Aprilia sürücüsü Maverick Vinales, MotoGP Portekiz Grand Prix'sinde sprint yarışını kazanarak tarihi bir dönüm noktasına imza attı.

2024 MotoGP sezonuna girerken, üç sürücü tarih yazmanın eşiğinde duruyordu: Bunlardan biri Aprilia ile Vinales'ken diğerleri Yamaha ile Alex Rins ve KTM ile Jack Miller'dı.

Hepsi de halihazırda iki üreticiyle (Vinales Suzuki ve Yamaha ile; Rins Suzuki ve Honda ile; Miller Honda ve Ducati ile) Grand Prix kazanmış olan bu üç sürücü, 2024'te kazanacakları bir zaferle MotoGP döneminde üç farklı markayla kazanan ilk sürücüler olacaktı.

Vinales'in Aprilia ile Portekiz sprintindeki ilk galibiyeti onu fiilen rekorun sahibi yaptı, ancak resmi olarak bu rekor kabul edilmedi.

Sprint formatı geçen yıl tanıtıldığında, rekorlar kitabında her zaman bir grand prix galibiyetinden ayrı olarak sayılacağı söyleniyordu. Ve anlaşılır bir şekilde, bunun baş ağrısına neden olması kaçınılmazdı.

Sprint formatını daha da karmaşık hale getiren şey ise, şampiyona da dahil olmak üzere pek çok kişinin bu formattan bir "yarış" olarak bahsetmekten bile çekinmesi.

Geçen yıl çok sayıda padok gazetecisiyle konuştuğumda, hafta sonu yazılarında çoğunun, grand prix ve genel olarak şampiyona üzerinde önemli bir etkisi olmadığı sürece sprintte olanlara çok az yer ayırdıkları konusunda fikir birliği vardı.

Autosport'un her grand prix için hazırladığı dergi raporlarını okuduğunuzda sprintten ne kadar az bahsedildiğini göreceksiniz.



Vinales'in Portekiz'deki sprint zaferi birkaç kilometre taşına işaret ediyordu: farklı motosikletlerle elde ettiği üçüncü zaferin yanı sıra Aprilia'daki ilk zaferi ve Yamaha'dan ayrılmadan önce Katar 2021'de elde ettiğinden bu yana ilk zafer. Tüm bunlar, sprintlerin bazıları tarafından nasıl görüldüğüne dair bir değişim yaşanmasına neden oldu.

Vinales ve Aprilia takımı bu zaferi bir grand prix zaferiymiş gibi kutladı. İspanyol sürücüye göre sprintte harcanan efor bir grand prix'den daha fazla ve zaferinin istatistiksel durumu çok az şey ifade ediyor.

Vinales, "Benim için hayır [bir fark yaratmıyor] çünkü sonunda sprintte yarıştakinden daha sıkı yarışıyoruz. Normalde sprint en çok mücadele ettiğim yer, bu yüzden sprintte zafer kazanmak inanılmaz." demişti.

Diğer sürücüler sprint galibiyetlerine farklı yaklaşımlar sergilediler. Silverstone ve Malezya'daki Cumartesi yarışlarını kazanan Alex Marquez, geçen yıl Motorsport.com'a verdiği demeçte Britanya GP sprint başarısını "Güzeldi ama ıslak zeminde bir sprint yarışıydı. Bu konuda her zaman gerçekçiyimdir, 'yarışı ben kazandım, en iyi benim' diyemem. Hayır, bunun özel bir durum olduğunu biliyorum." şeklinde yorumlamıştı.

Peki, bir sprint galibiyeti gerçek bir galibiyet midir?

Bir sprint yarışı galibiyetini kendisinden önce gelen sayısız grand prix zaferiyle kıyaslamak biraz saygısızca görünebilir. Yarışın yarısı kadar mesafede en iyi olmak, Valentino Rossi'nin 2009'da Barselona'da Jorge Lorenzo'ya karşı kazandığı ikonik zaferle kıyaslanamaz mı?

Peki ya kısaltılmış mesafelerde sonuçlanan Grand Prix'lere ne demeli? Jorge Martin'in geçen yıl 13 tur sonra kırmızı bayrak çekilen bir yarışta Japonya Grand Prix'sini kazanması, Francesco Bagnaia'nın iki hafta sonra Endonezya'da Martin'in kaza yapmasının ardından liderliği devraldığı tam mesafeli yarıştan daha mı az etkileyiciydi?



Örneğin Grand Prix yarışları günümüzde 1990'lara kıyasla çok daha güvenli, dolayısıyla bu durum fikirleri değiştirmeli mi? Peki ya Britanya GP'sinin Isle of Man TT'de düzenlendiği 1949 ve 1976 yılları arasındaki galibiyetleri?

Nihayetinde neyin gerçek bir yarış olup olmadığını istatistikler belirliyor, ancak bu durum bir sprint yarışını kazanmak için harcanan çabayı bir şekilde yalanlıyor.

Toprak Razgatlıoğlu, geçen ay Barselona'daki Sprint yarışında Rossi'nin 2009'da son virajda Lorenzo'ya yaptığını yapıp, Ducati'den Nicolo Bulega'yı son virajda geçerek çarpıcı bir Dünya Superbike zaferi elde etti. Türk sürücünün 2024'te Yamaha'dan BMW'ye geçtikten sonra BMW'deki ilk galibiyetini kutlamak için çarpıcı bir yoldu ve şimdiye kadarki en iyi WSBK yarışlarından biri olarak tarihe geçecek.

Sadece 10 turluk bir yarış olması önemli mi?

WSBK, 2019 sezonu için sprint yarışını (ikinci uzun yarış olan 2. Yarış için sıralamayı kısmen belirlediği için Superpole Yarışı olarak biliniyor) başlattığında, başlangıçta Superpole Yarışı galibiyetlerini ve uzun yarış galibiyetlerini ayrı ayrı saymayı planladı. Ancak ilk yarıştan sonra bu uygulamadan vazgeçildi ve 10 turluk sprintler WSBK'nın resmi galibiyetleri olarak kayıtlara geçti.

Belki de MotoGP'nin bunu benimsemesinin ve dünyanın, bir yarış ister beş tur ister 50 tur olsun, yarışa katılan sürücülerin her ikisine de aynı sayılıyormuş gibi her şeylerini koyduklarını kabul etmesinin zamanı gelmiştir.



tr.motorsport.com