Formula 1 dünyasının en sevilen aktivitelerinden biri, kimin en iyi olduğuna dair sonu gelmez tartışmalar içerisine girmektir. Ayrton Senna kimilerine göre tarihin en iyisiyken, bazıları için bu unvan Michael Schumacher'dedir. Kimileri Prost'a bu payeyi yakıştırırken, başkaları için Fangio, Stewart, Lauda gibi isimler öne çıkabilir. Son dönem, Formula 1 tarihi açısından pek yetenekli pilotlardan oluşuyor. Sebastian Vettel, Lewis Hamilton, Fernando Alonso nesli emekli olduktan sonra da en iyiler arasında yer alacak. Öte yandan Ricciardo, Verstappen, Ocon gibi isimler de büyük pilot olmaya fazlasıyla aday.
Bu seferki listemizdeki isimler ise bu unvanlarla hiç tanışmadılar. Formula 1 tarihinin yetenek ve başarıdan en uzak pilotları arasından üç tanesini sizler için seçtik.
Luca Badoer
Kötü pilotların çoğu, aslında iyi bir takımda şans bulamamış pilotlar. Doğal olarak da ne kadar iyi yahut kötü olduklarının ayırdına varmak çok kolay olmuyor. Luca Badoer başka. Kendisi Jerry Seinfeld'e, kaderi ise George Costanza'ya benzeyen Badoer, F1 tarihinin en kötü pilotlarından. 1994 sezonu öncesi Michael Schumacher'in takım arkadaşı olmak için Benetton ile teste çıkan Badoer, JJ Lehto'dan daha kötü bir performans sergilediği için çok önemli bir fırsatı kaçırdı. Ardından 2000'lere kadar yo-yo misali F1 gridinde bir vardı, bir yoktu. 2009'da Felipe Massa'nın yerine yarıştığı iki Grand Prix'de sonunda Ferrari ile bir yarışa çıkmış oldu, ancak ikisinde de felaket bir performans sergiledi. Kapalı parkta aracını durduramayıp Adrian Sutil'in aracına çarpması herhangi bir geçerli sebeple açıklanacak türden değil. Badoer ayrıca, puan almadan en çok yarışa çıkan Formula 1 pilotu. Sahip olmak istemeyeceğiniz türden bir rekor.
Taki Inoue
Parodi Formula 1 pilotu olarak epey sevilen Japon pilot Taki Inoue, bu tarz listelerin gediklisi. 1995 Monaco GP'sinin antrenman seansında aracı bozulan Inoue, aracının içinde pite çekilirken Jean Ragnotti'nin kullandığı güvenlik aracı Inoue'nin Footwork'üne çarparak aracın takla atmasına neden olmuştu. Aynı yılın Macaristan Grand Prix'sinde ise, yanan aracını söndürmek için pist görevlilerinden yangın söndürücü almaya çalışıyordu. Bir anda medikal araç belirdi, Inoue tekrar aracına dönmeye çalışırken Japon pilota çarptı. İşin en saçma tarafıysa, Inoue'ye medikal araç çarpana kadar ortada medikal aracın gelmesini gerektirecek bir durum yoktu. Bu iki acayip olayla hafızalarda yer edinen Inoue, fazlasıyla silik bir kariyer geçirdi. Şimdilerde ise menajerlik yapıyor ve çoğu zaman ölçüyü kaçırdığı Twitter hesabından komikliklerine devam ediyor.
Scott Speed
İsminiz Scott Speed ise ve bir yarış pilotuysanız, bir yıldız olmanız gerekir. Bakın Will Power'a, ne de güzel isminin hakkını veriyor. Scott Speed'in ise sahip olduğu tek hız, soyadındaydı. GP2'nin ilk sezonu olan 2005'te Nico Rosberg ve Heikki Kovalainen'in ardından etkileyici bir üçüncülük elde eden Speed, bir sonraki Amerikan F1 pilotu olacağını herkese göstermişti. 2005'te Red Bull ile antrenman seanslarına çıkan ve test pilotu olarak yer alan Speed, Minardi'nin Toro Rosso'ya çevrilmesiyle kendine bir F1 koltuğu buldu. Kazalar, gerginlikler, hayal kırıklıklarıyla geçen iki sezonun ardından telefonuna gelen bir SMS ile kovulan Speed, tekrar Amerika'ya döndü.
Sonrasında fark ettik ki, Scott Speed sadece kötü bir Formula 1 pilotuydu. Speed, kötü bir pilot değildi. ABD'de hiç de fena işler çıkarmadı, Global Rallycross ile tam olması gereken yeri bularak geçen sene bir şampiyonluk dahi aldı.
Bonus: Chanoch Nissany
Bir Formula 1 GP'sine çıkmadığı için Nissany'yi yazının bonusu olarak ekliyoruz. Zengin iş adamı Nissany, 2005 Macaristan Grand Prix'sinde parayı bastırıp Minardi ile piste çıktı. En yakın pilottan 11 saniye daha yavaş kalan İsrailli pilot, "çok fazla yol tutuş olduğu için" pite geleceğini söyledikten sonra aynı tur içinde çakıl havuzuna saplandı. Direksiyonu çıkarmayı bilmediğinden, vincin kaldırdığı Minardi'nin içinde yükselen Nissany, bir daha F1 koltuğuna oturmadı. Oğlu Roy ise oldukça yetenekli bir genç pilot, Formula 1'e girer mi bilinmez ama Nissany soyadını ileride sıkça duyacağız, Roy'u her gördüğümüzde aklımıza babasının felaket F1 denemesi gelecek.