Formula 1 tarihinin ilk yarış kazası, Monako sokaklarında yaşandı. Engin Bakırburç, o günü ve o kazayı kaleme aldı.
Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın 13 Mayıs 1950 Cumartesi günü Silverstone’da start alan ilk yarışı vukuatsız sonuçlandı. O gün bitiş çizgisine ulaşamayan pilotların sayısı bir hayli fazlaydı fakat bu pilotların tamamı mekanik arıza kurbanıydı. Yarışta herhangi bir kaza yaşanmamıştı. Pistin bulunduğu geniş ve düz arazi, II. Dünya Savaşı sırasında havaalanı olarak kullanılmaktaydı. Yarış rotası, arazideki uçak pistlerini çevreliyordu. Uzun ve geniş düzlüklerle birlikte yalnızca sekiz virajdan oluşan bu rotanın o günkü mevcut koşulları, herhangi bir kazadan kaçınmayı kolaylaştırıyordu.
Yalnızca sekiz gün sonra, Fransa’nın güneyinde, Akdeniz kıyısında yer alan küçük bir şehir devletinde, sezonun ve şampiyona tarihinin ikinci yarışı koşulacaktı. Koşullar bambaşkaydı. Uzun ve geniş düzlüklerden ya da devasa kaçış alanlarından söz edebilmek mümkün değildi. Bu kez yarış parkuru, şehrin göbeğinde yer alıyordu. Dar sokaklar, yüksek binalar, kaldırım taşları ve hatta bir adet tünel… Pilotları İngiltere’dekinin aksine sıkı ve sıkışık bir mücadele bekliyordu.
Pistin şekli, günümüzdeki halinden farklıydı. Tünel daha kısa ve daha dardı. Tünelin çıkışındaki şikan dört değil, yalnızca iki apeksliydi. Bugünkü pit yolu, pistin bir parçasıydı. Yüzme havuzu şikanı ve La Rascasse virajı mevcut değildi. Tabac’ı dönen araçlar, bugünkü pit yolunu ters yönde kat ediyorlardı. Günümüzde yaklaşık 90 derecelik bir açıya sahip olan ve Antony Noghès’nin adını taşıyan son viraj ise keskin bir U dönüşüydü ve Gazomêtre olarak biliniyordu.
İngiltere’deki mücadeleyi pole’den başlayarak kazanan Giuseppe Farina, bu hafta sonunda ise pole’ü Juan Manuel Fangio’ya kaptırmıştı. Ancak zaferi kaptırmak gibi bir niyeti yoktu. Diğer taraftan, kaderin Farina için farklı planları vardı.
1950’li yıllarda Monako’nun nüfusu ve ziyaretçisi bugünkü kadar yoğun değildi. Haliyle şehre yanaşan tekne sayısı daha azdı ve pistin bir kısmını çevrelediği koy, çok daha boştu. Araçların geçeceği sahil şeridi ile Akdeniz’in tuzlu suları arasında teknelerden oluşan bir dalgakıran yoktu. Yarışın koşulacağı rota, gerçek anlamda denize sıfırdı ve bu coğrafi koşullar Farina’yı hiç de memnun etmeyecekti.
Farina’nın galibiyet hayalleri, 100 turluk yarışın henüz ilk turunda suya düştü. Tabac virajını sular altında bırakan beklenmedik bir dalga, büyük bir kaosa davetiye çıkardı. Islak zemine lastik basan ilk isim, yarışa ilk cepten başlayan ve startta yerini kaybetmeyen Fangio’ydu. Arjantinli, bu bölgeyi sorunsuz bir şekilde geride bıraktı. Rakipleri ise o kadar şanslı değildi. İkinci sıradaki Farina, aracının kontrolünü kaybederek yarışın ilk turunu hem kendisi hem de pek çok rakibi için son tura çevirdi.
Tabac’ın dış kısmındaki duvar, spin atan Farina’ya hiç de nazik davranmadı. Duvara çarpan aracın yarış çizgisi üzerinde kalması ise arkadan gelen pilotlar için son derece kötü bir sürprizdi. Farina’nın ilk ziyaretçileri, Luigi Fagioli ve José Froilán González oldu. Temastan kaçamayan Fagioli, yolu tamamen kapattı. Hemen arkadaki González de oldukça hızlıydı ve olay henüz ilk turda gerçekleştiği için araçlar arasında mesafe yok denecek kadar azdı. González’in her iki araca da çarparak yolu açmaktan başka hiçbir seçeneği yoktu. Takipteki isimlerin bir kısmı, González’in açtığı yoldan devam etmeyi başardı. Louis Rosier ve Robert Manzon ise o başarılı isimlerden değillerdi. Bu ikili, aynı noktada ikinci bir zincirleme kazanın fitilini ateşledi. Bu partiye Harry Schell, Emmanuel de Graffenried, Maurice Trintignant, Cuth Harrison ve Franco Rol de katıldı.
Kazaya karışan on aracın dokuzu yolda kaldı. Yola devam edebilen tek isim González’di fakat onun macerası da yalnızca bir tur sürdü. Hasarlı aracı alev alınca ikinci turun sonunu göremedi. González, günü hafif yanıklarla tamamlarken diğerleri çok daha şanslıydı. Olay sırasında ve sonrasında hasarlı araçlardan litrelerce benzin yola dökülmüş fakat büyük bir mucize eseri, Tabac virajında tek bir kıvılcım bile çıkmamıştı. Çenesinden hafifçe yaralanan Manzon dışında kimsenin burnu bile kanamamıştı.
Günün kazananı Fangio oldu. Şampiyona tarihindeki ilk yarış kazasının başrol oyuncusu Farina ise belki o gün çok üzgündü fakat yakın gelecekte elde edeceği büyük başarıdan habersizdi. Şampiyona tarihinde pole pozisyonuna yerleşen, en hızlı turu elde eden, yarış kazanan ve yarış kazası yapan ilk isimdi. İlklerin adamı, ilk şampiyonluğu da başkalarına kaptıracak değildi.
Yazı: Engin Bakırburç
eureur