Mistik şehir İstanbul, yine olağanüstü bir olaya ev sahipliği yaptı. Lewis Hamilton, Formula 1 2020 DHL Türkiye GP’de damalı bayrağı ilk sırada geçerek 7. kez dünya şampiyonu oldu. Gelin bu yazıda 7 kez dünya şampiyonu olan Lewis Hamilton’a neden bu kadar saygı duyulması gerektiğini konuşalım.
Lewis Hamilton, geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’daki zaferiyle beraber 7. dünya şampiyonluğu aldı ve hemen ardından Michael Schumacher ile karşılaştırılmaya başlandı. Hepimizin tahmin edebileceği gibi “Bir Schumacher değil.”, “Hamilton değil, araba kazanıyor.” vb klişe yorumlarda bulunuldu.
Ben ise asla Hamilton’ı, Michael Schumacher gibi bir ikonla karşılaştırma taraftarı değilim. Michael Schumacher – Lewis Hamilton karşılaştırmasını, Michael Jordan – LeBron James karşılaştırmasına çok benzetiyorum. Jordan ve Schumi bu sporların zirveye taşınmasında büyük rolü olan önemli isimler. Hamilton ve LeBron ise bu sporun günümüz dünyasındaki en büyük temsilcileri.
Aralarındaki fark da tam olarak bu. Schumi, Formula 1’i yarış tarihinin en tepesine yerleştirdi. Hamilton günümüzde onu istatistik olarak geçen tek pilot oldu ama diğer alanlarda maalesef bunu başarıyı yakalayamadı. Belki de hakkında çıkan tartışmaların ana sebebi bu oldu.
Bu tartışmalarda Hamilton’ın görmesi gereken o saygıyı maalesef göremediğini fark ettim. Bana göre bunun birden çok sebebi var. Bunlardan en önemlisi dünyadaki Ferrari sevgisi ve “Formula 1, Ferrari’dir.” görüşü. Evet bence de Formula 1, Ferrari’dir ama Lewis Hamilton’ın Ferrari’yi her zaman arkasında tutması, Formula 1’i arkasında tuttuğu anlamına da gelmemektedir.
Bu durum ne yazık ki birçok F1 fanında yanlış bir algı oluşmasına sebep olmaktadır. Eğer Lewis Hamilton bu rekorları ve şampiyonlukları kırmızı tulumla elde etmiş olsaydı şu an hak ettiği saygı görüyor olurdu.
Bana sorarsanız, Lewis Hamilton’a saygı duymamızı gerektiren en büyük etken onun da bu spora duyduğu saygıdır. Grid içerisinde bu spora onun gösterdiği saygı ve önemi gösteren bir pilot yoktur. Zaten onu son dönemde yenilmez kılan şey de bunlardır.
Lewis’in, yarışa başladığı yeri ve içinde bulunduğu zorlukları gözetmeksizin, aracının içindeyken tek bir hedefi vardır: “Kazanmak”. Onun azmi, hırsı, kazanma isteği de tamamen bu spora duyduğu saygıdan kaynaklıdır. Onu bu süreçte yenebilen Nico Rosberg de bunun farkında olduğu için yarıştan çekilmiştir. Nico’nun tek zaferi ona yetmiştir ve bu mağlubiyetin onu daha da hırslandıracağını, onu bir daha yenemeyeceğini anlamıştır.
Hamilton, şampiyonlukları podyumdan izlemek istemedi ve zaten bunu yapmazdı. Savaşmaktan asla kaçmazdı çünkü Formula 1’e duyduğu saygı ve sevgi buna izin vermezdi. Yaptığı işe bu kadar saygı duyan birinin en azından saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Evet onu sevmeyebilirsiniz ama 7 Kez Dünya Şampiyonu olan Lewis Hamilton’a saygı duymalısınız.
Taylan Özgür Karabulut
tr.motorsport.com