Ben daha önce hiç böyle bir başlık atmamış, böyle de bir yazı yazmamıştım. Ama fark ettim ki böyle sıralayınca okuması hem kolay hem zevkli oluyor. Son zamanlarda teknoloji bloglarını daha sık takip eder oldum. O bloglarda böyle yazılardan çok var. 2012′nin En İyi 12 Buluşu, 2068′in En Seksi 68 Yeniliği vs. Ben de özendim. Formula 1′in 2013 sezonunda dikkat etmemiz gereken olayları, takip edilesi pilotları ve pilot savaşlarını, takımları, kişileri sıralamak istedim. Hor görmeyin, bir madde de siz ekleyin.
1. Hamilton-Mercedes kaynaşması
2013′te dikkat etmemiz gereken bundan daha önemli bir olay var mı bilemiyorum. Hamilton, altı yıldır birlikte olduğu takımı bırakıp gridin en tuhaf takımlarından birine geçince, herkes Jack Villeneuve ile karşılaştırma yapmaya başlamıştı. O da 1997′de şampiyonluğu aldığı Williams’tan ayrılıp BAR’a geçmiş ve sonra kariyeri de bitmişti. Mercedes’in kökeninin BAR’a kadar uzanıyor olması da bu karşılaştırmayı ironik hâle getirmişti. Hamilton’ın Mercedes’te neler yapabileceğini, Mercedes’in Hamilton’a ne verebileceğini şimdiden kestirmek mümkün değil. Geçen sezon %50 boyutlandırılmış rüzgâr tüneli nedeniyle sorun yaşayan, sezon ortasında %60 modele geçtiği için geliştirme yarışından düşen Mercedes sezonu berbat bir düzlemde noktalamıştı. Ancak bunun tek bir anlamı var, o da 2013′e hazırlanıyor olmak. Hoş, takım 2010′un yarısında da 2011′e hazırlanıyoruz demişti ya, karıştırmayalım şimdi. Mercedes, güçlü teknik kadrosu ve yeni rüzgâr tüneliyle birlikte 2013′e tıpkı 2012 gibi iyi bir giriş yapabilir. Hamilton bu ilk yarıda yarış kazanır ya da podyuma çıkarsa kendine olan güveni de oturabilir, takıma uyum sağlayabilir. Yine de ilk yarıda Hamilton’dan çok fazla bir şey beklemek hatalı olabilir. Takıma, mühendislere ve hattâ mekanikerlere alışmak biraz zaman alacaktır. 2013′ün her iki kamp için de bir hazırlık yılı olduğunu kabul edersek, asıl mesele, bu ikisinin 2014′e girende yeteri kadar birbirlerini anlamış ve birbirlerine alışmış olup olmayacaklarını. Kimyaları tutarsa, bu bileşik patlayabilir.
2. Hamilton-Rosberg kapışması
![[Resim: Hamilton-Rosberg-150x150.jpg]](https://www.efbir.org/wp-content/uploads/2012/12/Hamilton-Rosberg-150x150.jpg)
Rosberg ve Hamilton, karting zamanlarından
Tüm gridi sarsan Hamilton-Mercedes anlaşmasının doğurduğu sonuçların 2013′te en çok takip edilecek olaylar hâline gelmesi sanırım doğaldır. Hamilton’la aynı takımda her kim olursa olsun, o takım içi mücadele mutlaka ilgiyle izlenir, zira bir tarafta dünyanın en hızlı pilotlarından biri yer alıyor. Ancak bu takım içi kapışmayı yeşillendiren şey sadece Hamilton değil, iki husus daha var. Birisi, F1′e girdiği günden bu yana hep en hızlı pilotlardan biri olduğu düşünülen, ancak bunu bir türlü kanıtlayacak ortamı bulamayan Rosberg. Onun nasıl bir pilot olduğunu nihayet görebilme şansı, Mercedes’teki takım içi mücadelesini bambaşka bir boyuta daha taşıyor. 3 yıllık Mercedes macerasında Schumacher’e ilk iki sezon üstünlük kurduktan sonra, son sezonda yaşlı kurdun Rosberg’le kapışır hâle gelmesi (Sıralama karşılaştırması 10:10), Rosberg’le ilgili şüpheleri en azından bende yeniden ayağa kaldırdı. 43 yaşında olmasına rağmen hâlâ hızlı olduğu kuşku götürmez olsa da, böylesine yaşlı bir Schumacher’e karşı zar zor denklik kuruyor olması, insana 28 yaşındaki Hamilton’ın karşısında neler yapabileceğini sorduruyor. Elbette sezonun ilk yarısında Hamilton takıma ısınırken Rosberg bir nebze üstün görünebilir, ancak zaman içinde kimin öne çıkacağını görmek ve bu kapışmayı izlemek çok keyifli hale gelecek. Bu kapışmanın son boyutu da Schumacher. 2013 gridinde olmasa da bu ikiliyi yakından takip edeceğine hiç şüphem yok, zira bu kapışmanın sonucu kendisinin durumu hakkında da bize ipucu verecek. Eğer Rosberg, Hamilton’a üstünlük kurarsa o zaman insanlar Schumacher hakkında çok daha farklı düşünmeye başlayabilir. Mercedes’in 2013′ün manşetlerinde sıklıkla yer almasını sağlayacak çok önemli hususlar bunlar.
3. Sergio Perez, McLaren’de ne yapacak?
![[Resim: sergio-perez-150x150.jpg]](https://www.efbir.org/wp-content/uploads/2012/09/sergio-perez-150x150.jpg)
2012′nin en çok konuşulan konularından biri de Perez’di. Sadece McLaren’e geçişi değil, sezonun ilk yarısında gösterdiği performans ve aldığı üç podyumla zaten insanları konuşturmayı başarmıştı. Biz ondan Massa’nın yerine Ferrari’ye geçmesini beklerken, o Hamilton’ın yerine McLaren’e geçti. İlginçtir, bu noktaya kadar herkes bu kararın normal ve doğal olduğunu söylüyordu, ancak Perez bu imzayı attıktan sonraki yarışlarda hata üstüne hata yapıp, son 6 yarışı puansız kapatınca çatlak sesler de çıkmaya başladı. Whitmarsh bile Perez’in McLaren tarafından sıkı bir eğitimden geçeceğini ve Meksikalı pilotu transfer etmelerinin risk olduğunu söyledi. Ben McLaren’in Perez tercihinin yanlış olduğuna inandım hep, ama şimdi bakınca pek de haksızlık etmemek gerek diye düşünüyorum. Perez dışında aday olabilecek tek pilot Hülkenberg, sezonun ilk yarısında di Resta’ya karşı bir üstünlük kuramamıştı. Ne ilginç ki sezonun ikinci yarısında Perez düşüşe geçerken Hülkenberg yükselişe geçti. Sonuç olarak da McLaren’in Hülkenberg’i seçmesi gerektiği yönünde bir algı oluştu ki ben de bu algıyı paylaşıyorum. Perez’in aldığı podyumların hepsinin lastik stratejesi ve hava koşullarına bağlı olması da bu algıyı güçlendiriyor olabilir, yine de bekleyip görmek gerek. Telmex’in McLaren’e sağlayabileceği sponsorluk desteğinin yanında Hülkenberg’in verebilecek bir şeyinin olmaması da bu imzayı güçlendirmiş olabilir. Ama şu bir gerçek, şu anda McLaren Button-Perez ikilisiyle gridin en zayıf takımlarından birine sahip.
4. Hülkenberg Sauber’de ne yapabilir?
Normalde bu kalibredeki pilotların Force India-Sauber arasında transfer yapmaları pek görülen bir şey değil, ancak Hülkenberg’in bu hamlesini, Sauber-Ferrari ilişkisi düşünüldüğünde Maranello bileti olarak algılamak mümkün. En azından ben öyle görüyorum. Sauber 2012′de Mercedes’i rahatlıkla geçebilecek bir araca sahipken pilotlarının yetersizliği ve deneyimsizliği yüzünden istenilen puanları alamadı. Malezya’da, Spa’da yarış kazanabilecek bir araca bile sahipti, bu yüzden Hülkenberg’in Sauber’de çok iyi şeyler yapması mümkün. Abartılan di Resta’ya gerekli yanıtı sezonun ikinci yarısında vererek aslında McLaren’in koltuğuna da yakıştığını zımnen göstermiş oldu. Şimdi tek yapması gereken istikrarlı puanlar alarak kendini Ferrari’ye hazırlamak.
5. Çaylaklar savaşı: Gutierrez, Bottas, Chilton
Caterham’da Petrov, Force India’da da Alguersuari’nin koltuğa oturacağını tahmin edersek 2013′ün 3 çaylak mahşeri Meksikalı Gutierrez, Fin Bottas ve Britanyalı Chilton oluyor. Sauber’in Güney Amerika aşısının devamı olarak gelen Gutierrez, GP2′de pek etkileyici bir performans gösteremedi. Çaylak Calado karşısında yeterince üstünlük kuramaması ve tüm GP2 pilotlarında görülen sarsak ve istikrarsız sürüşü açıkçası beni pek etkilememişti. Kendisi de ilginç bir şekilde F1′e daha hazır olmadığını düşünüyor. Özgüveni bu kadar düşük başlarsa nasıl devam eder bilemedim. Özgüven açısından onun tam zıttı olan pilotsa Valtteri Bottas. Kariyeri oldukça parlak olan Fin pilot geçen yıl rekabetçi bir seride yarışmadığı için dezavantajlı olur mu bilemiyorum. Williams’ta geçen sezon Cuma günleri antrenmanlarında yeteri kadar tur attı ve göz doldurdu. Birçokları tarafından yeni Raikkonen olarak da gösteriliyor. Maldonado karşısında tek turlarda varlık gösterebilirse sene sonunda onu rahatlıkla geçebilir. Son çaylağımız da çaylaklar anaokulu Marussia’dan Max Chilton. Gridin yeni Britanyalısı. Kariyeri pek parlak değil. Üçüncü sezonunu yaşadığı GP2′de geçen yıl 4. oldu, toplamda 2 yarış kazandı. Charles Pic’le bu açıdan karşılaştırılabilir. Dolayısıyla Pic’in yaptığını Chilton da yapabilir ve arka gruptaki takımlara sadece para karşılığında 1 yıllığına gelip giden pilot deryasındaki bir sandal olmaktan çıkıp ikinci seferine yelken açan bir katamaran haline gelebilir. Sonuç: Gutierrez Hülkenberg’e direnemez, Bottas Maldonado’yu geçebilir ya da ikisi başa baş kalabilir, Glock da Chilton’a üstünlük sağlar.
6. Caterham puan alabilir mi?
Dördüncü sezonuna başlayan ve her üç sezonda da büyük yatırımlar yapan Caterham’ın artık bu yıl puanla tanışma şansı var mı? Bir anlamda var, zira kurallar çok değişmedi. Öndeki takımların yeni geliştirme yapma aralığı daralıyor, dolayısıyla geride kalan takımlar için gelişme potansiyeli daha deniş. Caterham, Toro Rosso ile aradaki farkı kapatabilir – teorik olarak. Ancak bunun için çok iyi pilotlara sahip olması gerek. Üç yılın sonunda Kovalainen’i gönderebilecek konuma gelmeleri acaba hırslarında bir değişim mi yaşandı duygusu uyandırıyor bende. Pic’in gelmesi ve ikinci koltuğa büyük ihtimalle Petrov’un oturması sürücü anlamında Caterham’ı bir üst seviyeye taşır mı, bilmiyorum. Puan için savaşan Caterham, ilk iki yılda diğer yeni takımların aksine paralı pilotlara sırtını çevirip Kovalainen ve Trulli gibi iki iyi pilota kapılarını açmış, alkışı hak etmişti. Ancak puan almaya yaklaştıkça para derdine girmeleri ve iyi pilot yerine paralı pilot peşinde koşmaları biraz hayal kırıklığı yaratıyor. HRT’nin durumuna bakıldığında yaptıklarını normal karşılamamak mümkün değil, F1′de mücadele edebilmek için bile çok fazla para gerekiyor. Yine de FOM’dan gelecek paranın artmasıyla birlikte Caterham’ın para güdülenmesinin daha azalmış olabileceğini düşünürdü insan. Öyle olmadı demek. Son yarışlarda Petrov’un Kovalainen’e ciddi biçimde üstünlük kurduğu doğru, ancak bunu, Kovalainen’in, koltuğunu kaybedeceği düşüncesiyle (belki de bilgisiyle) düşen motivasyonuna bağlıyorum.
7. Yeni Pirelliler yine yarışları etkiler mi?
Geçen sezon ilk yedi yarışı yedi farklı pilotun kazanmış olması, Pirelli’nin getirdiği yeni lastiklere ve bu lastiklerin yarattığı kumar ortamına bağlanmıştı. Lastiklerin en iyi performansı verdiği sıcaklık aralığının çok dar olması ve o aralığı belli hafta sonlarında -şans eseri- sadece bazı takımların/sürücülerin tutturabilmesi F1′e heyecan anlamında çok şey katmış, ancak tahmin edilebilirlik ve güven konusunda da bir yara açmıştı. Pirelli o günlerde çıkıp, sezon ilerledikçe büyük takımların lastikleri çözeceği ve eski düzenin yerine oturacağını söylemişti. Eh, haksız da çıkmadılar. İlk 7 yarışı 7 farklı pilot kazanırken, son 10 yarışı sadece 4 farklı pilot kazandı. Pirelli, 2013′e de agresif lastiklerle başlayacağını duyurdu, ancak takımların artık lastik konusunda bir üst düzeye çıkmış olmaları, 2012 gibi bir sezon başlangıcını görmemizi engelleyeceğini söyledi. Doğrusu 2012′nin sonlarına doğru Pirelli, sezon başındaki agresif yanını bırakıp çok fazla korumacı bir hale geçmişti. Pit-stop sayıları da ciddi biçimde düşmüştü. 2013′le birlikte Pirelli’nin yeniden o agresif yaklaşımına dönmesi takımları bir nebze de olsa sarsabilir, ancak 2012′deki gibi bir “kumar”ı görmeyeceğimiz aşikâr.
13 biraz fazlaymış. Ferrari, Red Bull, Lotus, Kimi Raikkonen vs. hepsiyle ilgili elbette merak edilen şeyler olacaktır, ancak özellikle dikkat edilmeyi gerektiren şeyler değil bunlar. Zaten her sezon az çok ilgilendiğimiz konular. Dolayısıyla sizin ekleyebileceğiniz bir şey olursa buyurun. Ben 13′e eremedim!
Ali Ünal