25 yıllık kariyerinin ardından hayali olan dünya şampiyonluğunu elde eden Nico Rosberg 2016’nın sonunda emekli olduğunu açıklamıştı. Sezon içerisinde hiç bir şekilde bu konuda konuşmamış olması emeklilik kararını daha ilginç ve daha büyük bir olay haline getirdi. 1993 yılında Alain Prost’un şampiyon olması ardından gelen emeklilik kararından bu yana böyle bir olay yaşanmamıştı.
Rosberg’in ayrılışı aslında dışarıdan göründüğü gibi ‘Biri gitti yerine başkası gelecek’ tarzında basit bir olay değildi. Rosberg, yeri rastgele doldurulabilecek bir pilot değildi keza Mercedes koltuğu da aynı durumda.
Rosberg’i özel kılan, Hamilton’dan ayıran bazı temel özellikleri var. Hamilton’un hızının kaynağı saf yetenek. Rosberg’te ise durum tam olarak böyle değil. Elbette Rosberg’de oldukça yetenekli bir pilot ancak başarısının temel kaynağı Alman kanı ile birlikte gelen çalışma disiplini. Bu disiplinin sadece kendisine değil takıma da oldukça büyük getirileri var.
Rosberg takım ile oldukça verimli çalışıyor. Yeni parçalar test ederken yaptığı geri dönüşler ile birlikte aracın gelişiminde Hamilton’dan ve griddeki pilotların çoğundan çok daha etkili. Ayrıca Rosberg tam bir takım oyuncusu. Bu sezon Monaco yarışında kendisinden çok daha hızlı olan Hamilton’a yol vermesi istenmiş, her ne kadar şampiyonluk için rakibi olsa da takımı düşünerek yol vermişti. İşte bu özellikler Rosberg’in yerini doldurmayı oldukça zorlaştırıyor.
”Gridin yarısı Rosberg’in yeri için beni aradı.”
Rosberg’in emekliliğinden daha büyük bir olay varsa bu kuşkusuz yerine kimin geleceğiydi. Evet Lauda’nın da dediği gibi yarışan veya yarışmayan pilotlardan Mercedes koltuğu için inanılmaz bir ilgi vardı. Bu sene kenarda bekleyip önümüzdeki yıl yarışmayı uman Button mı ? Acaba Alonso McLaren anlaşmasını yırtıp gider mi ? Massa emeklikten döndürülüp bir sene yarışır mı ? Mercedes pilot akademisinin meyvesi DTM şampiyonu Wehrlein’ın zamanı geldi mi ? Bottas’ı Williams’tan çalabilirler mi ? Yoksaaa gözlerimizi kanatan, kendisini öneren Pastor Maldonado mu ?
Bomba gibi düşen emeklilik kararının ardından ortalık oldukça karışmış durumdaydı. Mikrofonu eline alan konuşuyor, kalemi eline alan yazıyordu. Geçen bir kaç haftanın ardından gelen açıklamalar, yırtılamayacağı anlaşılan sözleşmelerden sonra koltuğa aday sadece iki pilot kalmıştı ; Bottas ve Wehrlein. Peki Mercedes hangisini seçmeliydi ? Red Bull gibi kendi yetiştirdikleri ama kapalı kutu olan Wehrlein’ı mı, yoksa 4 senedir yarışıp kendini kanıtlamış Bottas mı ?
Mercedes Williams’a resmi bir teklif götürerek tercihlerini açıkça göstermiş oldu ancak her ihtimale karşı Wehrlein kenarda tutuluyor, herhangi bir takımla anlaşması kesinleştirilmiyordu. Williams’ın çaylak Stroll’un yanına tecrübeli pilot istemesi Bottas’ı bırakmaya yanaşmamasına neden oluyordu derken takımın Massa’yı emeklilikten döndürmesi ile birlikte Bottas’a Mercedes yolu görünmüştü.
Resmi açıklamanın dün yapılmasının ardından Bottas önümüzdeki sezon Mercedes adına yarışacak. Peki Bottas yarıştığı 4 sezon boyunca Formula 1’de neler yaptı ?
Start aldığı yarış : 77 En iyi start pozisyonu : 2. (3 kez) En iyi yarış sonucu : 2.’lik (2 kez) Podyum : 9 En hızlı tur : 1 Puan : 411 En iyi sezon sonu sıralaması : 4.’lük
Bottas’ın Wehrlein yerine seçilmesinin temel nedeni bu sonuçlar mıydı ? Belki biraz, ucundan azıcık. Asıl neden ise Mercedes’in pandoranın kutusunu açmak istememesi. Evet Werlein hızlı bir pilot. Bu sezon Manor ile puan aldı, DTM şampiyonluğu yaşadı ve geleceği oldukça parlak. Ancak ortada bir sorun var : Hamilton.
Yıllar yıllar öncesine, 2007 senesine bir bakalım. Son iki sezonu Renault ile şampiyon tamamlayan Alonso McLaren’e gelir. Yanına ise babasının divanından gelen bizim kara oğlanı oturturlar. Kara oğlan her ne kadar alt serilerde hızından bahsettirse de Formula 1 için oldukça genç ve bilinmez durumdadır. Kendinden emin şampiyonumuz takımın kendi etrafında toplanmasını beklerken bizim kara oğlan hızıyla birlikte ortalığı karıştırır. Sene içinde patlak veren huzursuzluklar, Alonso’nun takım ile olan kavgaları derken bizim şampiyon sene sonunda yuvasına yani Renault’a geri döner.
Şimdi, eğer Mercedes Wehrlein ile anlaşmış olsaydı oluşabilecek bir kaç farklı durum var ;
1-) Kara oğlan balon çıkar.
2-) Kara oğlan fazla hızlı çıkar, çarşı pazar karışır.
Kara oğlan balon çıkar ;
Aslında balon çıkar demek çok doğru olmuyor ama demek istediğimi şöyle açıklayabilirim. Elimizde genç pilot akademisinde kendini kanıtlamış bir pilotumuz var ama yeterince tecrübeye sahip değil ve baskı kaldırabilecek mi bilinmiyor. Bazılarına göre DTM şampiyonu olmuş bir pilota bu şekilde ön yargılı yaklaşmak bile komik ancak burada devreye diğer kara oğlanımız giriyor yani Hamilton. Hamilton her açından inanılmaz bir pilot. Pist içinde olduğu kadar pist dışında da oldukça yetenekli. Akıl oyunlarını inanılmaz iyi oynuyor ki Rosberg’in emeklilik kararında bu akıl oyunlarıyla ve baskıyla da mücadele edebilecek gücü kalmadığı da etkenler arasında gösteriliyor.
Peki Wehrlein’ın balon çıkması Mercedes’i nasıl etkiler ? Şöyle düşünün : En hızlı araca sahipsiniz ama araçlardan birisi yarışı kazanırken diğeri sürekli pilotaj hatalarıyla birlikte puan kaybediyor. Red Bull’un sürekli yükselen performansı ve canavar pilotları ile arkanızdan geliyor oluşu göz önüne alınırsa bu tam bir kabus olur ancak daha kötü durumlar da söz konusu olabilir. Tıpkı 2016’da İspanya’da olduğu gibi iki pilotun teması ve muhtemel 43 puana elveda demek. Bence sıraladığımız sebepler Mercedes için 2017’nin kabus olması için yeterli.
Kara oğlan fazla hızlı çıkar, çarşı pazar karışır ;
Aslında bu neden en akla gelmeyen nedenlerden birisi. Bunu ortaya atmamın sebebi ise Toto Wolff’ün yaptığı “2007’de McLaren’deki gibi bir senaryo ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz.” açıklaması. Yazıda birazcık yukarılara çıkıp bakarsanız ne dediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.
Kara oğlanın risklerine karşılık Bottas neler vadediyor ?
Mercedes tercihini Bottas’tan yana kullanarak aslında Hamilton’un yanına ‘garanti puan getirecek ikinci pilot’ almış oldu. Yani Mercedes Red Bull’un yaptığı gibi genç pilot riskini almak yerine garanti olanı tercih etti ve markalar şampiyonluğunu garantilemek istediğini açıkça belli etti. Mercedes ile Red Bull’u kıyaslamak belki biraz yanlış olabilir. Sonuçta Mercedes son üç senede 6 şampiyonluk almış ve 2017’nin de favorisi konumunda. Böyle bir durumdayken göz göre göre şampiyonluk veya şampiyonlukları kaptırmak aptallık olur. Red Bull’un ise kaybedecek bir şeyi yok çünkü yedek takımları var ! Zaten Toro Rosso’dan yetiştirdikleri pilotları alıyor adamlar, beğenmezsen geri yolla ne ala memleket be !
Biz Bottas’a geri dönelim. En temel özelliğine bakacak olursak Bottas damarlarında akan Fin kanı sayesinde etliye sütlüye karışmadan yarışına bakabilecek bir pilot. Yarıştığı 4 sezon boyunca sadece 2 kez kaza yaparak yarış dışı kaldığı da bunu ve istikrarını açıkça ortaya koyuyor. Peki Mercedes’in geriye kalan beklentisi ne ? Hız. Yarıştığı 4 sezon boyunca Bottas 2 farklı takım arkadaşına sahip oldu : Felipe Massa ve Pastor Maldonado. Felipe Massa ile yarıştığı 3 sezon boyunca 407 puan toplarken Massa ise sadece 308 puan toplayabildi. Podyumlara geldiğimizde ise Bottas üstünlüğünü 9’a 5 sürdürüyor. Yaşlı kurtumuz Massa karşısında gösterdiği bu performans bence Mercedes’in istediği hız açısından gayet yeterli.
Mercedes bekleneni yaptı, gereksiz riskten kaçarak garanti oynadı ve Bottas’ı kadrosuna kattı. Peki gerçekten de öyle mi ? Bottas şampiyonluğun kokusunu aldıktan sonra Hamilton ile başa çıkacak hıza sahip olabilir mi ? 4 senedir beklediği galibiyeti Mercedes ile kazanabilir mi ? Yoksa Hamilton’un gölgesinde kalıp ikinci bir Kovalainen vakası mı bizleri bekliyor ?
Her ne kadar Wehrlein kapalı kutu olsa da Bottas için de ortaya çıkabilecek çok fazla durum var. Bakalım 2017 yılı yeni araçlar ile birlikte bize neler gösterecek.
###