Bu pistler, Formula 1 olmadan da evrensel olarak kabul görüyor. Bu pistlerinden en azından birinde bir Grand Prix düzenlemek harika olurdu. Fakat bu ihtimal gerçekleşebilir mi?

"Mount Panorama" (Bathurst, Avustralya)



Ruha, yarışçılara ve seyircilere dokunan bir yol ve "Spa-Francorchamps" ya da "Nordschleife" kadar ünlü olmasa da, onlardan aşağı kalır yanı yok. Bathurst'de, tepenin üst kısmında hızlı ve pürüzsüz bir yol kesimi ile büyük bir yokuş aşağı bölüm vardır (174 metre) ve tamponlar yol kenarı ile bitişiktir. Burada deneyimli sürücüler için bile aracın kontrolünü kaybetmek çok kolay.

Avustralya'nın ana yarışı - "Bathurst 1000", popülaritesi artmakta olan "Bathurst 12 Saat" ve yerel serilerin diğer yarış ve festivalleri, Mount Panorama’da gerçekleşiyor. Ayrıca yarış olmayan günlerde Mount Panorama, 60 km/s’lik hız sınırı olan sıradan bir kamu yoluna dönüşüyor.

Mount Panorama'yı Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



Ne yazık ki, F1’in ulaştığı hızları düşünürsek, Mount-Panorama çok tehlikeli olur. Ayrıca Avustralya, Grand Prix'sini kimseyle paylaşmayacak olan Melbourne'a sahip. Ancak F1 olmadan bile bu pist tamamen özel kalacaktır. Ve belki de dünyanın en güzeli.

"Makau Cadde Pisti" (Makau SAR, Çin)



Makau, Monte Carlo pistinin Asya versiyonu. Sadece daha hızlı, engebeli, dar ve tehlikeli. Burada karmaşık, kör dönüşler ve devamında hızlı kıvrımlarla uzun bir yükseliş olan uzun bir düzlük var. Tabi elbette duvarlar da, sürücülerin en ufak bir hatasını bekliyor. Tüm bu faktörlerin kombinasyonunu düşününce, "Makau", dünyanın en karmaşık pisti olma ünvanına sahip olabilir.

Ne yazık ki eski Portekiz kolonisinde bulunan pist, sadece F3 ve dünya turizmine ev sahipliği yapıyor. Ancak pistte Makau Grand Prix'si düzenleniyor - belki de dünyanın en çok gelecek vaat eden pilotlarını toplayan ana gençlik yarışı. Tüm bunlar, Makau’nun motor sporları dünyasında gerçek bir kült olma konumunu korumasını sağlıyor.

Makau'yu Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



F3 araçları dahi, bu piste sığmakta zorluk çekiyor. Muhtemelen daha geniş olan F1 araçları, Melco virajına (Monako'da Fairmont otelindeki hairpine benzer) hiç sığmayacaktır. Yapacağınız en ufak bir hata, yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüze benzer kilitlenmelere ve kırmızı bayraklara yol açacaktır. Ayrıca, F1'in araçlarının hızı "Makau" için çok tehlikeli.

"Algarve" (Portimao, Portekiz)



"Algarve", bazen Herman Tilke olmadan da pistinin tasarımında iyi şeyler yapabileceğinizin kanıtıdır. Hemen hemen tüm yeni AAA seviyeli otodromlar Alman mimarın katılımıyla yapıldı, ancak Portekiz'de o olmadan çalışmaya karar verdiler ve sadece 195 milyon euro ile harika bir pist inşa ettiler.

Portimao'daki pist Barcelona-Katalonya'yı andırıyor, ancak aslında İspanyol pistinden çok daha diktir. Buradaki virajlar çok daha ilginç ve zordur, geçiş için yerler vardır, yükseklikteki fark doğal arazi tarafından sağlanır ve altyapısı, F1 takvimindeki en iyiler ile rekabet edebilir. Tüm bu ihtişam, Ricardo Pina tarafından tasarlandı - birisi, onun iletişim bilgilerini, F1 için bir pist yapmak isteyen herkese veriyor.

Algarve'yi Formula 1'de görme şansımız: Muhtemel



Belki de bu listede, bir Formula 1 Grand Prix'sine ev sahipliği yapma ihtimali en yüksek olan pist “Algarve” diyebiliriz. Bu ihtimal hakkındaki görüşmeler açıkça yapılmakta: görünüşe göre, Portekiz Grand Prix'si projesi hem yetkililerin desteğine, hem de gereken maddi desteğe sahip. Pistin durumu, yarın bile yarış yapılmaya müsait. Belki sadece FIA tarafından küçük değişiklikler gerekebilir. Her şey, Liberty’nin isteğine bağlı: acaba F1'in sahipleri, bu durgun ancak klas pistte bir yarış düzenlemeye hazır mı?

tr.motorsport.com

"Potrero de los Funes" (San Luis Eyaleti, Arjantin)



Belki de Mount Panorama ile birlikte, dünyanın en etkileyici yeri diyebiliriz. Sadece düşünün: Pist, büyük bir gölün etrafında sönmüş bir yanardağ kraterinin kenarı boyunca ilerliyor! Pilotların yarışa nasıl yoğunlaştıkları ve bu kadar müthiş bir çevreyi nasıl izlemedikleri bilinmiyor. Potrero de los Funes, belki de akrobasi açısından gezegenin en zor pistlerinden biri: muhtemelen hiçbir yerde burada olduğu kadar köt viraj yok. Genel olarak, konfigürasyonu gerçekçi görünmüyor: böyle bir otodrome uzun süredir yapılmadı ve Potrero de los Funes’in, Gran Turismo gibi yarış simülatörlerinden dünyaya geldiği iddia ediliyor. Arjantin’deki pist saf bir yarış coşkusu sunuyor, ama ...

Potrero de los Funes'i Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



... ama F1'in buraya gelmesi hiç olası değildir. Öncelikle, güçlü F1 araçları için bu pist tehlikeli ve değişim olasılıkları doğal koşulları sebebiyle sınırlıdır: gölde bir kaçış alanı yapamazsınız. İkincisi, Arjantin standartlarına göre, “Potrero de los Funes” vahşi doğadadır: ülkenin başkenti Buenos Aires'e 800 km'den daha uzak ve en yakın küçük San Luis kentine de 14 km uzaklıkta. Pistin altyapsının da çok zayıf olduğu söyleniyor. Söyleyecek bir şey yok, üzgünüm.

"Laguna Seca" (Monterrey, Amerika Birleşik Devletleri)



Laguna Seca, MotoGP hayranları tarafından iyi bilinen bir pist. Motosiklet yarışlarındaki yeri, Formula 1 için Spa’nın yeri ile karşılaştırılabilir. Bu nedenle, 2013 sezonundan sonra MotoGP takvimlerindeki yerini kaybetmesi çok üzücü: Monterrey pisti, Austin ve Indianapolis'le kâr etme açısından rekabet edemedi. Fakat Lagoon-Sege'de üzerinde, yarış tarihinin en ünlü virajlarından biri yer alıyor: ünlü "Corkscrew" virajı. MotoGP'yi izleyen ya da yarış simülatörlerinde oynayanlar, burada geçiş yapmanın çok zor olduğunu bilirler: virajın hemen öncesinde, yokuş yukarı bir düzlük, sola doğru keskin bir şekilde yokuş aşağı ve sonrasında hemen, frenleme anında görünmeyen bir sağ viraj. F1 araçlarını Corkscrew’da görmeyi herkes ister.

Laguna Seca'yı Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



Ne yazık ki, Formula 1 Kaliforniya'da bulunan pisti 80'lerde terk etti: Laguna Seca, Amerika Birleşik Devletleri Grand prix'si için ciddi olarak düşünüldü, ancak sonuç olarak pistin boyutları F1 için uygun görülmedi. Bu nispeten kısa pist (uzunluğu sadece 3602 metredir), tribünler çok az seyirci kapasitesine sahip ve çok iyi konumlandırılmamış durumdalar. Şu an, Austin varken ve Liberty Media sokak pistlerini tercih ediyorken, "Laguna Seca" hakkında umutlanmak sadece bir rüyadan ibaret olur. Evet, ve modern F1 araçları muhtemelen Corkscrew’da kanatlara ve tabana zarar verirdi.

"Mugello" (Tuscany Bölgesi, İtalya)



"Mugello", Toskana’da bulunan çok iyi bir pisttir. Geçiş için ilginç virajlar var. Ortalama hızı ve asfaltı ile lastik aşındıran pist, F1 takviminin en hızlı pistlerinden biri olacaktır. Pist, Mugello’yu bir test alanı olarak kullanan Ferrari'ye aittir ve düzenli olarak Tuscan pistine gelen en önemli seri MotoGP'dir.

F1'in bu parçaya ihtiyaç duyduğundan hala şüphe duyuyorsanız, işte burada 2012'de Pirelli lastiklerini test eden Mark Webber'in sözleri: "Mugello'daki on tur", Abu Dabi'deki bin kadar fazla turdan daha fazla zevk veriyor. "

Mugello'yu Formula 1'de görme şansımız: Muhtemel, ancak düşük



Kısa vadede - olası değil, ancak genel olarak ihtimal dahilinde. Tabi, iki yıl uzatılmış olan Monza F1 anlaşmasına ek olarak. Ancak, Lombard pistinin, sözleşmenin uzatılmasıyla ilgili yaşanan ilk sorun değil ve İtalya araç kulübü, bir dahaki sefere FOM ile anlaşamazsa, Imola ile birlikte Mugello, İtalyan Grand Prix’sine ev sahipliği yapma hakkını elde edebilir. Pistin 1. Sınıf lisansı, Ferrari'nin finansmanı sayesindedir. Ancak, Liberty’nin "Autodromo Nazionale" kültünden vazgeçmesine inanmak zor.

"Phillip Island" (Viktorya, Avustralya)



Avustralya'da "Phillip Island", kesinlikle "hız" kelimesinin eş anlamlısıdır. Bu pistte, yüksek hızlı virajlar var (bunlardan biri kör ve uzun bir tırmanış), MotoGP'nin en muhteşem pistlerinden biri, ayrıca Dünya Superbike, Supercars ve diğer Avustralya serilerine de ev sahipliği yapıyor. İki binin ortasında yapılan maliyetli yeniden yapılanma sayesinde, "Phillip Island" en son gereksinimleri karşılıyor. Bu pistin çok basit olarak kabul edilmesine izin verin, bu her yıl mükemmel yarışlar izlemenize engel olmaz.

Phillip Island'ı Formula 1'de görme şansımız: Sıfıra yakın



Belki bir gün, Formula 1, Phillip Island’da sahne alacak. Ancak gerçekçi olursak, eğer Melbourne adasında bir zombi kıyameti gerçekleşmezse, F1’in Phillip Island’a gelmesi imkansız. Albert Park, Grand Prix takviminde sağlam bir yere sahip ve sorunları olsa bile, Phillip Island eyaletinin sahipleri, pisti F1 güvenlik gereksinimlerine uyarlamak için çok çalışmak zorunda kalacaktır.

"Autopolis" (Oita Prefecture, Japonya)



Japonya'da, genel olarak, her zaman yeterince iyi pistler vardır: Suzuka, Motegi veya Herman Tilke yenilemeden önce Fuji Speedway. Bir başka büyük Japon pisti "Autopolis" pek çok insan tarafından duyulmadı, çünkü orada neredeyse hiçbir uluslararası şampiyona düzenlenmedi. Autopolis, Suzuka ve Fuji’nin en iyi özelliklerini bir araya getirmiş gibi görünüyor: hızlı, geniş ve tekerlek tekerleğe mücadele sunan bir pist. Seyreltilmiş dağ havası (otodrom bir tepede yer alıyor) herhangi bir şampiyonada mekanikerlerin başını ağrıtabiliyor.

Autopolis'i Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



Altyapı açısından (ulaşım erişilebilirlik, tribün kapasitesi, fanlar için tesisler) pist, Suzuka, Fuji ve Motegi’nin ciddi şekilde gerisinde. Ayrıca tarih ve statü açısından da yine geri planda kalıyor.

"Oulton Park" (Cheshire, Birleşik Krallık)



Birleşik Krallık'ta en çok kullanılan dört pist vardır: Silverstone, Donington Park, Brands Hatch ve Oulton Park. Formula 1 (Gold Cup yarışları değil, Dünya Şampiyonası Grand Prix'si statüsünde) bu listeden sadece, son sırada bulunan ve tarihte hep geri planda kalan piste uğramadı. Zamanında Cheshire'da prestijli uluslararası yarışlar yapıldı, ancak 21. yüzyılın başlarında, "Oulton Park" sadece yerel yarışları ve festivalleri kabul etmeye başladı.

Bu, eski tarz bir pist - hızlı virajlar, dik tırmanışlar ve tehlikeli stilettolar. Burada geniş kaçış alanları yok, bu yüzden yapılan hatalar çok pahalıya mal olabilir. Lewis Hamilton kısa bir süre önce Oulton Parkı pist sınırları ihlali sorununa örnek gösterdi ve burada pilotlatın asla kasıtlı şekilde pist dışına çıkamayacağını söyledi. .

Oulton Park'ı Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



"Oulton Park" hiçbir zaman çok şey talep etmedi ve bu nedenle sadece F1'e değil, genel olarak herhangi hiç bir iyi seriye güvenemiyor. Cidden, pit garajları kompleksi, babanızın arabasını koyduğu garaj kooperatifine uzaktan benziyor. Yani "Oulton Park", sadece ciddi gelişimler sonucu F1’de yer alabilir.

"Norisring" (Nürnberg, Almanya)



Zamanında "Norising" topraklarında Nazi gösterileri yapılırdı. Şimdi, burası belki de DTM takvimindeki en tanınmış pist. Yapısı bakımından basittir: sadece sekiz viraj vardır ve oldukça basittir. Ama buna rağmen, buradaki yarışların neredeyse hepsinde daima ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştır. Norisring'de sürücüler, hata yapma konusunda en ufak bir hakka sahip değiller, çünkü pistte neredeyse hiçbir kaçış alanı yoktur. Beşinci virajın çıkışında bulunan bir tümsek, Montreal’deki “Şampiyonlar Duvarı’ndan” esinlenilerek “Utanç Duvarı” olarak adlandırılmıştır.

DTM için Norisring, Indy 500 ve Monaco değerindedir. Bir sürü yarışların yanı sıra birçok farklı etkinliğin olduğu bir yıllık yaz tatili. Hatta, Almanya'da pist "Alman Monaco" olarak adlandırılır.

Norisring'i Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



F1 araçları, Nürnberg'deki 2.3 kilometrelik pistte normal olarak yarışamayacaktır: bu konfigürasyonla, DRS bile rakibi geçmeye yardımcı olamaz. Kaçış alanlarının yokluğu da bir başka faktör: DTM hızlarında bile, yarışçılar sıklıkla ciddi sakatlıklar yaşayabiliyor ve en güçlü teknolojiye sahip olan F1 için, böyle bir güvenlik seviyesine ulaşmaları zor gözüküyor.

"Assen ТТ" (Аssen, Hollanda)



Dünya Motosiklet Şampiyonası'nın kuruluşundan bu yana MotoGP takviminde bulunan tek pist. Yapısı, herhangi bir hatanın ve zaman kaybına dönüşmesiyle dikkat çekiyor. Buna ek olarak, Assen'de gerçekten uzun tek bir uzun düzlük dahi olmamasına rağmen, oldukça yüksek bir ortalama hız var. Bilinmesi gerek ki, burası bir “akrobasi” pisti ve sürücülerin “geçiş” yeteneğini ciddi şekilde test ediyor, ancak ciddi mücadeleler beklenmemeli.

Assen'i Formula 1'de görme şansımız: Muhtemel



Max Verstappen'in popülerliğindeki keskin artış, F1'i Hollanda'da bir Grand Prix organize etme ihtiyacını da beraberinde getirdi. Assen TT, ünlü Zandvoort pisti ile birlikte, düzenlenecek olan Hollanda yarışı ile F1 takvimine girmek için esas adaylardan biri. Autodrome Arjan Bos pistinin yöneticilerine göre, Assen bir Grand Prix düzenlemeye yüzde 100 hazır ve FIA'nın ön analizi sonucu, pistin genişliği ve yapısı Formula yarışı düzenlemeye uygun..

"Sarthe" (Le Mans, Fransa)



"24 Saat Le Mans" hakkında yarışı bilmeyenler bile elbet bir şeyler duymuştur, bu yüzden "Sarthe" pistinin reklamını yapmaya gerek yok. Bununla birlikte, Formula 1’e hiç ev sahipliği yapmadı ve sadece bir kez, 1967 Fransa Grand Prix’sinde Bugatti pistinde (Sarthe pistinin bir parçası) bir yarış düzenlendi. Bu yarışı Graham Hill kazandı. Ancak "Sarthe" pistinde hiç F1 yarışı yapılmadı.

Lewis Hamilton geçtiğimiz günlerde on yıllık bir aranın ardından yapılacak olan Fransa Grand Prix'sinin düzenleneceği "Paul Ricard" pistini eleştirdi ve yarışı Le Mans'a taşımayı teklif etti. Belki Liberty, dört kez şampiyon pilotu dinleyecek ve 13.5 kilometrelik pist üzerinde yüzyılın yarışını düzenleyecek.

Sarthe'yi Formula 1'de görme şansımız: Sıfır



F1’in ortalama ve maksimum hız rekorları kesinlikle Sarthe’de kırıldı, ancak gerçekçi olmak gerekirse, FIA'nın kabul edilebilir bir güvenlik seviyesi sağlamanın zor olduğu böyle uzun bir yolda Grand Prix yapılmasına izin vermesi mümkün değil. Ayrıca, F1 aracının Mulsanne'a doğru ilerlerken ulaşabileceği hızın ne kadar yüksek olacağını düşünürsek, bu gerçekten önemli bir konu. Burada "Bugatti" başka bir ihtimal, bu oldukça olası bir seçenektir, ancak herkesin hayalinde sadece "Sarthe" var.