Mali Selışık malzemeleri hazırladı ve hafta sonu tarihe geçen Max Verstappen'in tarifini verdi.
Neredeyse daha kartingdeyken herkesin dillendirdiği o kehanet gerçekleşiyor: Max Verstappen Formula 1'in bugünü ve geleceği. Max artık 18 yaşında bir Grand Prix galibi, kariyerinin devamında epey uzun bir başarı listesine sahip olacağından da artık herkes emin. Peki, Max Verstappen nasıl olunuyor? Evde kendi Max Verstappen'inizi yetiştirebileceğiniz bir formül henüz yok, gerçi Japonya'da da meşhur olmaya başladığı an bu ihtimal var, ama bir Max Verstappen için gerekli malzemeleri şöyle bir derledik.
Max Verstappen ve "ben tarihe geçtim" pozu
Yarışçılardan oluşan bir gen havuzuna sahip olun.
Max'ın anne tarafı, baba tarafına göre daha çeşitli bir yarış geçmişine sahip. Annesi Sophie zamanında Dan Wheldon, Giorgio Pantano ve Jarno Trulli'yi geçmiş bir kartingci. Dedesi Robert uluslararası bir karting dayanıklılık pilotuydu, dedesinin kardeşi GT ve rallikrosta yarıştı, bir IndyCar takımı kurdu. Annesinin kuzeni ise yine başarılı bir GT pilotu. Max'ın Kumpen tarafı damarlarında petrol akanlardan oluşuyor.
Jos ise Max'a yarışçı genlerini yalnızca kendinden aktarıyor. Hafife almamak lazım, Max İspanya GP'sini kazanana kadar Hollanda'nın tarihindeki en başarılı F1 pilotuydu.
Eh, iki yarışçı taraf bir araya geldiğinde doğacak çocuk, DNA'sının birkaç dizisi karbon fiberden oluşacak kadar saf bir yarış genine sahip oluyor. İlk ve en önemli adım bu.
Bütün hayatı yarışmak üzerine kurulu
Çalışın. Çok çalışın.
Spor dünyası tembel yeteneklerle ve takıntılı efsanelerle doludur. Anthony Gobert'i gelmiş geçmiş en yetenekli motosikletçi tartışmasında hiç duymuyor olmanız tam da bu yüzden mesela.
Max Verstappen ise karting günleri geride kaldığından bu yana, yani yaklaşık üç yıldır, deli gibi çalışıyor. Lee McKenzie'nin BBC için hazırladığı özel röportajında yarış hafta sonları ardından günde 3-4 saat simülatörde yarıştığını söylüyordu. Ayrıca Red Bull bünyesine girdikten sonra takımın simülatörlerindeki bütün rekorları da kırdığı söyleniyor.
Eğitiminin büyük çoğunluğunu evde gören Max Verstappen'in bütün hayatı yarışmak. Jos'tan gelen disiplinle ve içindeki tutkuyla Max yarışmaya dair her şeyi keyifle yapıyor, her geçen gün bir sünger gibi etrafındaki bilgileri çekip gelişiyor. Red Bull Racing RB12'nin kokpitine geçtiği üçüncü gün, bir Grand Prix kazandı. Sırada Monaco var ve Max'ın simülatörde yüzlerce tur atarak Prenslik'te antrenman yaptığına emin olabilirsiniz.
O ailemizin iyi çocuğu değil
İyi bir çocuk olmayın.
İyi çocuklar puan alır, kötü çocuklar yarış kazanır. Ayrton Senna, Alain Prost, Michael Schumacher, Fernando Alonso, Sebastian Vettel, Lewis Hamilton ve daha niceleri kendi değerlerinin ve bildiklerinin arkasında inatla durarak bu başarıları elde ettiler. Bazen nezaketsiz ya da sportmenlikten uzak görünebilirler ama günümüz sporunda, özellikle de Formula 1'de kazanmak istiyorsanız iyi biri olmaya değil, en iyisi olmaya çabalamanız gerekiyor.
Max istediğini alamadığında takım telsizinden çoğu sansürlenmek zorunda kalan mesajlar da gönderdi, yol vermesi istendiğinde kısa ve net bir "NO!" ile takımına cevap da verdi. Birinci sırayı sadece kendi hakkı olarak görüyor ve bu onu efsane yapacak belki de en büyük belirti.
Ayrıca genç bir pilot, aslında en genç, olmasına karşın Grand Prix Pilotlar Birliği'ni manasız bulduğu için katılmadı. F1'in seyirci anketini de sonuçta bir şey değişmeyeceğini düşündüğü için eleştirdi. Bu karar ve fikirlerin doğruluğunu tartışabilirsiniz, ama 17 yaşında F1'e gelen bir pilotun inandıklarının arkasında durması kumaşını belli ediyor.
Her şey Daniil Kvyat ile takas olmasıyla başladı
Şeker, baharat ve iyi olan her şey. Bir de X faktörü.
Her Formula 1 efsanesinin bir özel yarışı vardır. Mitolojilerdeki kahramanların ilk alametleri gibi, gelecekte yapabileceklerine ışık tutan özel sürüşler bizi onlara hazırlar. Ama x faktörü, şans, kader ya da ne derseniz deyin, özel bir şeyler olduğunun en açık göstergesidir.
Ayrton Senna'nın 1984 Monaco Grand Prix'sinde Toleman'ıyla çıkardığı efsane yarışta ve Sebastian Vettel'in 2008'deki Monza zaferinde yağmur başroldeydi. Formula 1'in en sık rastlanan şans perisi olan yağmur, bu iki büyük yeteneği bizlere müjdeliyordu.
Fernando Alonso'nun 2003 Macaristan'daki sürüşü, sonraki yıllarda Renault ile gelecek nice galibiyetin habercisiydi. Yarış içerisinde Michael Schumacher'e tur bindirmesi belki de bir işaretti.
Michael Schumacher'in de 1991 Belçika Grand Prix'si öyle pek uzun sürmedi. Vites kutusu arızasıyla yarış dışı kalmadan önceki gün kariyerinin ilk sıralama turlarında tecrübeli takım arkadaşının dört sıra önünde yedinci cebe yerleşivermişti. Schumacher'in orada olmasının tek sebebi ise Jordan'ı asıl pilotu Bertrand Gachot'nun Londra'da tartıştığı bir taksi şöförüne orantısız güç kullanmaya karar verip biber gazı sıkması ve İngiltere'de bunun yasak olmasından dolayı hapse atılmasıydı. Düşünseniz aklınıza gelmeyecek absürtlükte bir hikaye, Formula 1'e en büyük ismini kazandırdı.
Max Verstappen'in X faktörü de önce Kvyat'ın Vettel'le iki yarışta üç kez, yanlış zamanda yanlış yerde bulunarak çarpışmasıyla ortaya çıktı. Red Bull'a terfi etti, ilk sıralama turlarında dördüncü oluverdi.
Max önüne çıkan ilk fırsatı çok iyi değerlendirdi
Nico Rosberg'in seçtiği yanlış motor haritası, Lewis Hamilton'ın denediği atak ve Rosberg'in panikle yaptığı savunma sonucu iki Mercedes'in yarış dışı kalmasına neden oldu. Fırsat karşısına çıktı, Max de bunu değerlendirdi. O artık bir Grand Prix galibi.
Vefatından birkaç hafta önce Max ve Jos'un konuğu olarak Barcelona testlerine katılan, FC Barcelona'nın büyük Hollandalı efsanesi Johan Cruyff Max'ın "emin ellerde" olduğunu yazmıştı De Telegraaf'a.
Barcelona'nın Cruyff'un olmadığı bir dünyada ilk kez şampiyon olduğu gün, Max Verstappen kariyerinin ilk Formula 1 Grand Prix'sini kazandı. Ve tıpkı Cruyff'un söylediği gibi, Verstapen Red Bull ile emin ellerde. Uzun süre de öyle olmaya devam edecek.