Lewis Hamilton, FIA’nın Formula 1 Katar Grand Prix’sinde yarışın daha heyecanlı hale getirilmesi için yeterli inisiyatif almamasını sorguladığını açıkladı.

Geçtiğimiz hafta sonu boyunca geçişlerin son derece zor olduğu gözlemlenirken, Lusail pistinin araçların birbirini yakın takip etmesine izin vermeyen yapısı ve çoğu pilotun yetersiz bulduğu kısa DRS bölgesi eleştirilerin odağında yer aldı.

Hamilton, pistin artık Monaco ile birlikte “muhtemelen gitmemiz gereken en kötü yarışlardan biri” olduğunu belirterek, buna rağmen yüksek hızlı sürüşlerin pilotlar açısından keyifli olmasının çelişkili bir durum yarattığını ifade etti.

Hamilton’ı en çok hayal kırıklığına uğratan nokta ise Katar’daki geçiş sorununun yeni olmaması ve önceki yarışlardan beri biliniyor olmasıydı. Bu nedenle, FIA’nın bu yılki yarış öncesinde DRS bölgesinde veya pit yolu kayıp süresinde değişiklik yapmamasını anlamadığını dile getirdi.

Yarışı 12. sırada tamamlayan Hamilton, “Pilotlar brifinginde onlara şu soruyu sordum: ‘Geçen yıl hiç geçiş olmadığını gördünüz. Peki neden örneğin DRS bölgesini uzatmadınız?’ Onlar da, ‘Aklımıza gelmedi’ dediler. Ben de, ‘Ne yapıyorsunuz siz?’ dedim,” ifadelerini kullandı.

Hamilton, pistin bazı noktalarında yapılacak düzenlemelerin yarışı tekdüze bir geçit törenine çevirmek yerine heyecanı artırabileceğini savundu. “Pit yolunda geçirilen süre 26 saniye. Pit yolunun sonunda gereksiz yere uzun bir alan var, bunu daha erken bitirebilirsiniz. Ayrıca pit yolu çok erken başlıyor, bu yüzden daha kısa hale getirilebilir,” şeklinde konuştu. “Geçiş yapılamayan bir pistte yarışmak muhtemelen gitmemiz gereken en kötü yarış. Oysa burası çok güzel bir yer ve organizasyon çok iyi. Bu yüzden başka bir çözüm bulmaları gerekiyor,” dedi.

Mercedes pilotu George Russell da DRS bölgesinin yetersizliğine dikkat çekerek, “Burası sürüş açısından harika bir pist ama başka bir aracı DRS mesafesine kadar yakalayıp geçmek imkânsız. DRS çok kısa ve ilk viraj çok hızlı. Geçiş için en az 100 metrelik yavaş bir viraj gerekiyor ama frenaj alanı sadece 40 metre,” açıklamasında bulundu.

Podyuma çıkan Carlos Sainz ise geçiş fırsatlarını artırmak için son ve ilk virajların yeniden şekillendirilmesinin en iyi çözüm olabileceğini ifade etti. Sainz, “Herkes Katar’a gelmeye devam etmek istiyor ve Katar da daha iyi yarışlar düzenlemek istiyor. Seneye DRS olmayacak, bunu unutabiliriz. Ancak buradaki alan sayesinde son virajı daha dar hale getirmek mümkün olabilir. 15. virajdan sonra düzlük devam ettirilip ana düzlük öncesi bir saç tokası viraj eklenebilir. Ayrıca ilk virajı da Austin tarzında, daha dar ve daha fazla frenaj gerektiren bir viraj yapabilirsiniz. Ama bilmiyorum, her zaman önerilerimiz oluyor, pist tasarımıyla ilgili fikirlerimiz var. Sadece pistin ya da FIA’nın bu değişiklikleri yapma kapasitesi olup olmadığını bilmiyoruz,” dedi.

Ancak, pistte kısa vadede bir değişiklik yapılması beklenmiyor. Özellikle 2026’da Formula 1 araçlarında yürürlüğe girecek yeni kuralların tamamen farklı bir yarış ortamı yaratma ihtimali bulunuyor. Gelecek yıl DRS’nin kaldırılmasıyla birlikte geçişler daha çok enerji yönetimine bağlı olacak ve bu da alışılmışın dışında noktalarda ataklara kapı aralayabilir.

Ayrıca, 2026 araçlarında uygulanacak yeni aerodinamik düzenlemeler sayesinde araçların birbirini daha yakın takip edebilmesi hedefleniyor. The Race’in geçtiğimiz hafta açıkladığı verilere göre, mevcut jenerasyon araçlar, öndeki araca 20 metre mesafede kaldıklarında yere basma kuvvetlerinin yalnızca %80’ini koruyabiliyor. Bu oran, mevcut kuralların başlangıcında %95 seviyesindeydi. FIA’nın ilk CFD simülasyonları, 2026 araçlarının benzer mesafede yere basma kuvvetinin %90’ını koruyacağını öngörüyor.

Lusail MotoGP’de Çok Farklı

MotoGP tarafında ise Lusail’in geçişe kapalı bir pist olarak anılması dikkat çekici bir durum olarak öne çıkıyor. MotoGP dünyasında, özellikle son virajda yaşanan son tur mücadeleleriyle bilinen Lusail, genellikle çok aksiyonlu yarışlara sahne olan bir pist olarak biliniyor.

Bunun temel nedeni ise motosikletlerle otomobiller arasındaki dinamik farklar ve çöl pistinin (unutulmamalı ki, motosiklet yarışları için inşa edilen ve Formula 1’in sonradan geldiği bir pist) tasarımının etkileri. Bu yıl F1 için DRS’ye kısa gelen ana düzlük, MotoGP’de rüzgâr gölgesiyle geçiş yapmaya imkân tanıyan ideal uzunlukta. Ayrıca, bitiş çizgisi son virajdan sonra yeterince uzakta olduğundan son ana kadar heyecan devam ediyor.

Hızlı ve akıcı virajların ardından gelen yavaş bölümler, farklı güçteki motosikletlerin farklı noktalarda avantaj elde etmesini sağlıyor ve MotoGP standartlarına göre geniş olan pistte farklı çizgiler kullanmak mümkün oluyor. MotoGP’de son yıllarda öne çıkan aerodinamik gelişmeler dahi Lusail’de yakın mücadeleyi kayda değer ölçüde etkilemedi ve pistte yakın rekabet halen norm olarak devam ediyor.

trf1.net