İngiliz Parlamentosu'na bağlı 20 kişilik bir grup, FIA ve Formula 1 yönetiminin Bahreyn ve Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlallerine karşı daha duyarlı olmasını istedi.

Son dönemde Ben Sulayem yönetimine açıkça savaş açan İngiliz Parlamentosu, birçok kez FIA'ya ulaşmaya çalışmış ancak çabalarından sonuç alamamıştı.

Sezonun başlamasına kısa süre kala çalışmalarını hızlandıran Parlamento, aralarında eski İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ve gölge başbakan John McDonnell'ın da bulunduğu 20 kişilik bir partiler üstü milletvekili grubu vasıtasıyla hem F1, hem de FIA'nın "insan hakları sicili şüpheli ülkelerdeki" faaliyetlere ilişkin bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

Çağrının politik açıdan doğru bir tarihte yapıldığını söyleyebiliriz, nitekim F1 üç hafta içinde önce Bahreyn'de, sonra da Suudi Arabistan'da yarışacak.

F1 CEO'su Stefano Domenicali, FIA Başkanı Mohammed Ben Sulayem ve FIA tek koltuklu yarışlar şefi Nikolas Tombazis'e hitaben yazılan mektupta milletvekilleri, 2022 yılında Suudi Arabistan'da bir günde 81 mahkûmun idam edilmesine atıfta bulunuyorlar.

Bunun yanı sıra Bahreyn'in tahminen 1300 siyasi mahkumla Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde ülkeler arasında nüfusuna oranla en yüksek hapis cezasına çarptırılan ülke olduğuna dikkat çekiyorlar.

Milletvekilleri "F1'in Bahreyn'e F1 tarihindeki en uzun sözleşmeyi [2036'ya kadar] verirken Bahreyn Haklar ve Demokrasi Enstitüsü gibi insan hakları grupları da dahil olmak üzere kilit paydaşlarla ilişki kurmayı reddetmesini ve F1'in kendi politikasını ihlal etmesini kınadıklarını" belirttiler ve F1 ve FIA'yı "mevcut insan hakları politikanızın yeterliliğini ve etkinliğini ya da eksikliğini değerlendirmek üzere bağımsız bir soruşturma başlatmaya" çağırdılar

Milletvekilleri ayrıca her iki tarafa da "Bahreyn'e siyasi tutukluları derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaları için ellerinden gelen her türlü baskıyı yapmaları" çağrısında bulunuyor.

Mektup şöyle sona eriyor: "Milyonlarca dolarlık karlar insan hakları pahasına elde edilmemelidir."

"Varlığınızın olumlu bir etki yaratmasını sağlamakla yükümlüsünüz; Bahreyn'de siyasi mahkumlar parmaklıklar ardında olduğu sürece bu mümkün olmayacaktır."

"Lewis Hamilton konuşabiliyorsa, siz neden konuşamıyorsunuz?"



Mektuba destek veren Bahreyn Haklar ve Demokrasi Enstitüsü Direktörü Sayed Ahmed Alwadaei, "Milletvekilleri F1'in Bahreyn ve Suudi Arabistan'ın insan hakları sicilinin sporla lekelenmesindeki rolünü ifşa etmekte haklıdır."

"F1 yönetimi, kanıtlar aksini gösterirken, bu ülkelerdeki varlıklarının olumlu bir etkisi olduğunu iddia edemez."

"F1, acımasız Körfez otokratlarından kazanç sağlamaya devam etmekte, mağdurlar bedel öderken milyonlarca dolar kazanmaktadır."

"Lewis Hamilton adaletsizlik karşısında sesini yükseltebildiğinde, F1 yönetiminin takip etmesi gereken ahlaki bir standart oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı

Baş imzacı Lord Scriven ise "Yönetimden bazı şeyler yapmalarını istiyoruz, bunlar aşırı ya da radikal şeyler değil, ahlaki liderliği merkezinde barındıran herhangi bir spor kuruluşunun açıkça benimsemesini beklediğimiz şeyler." dedi.

Şimdi konu hakkında F1 ve FIA'nın görüşleri bekleniyor.

tr.motorsport.com