Ferrari’nin son haftalardaki güçlü performansı, 2026 aracının geliştirme sürecine yön verecek önemli teknik veriler sağladı.
Ferrari, arka arkaya Austin ve Meksika’da elde ettiği sonuçlarla mühendislik ekibine önemli bilgiler kazandırdı.
Her iki yarışta da Charles Leclerc’in podyuma çıkması, SF-25’in süspansiyon sistemine dair net veriler elde edilmesini sağladı. Elde edilen sonuçlar, bu alanda artık köklü bir değişikliğe gerek kalmadığını, yalnızca küçük iyileştirmelerin yeterli olacağını gösterdi.
Gazzetta dello Sport’un haberine göre, Ferrari için asıl dikkat çekici nokta, farklı karakterdeki iki pistte — yüksek rakımlı ve düşük tutuşlu Meksika ile klasik yapıdaki Austin’de — aracın hem sıralama turlarında hızlı, hem de yarış temposunda istikrarlı olabilmesiydi. Bu, takımın SF-25’in ayarlarında doğru yönü bulduğunu kanıtladı.
İtalyan mühendislerin iki hafta sonunda topladığı geniş veri havuzu, sadece sezonun kalan yarışları için değil, aynı zamanda 2026’da kullanılacak yeni araç üzerinde yürütülen çalışmalar için de büyük önem taşıyor. Özellikle SF-25’in altındaki tahta plakanın aşırı aşınma gözlemlenmemesi, gelecek yılın tasarımı için güven verici bir detay olarak öne çıktı.
2026 yılı itibariyle yeni araçlarda artık zemin etkisi ve Venturi tünelleri kullanılmayacak. Bu nedenle, son yarışlardan elde edilen verilerin gelecek yıla etkisi küçük görünebilir. Fakat SF-25’in ön ve arka süspansiyonunun performansı hâlâ tartışmalı olsaydı, çok daha büyük bir yeniden tasarım süreci gerekebilirdi.
Ferrari mühendisleri artık aracın temel mekanik yapısına güveniyor. Bundan sonraki süreçte odak, süspansiyonun ince ayarlarına, torsiyon yaylarının ve amortisörlerin sertlik derecelerinin geliştirilmesine kayacak. Bu parçalar, aracın yol tutuş dengesini ve pistteki sürüş yüksekliğini belirlemede kritik rol oynuyor.
Sonuç olarak Ferrari, 2026 aracı için istediği yönü belirlemiş oldu.
tr.motorsport.com