar içerebilir. Şahsi görüşüm; her an her yerde bir arazi koşulu yolumuzu tıkayabilir. Örnek verecek olursak standart binek otomobil (biz cadde arabası deriz) tümseklerde veya engebeli yollarda konfor bakımından çok düşüktür, ayrıca bu tür zeminlere girildiğinde aracınıza büyük zararlar verebilirsiniz. Off-road araçları ise standart araçlara göre daha yüksek olduğu için bu tarz durumlarda, rahatımızı hiç bozmadan sıkıntısız ilerleyebiliriz.



-Off-road hobinize hangi zamanlarda vakit ayırmayı tercih ediyorsunuz?

OFFROAD07 olarak doğanın güzelliğini yakından görmek, doğanın içinde olmak için her hafta sonu geziler yapmaya çalışmaktayız. Kış mevsiminde Toros Dağları’nı, yaz mevsiminde ise sahil gezilerini tercih ediyoruz. Grubumuzda her meslek dalından insanlar var. Mühendis, memur ve özel sektör çalışanları gibi değişik dallardan, ortak bir hobide buluşuyoruz.
Bizim için haftanın en güzel günü Pazar olup, haftanın başlangıç günü Salı’dır…



Cuma’dan gezi rotamızı internetten ortak fikirlerle belirleriz. Cumartesi günü hazırlıklarımızı yaparız, Pazar sabahı yola çıkmak için buluşma noktamızı belirleriz. Düğün konvoyu gibi başlayan maceramız sert arazi koşullarında araçlarımızı test etmek ile başlar, eğlenceli geçişler ve gün sonu mangal ile devam eder. Maalesef bazen mekanik sorun veya kullanıma bağlı arıza sebebiyle araçlarımız arazide bozulabilir; bu durumlarda bazen kendi çabamız ile, bazen çekici vasıtası ile sanayi yolu bize gözükür. Hazır sanayi lafı geçmişken, off-road sever olarak hepimizin yolu sanayiden geçer. İyi bir off-road şoförü hem ustasını hem aracını iyi tanımalıdır. Ki zaten bir çok üyemizin vakti genelde sanayide geçiyor. Ya bir yer bozulur, ya da aracının bir yanına modifiye işlemi yapmak için sanayide geçer vakit. Bizler de bunu dikkate alarak, genelde sanayide buluşur, muhabbetimizi ustamız ile hep beraber yapar, merak ettiklerimiz sorar, bilgi dağarcığımızı geliştiririz.



“Bizler için yol bitmez, güzergah değişir.”

-Bu işe ne zaman gönül verdiniz?

Aslında benim tarihçem bu konuda çok yeni, 2011’in son aylarında aldım aracımı (1998 Model, Vitara). Ama merak işi küçük yaşlarıma kadar dayanıyor. Henüz ilkokuldayken, bir aile dostumuzun 1956 model Jeep’i ile gezimizde tanıştım off-road ile. Üstümüzün başımızın çamur olması, zor yollardan geçmek biraz eğlenceli geldi bana. 2005 senesinde henüz üniversitede okurken bir moto-cross almaya karar verdim. Yaz aylarında çalışarak biriktirdiğim para ile ilk arazi taşıtım olan Kawasaki KMX 125 motorumu aldım. Uzun yıllar bu motor ile Antalya’nın dağlarında, sahillerinde her yerinde gezdim. Sonra 3 yıl ara vermek zorunda kaldığım off-road’a 2010 senesinde geri dönmeye karar verdim. 1,5 yıl istediğim aracı aradım. Vitara tek kapı arıyordum ve temizini bulmak o dönem biraz sıkıntıydı. 2007’de sıfır aldığım aracımı, 2010 senesinde gözümü kırpmadan sattım. Cebime koyduğum para ile, ilan sitelerinde bulduğum her Vitara’ya bakmak için şehir şehir dolaştım. Hakkari’ye gittim, istediğim araba değildi geri döndüm. İzmir’e gittim, rengini beğenmedim, Ankara’ya gittim motorunu beğenmedim derken aradığım aracı kendi şehrimde buldum. Gözümü kırpmadan satışı gerçekleştirdim, şimdi aracımla her yere gidebiliyor olmanın huzuru ile bana her gün off-road, her gün keyif.



-Sizce off-road’un bilinmesi gereken ilk kuralı nedir?

Off-road’da öğrendiğim ilk kural (bunu tek başıma öğrenmiş olmam biraz üzücü, biraz eğlenceli); asla tek başına araziye çıkma!