Alfa Romeo yedek pilotu Robert Kubica, kariyerinin başlangıcıyla günümüzü kıyasladı ve genel olarak araçların değişimine değindi.
2006’da BMW Sauber ile F1 padoğuna giriş yapan Kubica, 2011’de sağ kolunu epey zayıflatan büyük ralli kazasına rağmen bir şekilde padoktaki varlığını korumayı başardı.
2019’da Williams ile yarışan Kubica, şu anda Alfa Romeo’nun yedek pilotluğunu yapıyor. Polonyalı pilot en son geçtiğimiz sezon Hollanda ve İtalya GP’lerinde Kimi Raikkonen’in yerine mücadele etmişti.
Araçların nasıl bir yöne evrildiği ile ilgili düşüncelerini AMuS’a aktaran Kubica, “Karşılaştırılması gereken dört değişken var. Bunlardan ilki ağırlık. Bugünkü araçlar eskiye göre bariz şekilde ağır."
"İkincisi kokpit. Basit motorlara rağmen kokpitler epey karışık. Üçüncüsü lastikler. Farklı karakteristikler, teması arttıran yüzeyler ve oluklu lastikler yerine düz hamur var."
"Son olarak ise aracın spesifik kısımları. Yakından bakmadığınız sürece bu kadar fazla kısım olduğunu fark etmek çok zor. 2000’lerdeki araçlara göre çok daha büyük araçlardan söz ediyoruz."
"2017’den itibaren araçların genişlemesiyle birlikte, aerodinamik yüzeyler ve yere basma gücü de arttı. Bu araç ağırlıklarının artmasına da sebep oldu.” dedi.
F1 araçlarının ağırlıkları 2000’lere göre 100 kilogram artmış durumda, aynı şekilde genişlikleri de belirgin derecede artış gösterdi.
Bu, dönemin pilotları için ufak çaplı şok etkisi de yaratmış durumda. Uzun süredir gridde bulunan Hamilton, Vettel, Bottas ve Kubica gibi pilotlar sürüş stillerini değişen dinamiklere göre değiştirmek durumunda kaldılar.
“2012 ve 2017 araçlarıyla arka arkaya sürüşler yapmıştım. İki araç arasındaki ağırlık farkı inanılmazdı. Tamamen farklı sürüş tecrübeleriydi, neredeyse şok geçirdim diyebilirim."
"Kokpitte ekstra ağırlığı hissedebiliyorsunuz. Araç yavaş virajlarda daha hantal reaksiyon veriyor. Düz bir yolda giderken küçük bir araçtan büyük bir araca geçiş yapmak gibi diyebilirim.”
“Eski videolara baktığınızda, araçların pilotların hareketlerine daha çabuk tepki verdiğini ve aracı kontrol etmenin daha kolay olduğunu görebilirsiniz. Günümüzde ise sınırları biraz zorladığınız anda, pist dışındasınız!”
Kubica yeni araçlardaki en büyük değişimi turbo-hibrit çağının ilk senesi olan 2014’te fark ettiğini söylüyor: araçlar düzlükte seri olmasına rağmen virajlarda hantal kalıyordu.
Bugünlerde araçlar Schumacher ve Hakkinen döneminden çok daha farklı; pilotlar daha fazla yere basma gücü, daha fazla motor gücü ve daha geniş lastiklere sahipler.
Kubica, “Sınırları zorlamak ve araçtan maksimumu alabilmek her zaman eşit derecede zor. 10 yıl önceki, 20 yıl önceki, veya 30 yıl önceki Formula 1 birbirinden çok farklıydı ama ana hedef her zaman aynı. Sadece, her dönem o döneme damga vuran faktörler değişiyor."
"Bu dönemin Formula 1’inde limitleri fazla zorlamanın bedeli çok daha fazla. Limitlerin %5 altında olmak, %3 üstünde olmaktan daha çok fayda sağlıyor."
Eski zamanlarda, limitlerin %10 üstüne çıkabilirdiniz! Ne kadar rahat olabileceğiniz biraz da lastiklere ve dış koşullara da bağlı."
"Pilotlar her zaman daha çok yol tutuşu ve daha çok motor gücü ister, böylece daha hızlı sürebiliriz.” diye ekledi.
tr.motorsport.com