Uygulama tabanlı Volvo on Call hizmetiyle, önemli bir işiniz varken otomobiliniz servise gitsin, yıkansın; hatta yakıt alsın istemez miydiniz? Elbette hepimiz isterdik; ancak bunun için iki koşul gerekiyor; birincisi bir Volvo S90 veya XC90 sahibi olmak, ikincisi ise San Francisco’da yaşıyor olmak.

Otomobil sahibi olmak elbette biz otomobil tutkunları için vazgeçilmez bir durum. Elbette otomobillerimizin bakım, yıkama ve servis durumları için ayırdığımız zaman ise oldukça çok. İşte çözümlerin markası olan Volvo’da bu durum için de bir çözüm var: Volvo on Call servisini kullanmak.

Akıllı telefon uygulaması bazlı bu servis, araç sahiplerinin acil ve önemli işleri olduğunda araçlarının yıkanması servise gitmesi ve yakıt alınması gibi işlemlerini hallediyor. Bir serviste olduğunuzu düşünün, aracınızı bekliyorsıunuz, ne yapıyoruz? Ya bir dergi, ya bir gazete ya da akıllı telefonlarımız elimizde, bir koltuk üzerinde araçlarımızın işleminin bitmesini bekliyoruz. Ne kadar sıkıcı ve zaman alıcı değil mi?

Volvo, yaptığı araştırmada %70 kullanıcınun yakıt dolum uygulamasını, %56 kullanıcının otomobillerinin servise götürülmesi hizmetini, %49 kullanıcının ise ihtiyaçları olduğunda araçlarının yanlarına getirilmesini istediğini belirtiyor. Tüm bu hizmetler dediğimiz gibi Volvo on Call servisi ile sağlanabiliyor.

Düşünsenize eşiniz veya sevgilinizle istediğiniz bir restorantta yemek yerken aracınızın servis bakımı, yıkaması veya yakıt dolumu hizmeti yapılıyor. Ne hoş değil mi?

Uygulama üzerinden bir ayarlama yapıldığında, program servis sağlayıcıya lokasyon ve saat bilgilerini gönderiyor. Otomobil geri geldiğindeyse kilitleniyor ve program iptal oluyor.

Volvo, 300 adet S90 ve XC90 üzerinde programın denemesini yapmaya başladı. Volvo bağlantı teknolojileri başkanı Anders Tylman-Mikiewicz konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu konuya ve servis sağlayıcılarımın yenilikçi hizmetlerine açık ve esnek bir yaklaşım sunuyoruz. Bu henüz başlangıç.”

Volvo on Call servisinin ne zaman tam anlamıyla hizmete gireceği ise henüz netlik kazanmamış durumda.

Ne diyelim, darısı ülkemizin başına…