Subaru'nun ilk olarak Impreza XV, daha sonra da XV Concept olarak tanıtıp en sonunda Türkiye'ye de getirdiği XV bir arazi sürüşü ile tanıtıldı. 2011 yılının kasım ayında yazdığım yazının ardından test etmek için beklediğim araçlar arasına giren otomobilin asfalt dışında gösterdiği performans Subaru standartlarına uyar nitelikte.
Aracı showroom ortamında inceledikten sonra yazdığım yazının ardından aldığım soruların birçoğu XV'nin arazi için yeterince başarılı bir seçim olup olmadığı yönündeydi. Tasarım alanında büyük yenilikler sunmayan aracın iç mekanında da Subaru'dan alıştığımız tasarım ve donanımlar bulunurken benim merak ettiğim noktalardan birisi de sürekli değişken oranlı otomatik şanzımanın (CVT) 1.6 litre hacimli motorla olan uyumuydu.
Öncelikle belirtmeliyim ki Tayfun Talipoğlu'nun da hazır bulunduğu teste katılan aracımız 1.6 litre hacimli benzinli motor ve CVT ikilisinin yanında en üst donanım seçeneği Premium'u da sunmaktaydı. Elektrikli sürücü koltuğu, sunroof, deri döşeme, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi ile büyük multimedya ekranı gibi ekstralar sunan bu paketle donatılmış XV'nin fiyatı 92.262 TL olarak açıklandı.
114 beygir güç, 150 Nm tork üretebilen motoru aracı düşük süratlerde hareket ettirmekte zorlanmazken CVT'nin motorla uyumu oldukça iyi. Japon üreticilerin sevdiği bir şanzıman tipi olan CVT'yi uzun zamandır kullanan Subaru'dan da bu konuda kötü performans beklemiyordum zaten. Şanzımanın ilginç özelliklerinden birisi Low range fonksiyonu ki iddialı arazi araçlarında görmeye alıştığımız bu fonksiyonu XV'de bulmak beni az da olsa şaşırttı. Şanzımanın oranlarıyla oynayan bu fonksiyon sayesinde çok yavaş arazi sürüşlerinde aracın motor devri yukarıda tutularak canlılık kaybedilmiyor. Bu fonksiyonun bulunmasının manuel vites değişimlerini mümkün kılan modu kaldırmasıysa bazı müşterileri üzebilir.
Polonezköy'ün virajlı ve kalitesi pek de hoş olmayan asfalt yollarında başlayan sürüşümüzün daha başında dikkatimi çenek süspansiyon sistemi oldukça başarılı. Araç sert virajlarla boğuşurken kararlılığını koruyan sistem gereksiz salınımların önüne geçerken lastiklerin girdiği dev çukurları içeridekilere en az şekilde hissettiriyor.
Aynı süspansiyon sistemi ağır arazi şartlarında daha da etkileyici performans gösteriyor. Yazımda bulunan fotoğraflardan da göreceğiniz gibi taşlı yollardan gölet kıvamına gelmiş ralli parkurlarına, bataklıktan bozma zeminlerden çayır çimene kadar oldukça geniş palete sahip zemin seçeneklerinin tamamında sürdüğüm XV yüzümüzü güldürmeyi başardı.
Kendisini soktuğumuz derin çamur yatağında, 22 cm'lik alt yüksekliğe rağmen ön tamponu sürüye sürüye de olsa ilerleyebilen XV'nin sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi maharetini başarılı bir şekilde gösterdi. Aslında araçla neler yapılabildiğini söylememe gerek yok. Çekilen fotoğraflar zaten kabaca fikir verebiliyor. Bu arada Subaru yetkilileri duymasın ama kendisiyle işimiz bittiğinde aracın tavanından bile çamur damladığını da eklemeliyim.
Bu arada XV'nin Premium paket ve CVT ile donatılan modelinin fiyatı 92.000 TL'nin üzerine çıksa da aynı motoru Comfort paketi ve manuel şanzımanla 68.412 TL gibi bir fiyata alabiliyorsunuz. CVT farkı olarak aslında 4.000 TL talep eden Subaru, manuel şanzımanlı modellerde kampanya yaptığından aradaki fark yaklaşık 6.400 TL'ye çıkmış durumda. İstek üzerine getirilen 2 litre hacimli turbo Diesel motorla donatılan versiyonun fiyatını açıklamayan üretici, son ÖTV zamlarının ardından bu konuda pek de haksız sayılmaz.