Toto Wolff Mercedes’in ve Lewis Hamilton’ın, Pastor Maldonado’nun 2012’deki inanılmaz İspanya GP’si galibiyeti olmasaydı Formula 1’de gelişemeyeceğini anlattı.
Mercedes, F1’de rekor kıran 6 tane çifte Dünya Şampiyonluğuna sahip, Hamilton ise 5 Dünya Şampiyonluğu yakalayarak Michael Schumacher’in prestijli rekoruna ulaşmasına 1 Dünya Şampiyonluğu kaldı.
Gümüş Oklar F1’e döndükleri 2010 senesinde olan maddi sıkıntılar sebebiyle dominant değillerdi, ancak Maldonado’nun Williams- Wolff’un yatırımcısı olduğu zaman - ile Barcelona’da galibiyete ulaşması, Mercedes’in ana şirketi Daimler’in dikkati çekti.
Wolff’a karşı duydukları ilgilerin sonrasında bir sonraki yıl, takımlarını onlara emanet ettiler ve Wolff Mercedes’in V6 hibrit çağında bir anda ortaya çıkan dominasyonunun en başarılı isimlerini bir araya getirmeyi başarmıştı.
Motorsport-total.com’a konuşan Wolff şunları söyledi: “Bana dışarıdan gelen bir düşünceydi. Bazı şeyleri göstermeye çalıştım ve değerlendirme yapmak istedim. Williams’daki rolümün ilk yılındaydım. O sene yarış kazanmayı başardık."
“Zetsche’nin (Daimler CEO’su Dieter) bana sorduğu soru ‘Williams’la nasıl bir yarış kazanırsın, ve bunu Mercedes’te de nasıl yapabiliriz? İmkanları nasıl işletiyorsunuz?’ olmuştu.”
“Ve her şeyin sonunda hepsi aynı imkanlardı. Düşünce sadece bir sonraki görüşmede aklımıza geldi ve bana ‘Bunu bizimle yapmak ister misin?’ dediler.”
“Projemizin kurulunun bakış açısının değişimi 2012 yılının sonu, 2013 yılının başı civarlarında gerçekleşti. Ek bir kişi olarak, organizasyon ve imkanlar olarak Mercedes’in şampiyon olma beklentilerini karşılayıp karşılamayacağı ile ilgili, Williams’ı da dayanak alarak, bir fikir vermem istendi.”
“Özetle söylediğim şey şuydu, ‘Williams ile benzer bir organizasyona sahipsiniz, benzer bir yapı ve olanaklara. Benim Williams için amacım ilk beşte kendimize yer bulabilmek. Kendi beklentileriniz ve yapabileceğiniz arasında büyük bir fark vardır.’”
“Bu karar yakın zamanda verilmeliydi ve bu karar Dieter Zetsche ve kuruldaki iş arkadaşları tarafından verilecekti. Pokerde buna ‘All-in’ (poker masasında oyuncunun elindeki bütün fişleri ortaya koyması) denir.”
“Bize olan bu güveni geri ödemeyi başardık, sadece pist içindeki başarıyla değil, aynı zamanda finansal teşvikle de, bu yüzden takıma olan bağlılığımızın fiyat-performans oranı çok iyi bir seviyede.”
tr.motorsport.com