Formula 1, kısaltması F1 olan açık tekerlekli araçlar seviyesinin en üstü olan ve her yıl farklı bir ülkede yapılan araç yarışları dizisidir. Formula 1 yarışları oldukça maharet gerektiren ve bu konuda gerçekten yetenekli olan kişilerin yaptığı profesyonel bir spordur.

Formula 1 araçlarının gücü ve performansına bakıldığında pilotların ne kadar zorlandığı görmekteyiz. Araçların güçlü oluşu, bu pilotların yüksek seviyelerde basınca ve G kuvvetine maruz kalması anlamına gelmektedir. Bununla birlikte stres, anlık kararlar ve tetkik edebilme gibi işin duygusal ve düşünsel iletişimi de işin içine girdiğinde pilotların ne kadar kilo ve sıvı kaybettiğini daha iyi anlamaktayız.

Bu kadar kilo ve sıvı kaybını sıradan bir insanın kaybetmesi demek, ciddi sağlık sorunlarına ve travma durumlarına sebep olmaktadır. Bu kadar stresli durumda profesyonel olmayan bir insanın girişmesi de o kişinin ruhsal ve bedensel sağlığı için hiçte iyi sonuçlar doğurmayacaktır. Burada merak edilen asıl soru bir Formula 1 pilotu nasıl bu kadar dirençli oluyor ve fiziksel özelliklerini koruyorlar? Bu konuyu açıklayalım.



Formula 1 pilotları daha küçük yaşlarda yetenek sınavları ve uygulamalı sınavlarla pilot akademilerine kabul ediliyor. Pilot akademisine giren her çocuk, girdiği andan itibaren sağlık durumu kontrol edilmeye başlanıyor. Bu kontrol durumu pilotun emekli olması ya da ayrılmasına kadar devam ediyor. Potansiyelinde dayanaklılık olan bir kişinin takıma katkısı oldukça büyüktür. Bu yarış türünde yetenek ve kabiliyetten önce dayanıklılık çok önemli bir unsur oluyor. Bundan sonrasında yetenek, kabiliyet ve beceri ön planda tutulan ikinci bir unsurdur.

İnsan vücudu biyolojik anlamda önemli olsa da psikolojik anlamda da sağlıklı tutulması çok önem arz etmektedir. Yarış esnasında oluşan duygusal ve psikolojik durumlar da insanın vücudunu ve vücut yapısın oldukça yıpratmaktadır. Yarışçıların duygu durumları da bir önemli olduğu için bu konuda da takım ve kulüp oldukça ciddi çalışmalar yapmaktadır. Bunun dışında okula kabul edilen pilot, girdiği andan itibaren sıkı bir antrenmana tabii tutulmaktadır. Bu antrenmanlar araç içinde değil daha çok spor ve aerobik eğitimleri ile veriliyor. Bu sayede vücudu en baştan dirençli hale getirilmesine yardımcı oluyorlar. Önemli olan dayanıklılık, sadece araç içinde değil yarış bittikten sonra da önemini korumaktadır. Bu kadar basınç ve G kuvvetine vücudun yarış esnasında da sonrasında ki yaşanılan travmaya da dayanıklı olması gerekmektedir.



Formula 1 pilotları verilen bu egzersiz ve antrenman dışında da sıkı bir diyete tabii tutuluyorlar. Beslenme alışkanlıkları güncelleniyor ve protein ve tahıl besini alımına çok çok dikkat ediliyor. Yağ alımı konusunda oldukça dikkatli davranılıyor ve kontrolsüz beslenmesinin önüne geçiyorlar. Bu beslenme ve diyet programları yarışçıların kaybedecek ani kilo ve sıvı kaybına uygun olarak şekillendiriyor. Beslenme bizim hayatımızın önemli bir parçası olsa da yarışçılar için daha önemli bir hale geliyor. Yeterli beslenmemek ya da diyet programına uyulmaması demek pilotun yarış sonrası hasta olmasına hatta yarış esnasında koma ya da kalp krizi geçirmesine sebep olabilir. Bu yüzden beslenme alışkanlığı pilotların en üst düzeyde önem arz etmektedir. Bu nedenle fiziksel dayanıklılığı korumaları için düzenli ve sağlıklı şekilde kilo alma ve kas kütlesini korumaya özen gösterirler.

Formula 1 pilotları bu kadar sıkı ve disiplinli yaşamı yarışabilmek ve göstereceği en iyi performansın alınması için büyük bir gereklilik hatta zorunluluktur. Sağlıklı bir pilot, takımını en iyi temsil eden yetenekli bir yıldızdır. Bu kadar ödülü hak edebilmek için önemli pek çok aşamadan geçmek ve hayatlarına da o yöndeki disiplinle devam etmek zorundalar.

tr.motorsport.com