Kevin Magnussen, "All or Nothing" adlı kitabında sadece 1 yıl süren Renault dönemi hakkında daha önce duyulmamış bilgiler verdi.

Magnussen, "All or Nothing" adlı kitabında ilk olarak F1'e yükseldiği McLaren yıllarından ve İngiliz takımdaki sancılı ayrılık sürecinden bahsetmişti.

McLaren, 5 Ekim 2015 günü Magnussen'le yollarını ayırdığını açıklamış ve bu açıklama, Magnussen'in doğum gününde yapılmıştı.

Magnussen'e birçok serideki farklı takımlardan ilgi duyuluyordu ancak Magnussen, McLaren'ın kendisine verdiği sözler nedeniyle bu teklifleri reddetmekteydi. Danimarkalı pilot, 2015'in son çeyreğinde serbest kalınca bu tekliflere artık "evet" diyebilirdi ve opsiyonlarını değerlendirmeye başladı.

2014 ve 2015 sezonlarında olduğu gibi, 2016 sezonu için de Magnussen'e ilgi büyüktü. Magnussen, McLaren'dan ayrılmasının ardından ilk olarak Toto Wolff ile görüşmüş. Wolff, Magnussen'e bir Mercedes DTM aracıyla test yapmasını teklif etmiş. Magnussen, DTM test teklifini kabul etmiş ve Mercedes DTM aracını test etmiş.

Bu testin ardından ise Wolff, 2016 DTM sezonunda Mercedes'le yarışması için Magnussen'e teklifte bulunmuş ancak Magnussen, F1'de devam etmek istediğinden bu teklifi reddetmiş.

F1 opsiyonlarını gözden geçiren Magnussen, 2016 sezonu için ilk olarak Haas F1 takımı ile görüşmüş ancak bu görüşmeler olumlu sonuçlanmamış.

Bunun üzerine Magnussen, 2016 senesinde spora geri dönecek olan Renault ile görüşmelere başlamış.

Magnussen, dönemin Renault takım patronu Cyril Abiteboul'un kendisine "Renault'nun geleceği" olduğunu söylediğini ve Fransız takım patronunun görüşmelerde oldukça istekli olduğunu belirtiyor.

Kontrat görüşmelerinde Renault ve Abiteboul'un oldukça istekli olmasının yanı sıra Renault gibi büyük bir markanın spora geri dönmüş olması da Magnussen'i ikna etmeye yetti ve Danimarkalı pilot 2016 sezonu için Renault ile anlaştı.



Renault, Lotus F1 takımını satın alarak 2016'da spora geri dönmüştü. Fransız markanın büyük hedefleri bulunuyordu ve takımın en büyük hedefi elbette şampiyonluktu. 2005 ve 2006 yıllarında şampiyonluğa ulaşmış tarihi marka, yeniden F1'in zirvesine çıkabilmek için büyük yatırımlar yaptı.

Renault, tıpkı Magnussen gibi gelecek vaat ediyordu ve Renault-Magnussen birlikteliğinin oldukça başarılı olabileceğini düşünülmekteydi.

Ancak 2016 sezonu, ne Magnussen ne de Renault için istenildiği gibi geçmedi ve Magnussen, 2016 sezonunun sonunda Renatult'dan ayrıldı.

Renault'nun 2016 F1 aracı, beklenen tempoya sahip değildi. Fransız ekip, sezon boyunca 8 puan toplayabildi ve sezonu 11 takım arasından 9. sırada tamamladı. Magnussen, teknik olarak pek parlak geçmeyen bu sezonda, takımın içinde de sorunlar yaşandığını belirtiyor.

Takım patronu Abiteboul, kontrat görüşmelerinde Magnussen'e "Renault'nun geleceği olduğunu söylemiş ve Danimarkalı pilota karşı oldukça istekli davranmıştı. Fakat Danimarkalı pilot, Abiteboul'un sezonun ilk yarışlarında kendisine tamamen farklı davrandığını söylüyor.

Magnussen; sezonun ilk yarış hafta sonlarında Abiteboul'un kendisini görmezden geldiğini, kendisiyle konuşmadığını ve "Merhaba" bile demediğini dile getiriyor.



Jolyon Palmer, 2016 sezonunda Magnussen'in takım arkadaşıydı. Magnussen, sezonu 7 puanla tamamlamıştı; Palmer ise sezon boyunca 1 puan alabilmişti.

Magnussen, Palmer'in akademik bir çalışma yaparmış gibi her şeyi analiz ettiğini dile getiriyor. Danimarkalı pilot, Palmer'in aracın içini ve dışını bir mühendis kadar iyi bildiğini de ekliyor.

Palmer, aracın teknik tarafı hakkında bilgi sahibiydi ve veri analizi konusunda da iyiydi ancak Renault kariyerinde çoğunlukla istenilen sonuçları almakta zorlandı ve 2017 sezonun son çeyreğinde takım tarafından kovuldu.

Magnussen, bunun nedeninin Palmer'in kendine yeteri kadar güvenmemesi olduğunu düşünüyor. Danimarkalı pilota göre; Palmer, "kalbinden çok beyniyle sürüyordu" ve bu yüzden istenilen seviyeye çıkamadı.

Magnussen, ayrıca, takım içinde Palmer'in pek de beğenilmediğini ve küçümsendiğini söylüyor.

Takım, Magnussen'den Palmer'i sadece yenmesini istememiş, onu açık farkla yenmesini istemiş. Renault'nun sportif direktörü Alan Permane, Magnussen'den tur zamanlarının Palmer'e kıyasla yarım saniye daha hızlı olmasını istiyormuş.



2016'nın yaz arasında, Renault aracına yeni bir güncelleme getirerek aracın yere basma gücünü artırmaya çalışmıştı. Magnussen, bu güncellemenin ardından aracın karakteristiklerini anlamakta zorlandığını belirtiyor.

Danimarkalı pilot, yeni güncellemeyle birlikte aracı anlamakta zorlandığından güncellemeyi aracından kaldırmak istemiş ancak buna izin verilmemiş.

Magnussen'in bu güncellemeyle birlikte aracı kullandığı ilk yarış Belçika Grand Prix'siydi. Danimarkalı pilot, bu yarışta Raidillon Virajı'nın çıkışında aracının kontrolünü kaybederek 47G'lik bir kaza yaptı.

Magnussen'in Renault kontratı 1 yıllıktı ve 2016 sezonun ortalarında, yeniden kontrat görüşmelerine başlandı.

Renault, ilk olarak Magnussen'in kontratını 1 sezon daha uzatmak istemiş. 2016 sezonu için Magnussen'le görüşmüş olan Haas, 2017 sezonu için de Magnussen'e teklif götürmüş. Haas, ilk görüşmede Magnussen'e 2 senelik bir kontrat teklif etmiş.

Magnussen, Haas'a kontratta belirtilen ücretin 2 katını istediğini söylemiş ve Günther Steiner, bunu hemen kabul etmiş.

Bunun üzerine Magnussen, o dönem Renault'da çalışan Frédéric Vasseur ve Alan Permane'ye Haas ile görüştüğünü açıklamış. Vasseur ve Permane, Magnussen'e Haas'ın "b*ktan bir takım" olduğunu söylemiş ve Haas'la sözleşme imzalamaması gerektiğini belirtmişler.

Vasseur ve Permane ne kadar engel olmaya çalışsa da Magnussen, Renault'nun 1 yıllık teklifini reddetti ve Haas'la 2 senelik bir kontrat imzaladı.



Magnussen, Haas'la anlaştığını ilk olarak Vasseur'e söylemiş. Sonrasında da diğer takım üyeleriyle paylaşmış. Magnussen'in Haas'la anlaşmasıyla birlikte, sancılı bir ayrılık süreci başlamış.

Magnussen, ayrılık sürecinde Abiteboul'un liseli bir çocuk gibi davrandığını belirtiyor. Magnussen'e göre; Abiteboul, "ilk ben ayrıldım" dercesine Magnussen'i kovduklarını ve Magnussen'in kendi iradesiyle takımdan ayrılmadığını ima etmeye çalışmış.

Magnussen'in takımla devam etmeyeceğinin öğrenilmesinin ardından, Abiteboul, Magnussen'i aramış ve 2017 için Palmer'i seçtiklerini, kendisiyle yola devam etmeyeceklerini belirtmiş.

Ancak Magnussen, bu telefon görüşmesinden önce zaten takımla devan etmeyeceğini paylaştığından, bu görüşme Danimarkalı pilota mantıksız gelmiş.

Abiteboul, sonrasında Renault'nun 2017 sezonu için Palmer'i seçtiğini belirten bir basın açıklaması yayınlatmış.

Magnussen'in takımdan ayrılmasının ardından, Renault pilot arayışına geçmişti. Magnussen, bir röportajda Renault'nun koltuğunu herkese önerdiğini söylemiş ve Renault'nun Papa'ya bile teklif götürdüğü konusunda şaka yapmıştı.

Renault, Magnussen'i bu demecinden dolayı dava açmakla tehdit etmiş ve Magnussen, bu konu hakkında daha çok konuşmaması hakkında yazılı bir uyarı almış.

Magnussen, tıpkı McLaren döneminde yaşadığı gibi sancılı bir ayrılık dönemi atlatmasının ardından 2017-2020 yılları arasında Haas F1 takımıyla yarıştı ve bir yıllık aranın ardından bu sezon gride geri döndü.

Barselona testlerinde yer alamasa da araca hızlı bir şekilde alışabilen Danimarkalı, sezonun ilk yarışlarında gösterdiği performanslarla ne kadar kaliteli bir pilot olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Henüz 29 yaşında olan Magnussen, Haas'ta yarışmanın basit olduğunu ve takım içinde saçmalıklara yer olmadığını söylüyor. Magnussen'e göre, Amerikalı takım para ve politikadan çok, sadece yarışmakla ve yarış ruhuyla alakalı.



tr.motorsport.com