Japonya GP’si Ferrari için bir başka hayal kırıklığına neden olurken Mercedes ve Hamilton için işler kusursuzdu. İngiliz pilot gidilecek 4 yarış kala puan farkını 59’a çıkardı ve şampiyonluk yolunda çok büyük bir avantajı eline geçirdi.
Gelin Japonya GP’si hafta sonundan dikkat çeken şeyleri 5 başlık altında toplayalım.
1 – Hamilton Makus Talihini Yendi
Lewis Hamilton, F1’in en çok pole pozisyonu kazanan pilotu olabilir fakat Suzuka onun için en iyi avlanma sahalarından biri değildi hiç kuşkusuz. 2009 ve 2016 arasında Suzuka’da koşulan 8 yarışın hiçbirine ilk cepten başlayamayan Hamilton, bu hafta sonu şeytanın bacağını kırdı.
Geçmişte burada istediği dengeyi bir türlü yakalayamadığını belirten Hamilton, Cumartesi günü oldukça baskındı ve 3 seansı da ilk sırada noktaladı. Son bölümdeki son hakkında elde ettiği 1.27.319’luk tur zamanı ise Suzuka’nın yeni tur rekoruydu ve böylece takvimdeki bütün pistlerde pole pozisyonu kazanmış oldu.
2 – Grid Cezaları Nüksetti
F1’in son yıllarda cebelleştiği en büyük sorunlardan biri güç ünitesi kullanımına ilişkin grid cezaları. Eylül ayının başında koşulan İtalya GP’si işlerin arapsaçına döndüğü yarış olmuş ve neredeyse gridin yarısı ceza almıştı.
İtalya’dan sonra koşulan 2 yarışta pek grid cezası göremesek de Suzuka, durumun bir kez daha kötüleştiği yarış oldu. Tam tamına 5 pilot güç ünitesi ve vites kutusu değişikliği nedeniyle grid cezası aldı. Ross Brawn FIA ile ceza sistemi üzerinde tartışacaklarını Monza’da açıklamıştı ancak sporun yönetim organı gelecek sezondan itibaren sadece 3 güç ünitesi kullanımına izin verecek kurallar dizisini onayladı. F1’in bu açmazdan nasıl çıkacağı gerçekten büyük bir soru işareti.
3 – Bir Maceranın Sonuna Gelindi
Jolyon Palmer, sıralama turlarını 14. sırada noktaladıktan sonra Instagram hesabından yaptığı açıklamayla, Japonya’da Renault ile son yarışına çıkacağını açıkladı. İngiliz sürücünün performansı 1.5 yıldır zaten ciddi eleştiriler alıyordu ve 2018 için Sainz’ı renklerine bağlayan Renault’nun, Malezya’dan itibaren Palmer’ı kızağa çekmesi bekleniyordu.
Palmer’ın Singapur’da 6. olarak kariyerindeki en iyi sonucu elde etmesi ve koltukta kalmak için zorlaması Malezya’da Renault’nun elini kolunu bağladı. Fakat Sepang’daki kötü performans bardağı taşıran son damla oldu ve Palmer takımdan gönderildi. İngiliz sürücü Renault ile çıktığı son yarışı liderin 1 tur ardında 12. sırada tamamlayarak buruk bir ayrılığa imza attı. ABD GP’sinde koltukta Sainz olacak. İspanyol pilot Renault’ya arzuladığı sonuçları kazandırabilecek mi? Göreceğiz.
4 – Vettel’in Şampiyonluk Umutları Hemen Hemen Sona Erdi
Oysa Alman pilot yaz arasına Macaristan’da aldığı galibiyet ile 14 puan önde girmiş ve Mercedes’in favori olduğu Belçika’da oldukça kuvvetli bir performans sergilemişti. Fakat Eylül’ün gelişiyle Vettel’de ve Maranello’da yaprak dökümüne başladı.
Alman pilot ilk olarak Ferrari’nin evindeki yarışta ıslak zeminde gerçekleştirilen sıralama turlarında araçla cebelleşti. Vettel yarışta kürsüye çıkmayı başarsa da Hamilton, 1 sene aradan sonra şampiyona liderliğini eline geçirdi. 4 kez dünya şampiyonu favori olarak geldiği Singapur’da enfes bir turla pole pozisyonunu elde etti fakat yarış başlangıcında agresif bir tavır takınınca galibiyeti Hamilton’a altın tepside sundu ve bir anda 28 puan geriye düştü.
Fakat işler bununla da bitmedi ve Vettel, Ferrari’nin mükemmel bir hıza sahip olduğu Malezya’da dayanıklılık sorunları yaşayarak gridin son sırasına mahkum oldu. Yarışta 4. olarak geri dönmeyi başarsa da Hamilton puan farkını 34’e çıkardı ve Suzuka, en ufak bir hatanın bile yapılmaması gereken bir yarıştı.
Ancak yine olmadı, olamadı. Vettel yarıştan önce buji sorunu yaşadı, Ferrari mekanikerleri bunu halletiklerini sandılar ama sorun düzeltilememişti bu, 4 kez dünya şampiyonu 2. turun başında Honda motoruna nazire edercesine rakiplerine bir bir geçildiğinde ortaya çıktı. Istırap fazla uzun sürmedi: Vettel 4. turda yarışa veda etti ve Hamilton yarışı kazanıp sezon finaline 4 yarış kala puan farkını 59’a çıkardı.
5 – Red Bull Sonunda İstediği Tempoya Kavuşmuş Gibi Duruyor
2017’nin teknik düzenlemelerinin genel olarak aerodinami üzerinde yoğunlaşması, sezon başlamadan önce Red Bull’un Mercedes’le şampiyonluk mücadelesi vereceğini izlenimi yaratmıştı. Fakat, süspansiyon yasağı ile rüzgar tünelinde yaşanan korelasyon sorunları Milton Keynes merkezli ekibin beklentilerini altüst etti.
Sezona Ferrari ve Mercedes’ten 1 saniye daha yavaş bir araçla başlayan Red Bull, Force India’nın da oldukça önündeydi ve uzun süre boyunca tarafsız bölgede savaşıp durdu. Ancak işlerin değişmeye başladığı yarış İtalya GP’si oldu. Sıralama turlarında Hamilton’a kafa tutan Red Bull sürücüleri grid cezaları nedeniyle son sıraya gerilediler. Buna karşın Ricciardo muazzam bir geri dönüşle 4. olmayı başardı.
Red Bull sürücüleri, Singapur’da sıralama turlarının son seansına kadar da çok rekabetçi göründüler fakat istenilen sonuç talihsizlikler yüzünden elde edilemedi. Bununla birlikte Malezya’da Vettel ve Ferrari’nin dayanıklılık sorunlarından faydalanan ekip, Mercedes’i pist üzerinde mağlup edip 1 sene aradan sonra ilk çifte podyumu elde etti. Red Bull sürücüleri bu hafta sonu da rekabetçi göründüler ve bir kez daha çifte podyum elde ettiler. Son yarışlar, Red Bull’un istediği form seviyesine ulaştığını gösteriyor. Onların sarf ettiği bu gelişim, gelecek sezon 3’lü bir şampiyonluk mücadelesi izleyebileceğimiz ihtimalini akıllara getiriyor.
;;;