‘İce Man’den ‘Monza Gorilla’ya kadar tarihte birçok sürücüye lakaplar takıldı. Tabi bunların hepsi onları övmek adına verilmedi. En unutulmaz lakapları sıralamaya başlıyoruz. Koltuklarınıza yaslanın ve bu içeriği okumaya başlayın…
Hunt the Shunt olarak da bilinen James Hunt
O 76 dünya şampiyonu olmuş olabilir, ancak yarış kariyerinin ilk dönemlerinde muhteşem kazalara eğilimi ve kullandığı araçları karışık metal yığınlarına dönüştürmesi Britanyalı’ya talihsiz ve bir o kadar da akılda kalıcı ‘Hunt the Shunt*‘ lakabını kazandırdı.
*Kesin bir çeviri yapamıyorum ama Yol Değiştirme Avı,Huntı diye çevirilebilir.
The Professor olarak da bilinen Alain Prost
Oldukça yetenekli olmasının dışında, Fransız’ın keskin zekası ve zihinsel yaklaşımı onun ipeksi pürüzsüzlüğünü geliştirmesini sağladı ve ekonomik sürüş stili onu yıkıcı bir güç haline getirdi. Onu ‘the Professor*‘ şeklinde çağırmalarına şaşırmamak gerek.
* Profesör
Mr Monaco olarak da bilinen Graham Hill
Bırakalım bıyıklı İngiliz’in Monaco’daki rekoru konuşsun: O, 1963’ten 1969’a kadar 5 galibiyet elde etti ve diğer iki yarışta da podyumdaydı. Michael Schumacher çetele de onun galibiyet sayısını yakalamış ve Ayrton Senna bunu geride bırakmış olabilir, fakat o her zaman tek ‘Mr Monaco*‘ olacak.
* Bay Monaco
The Rat olarak da bilinen Niki Lauda
Niki Lauda, motor sporlarına koca dişli bir genç olarak girdiğinde bazıları tarafından ‘The Mouse’ olarak adlandırıldı, daha sonra sakinliği ve direksiyonun arkasında duygusallığı bir kenara bırakışı ona ‘The Computer’ takma adını kazandırdı. Fakat hızlı Avusturyalı nihayetinde, tanınacağı ‘the Rat*‘ lakabına mazhar oldu. Aynı zamanda ‘King Rat’ ve ‘Super Rat’ lakaplarıyla da bilinen Lauuda, “Bunu bir pazarlamacı adam dişlerim yüzünden düşündü” diyor.
* Sıçan
The Iceman olarak da bilinen Kimi Raikkonen
Kokpit içinde ve dışındaki soğuk kanlı karakteri düşünüldüğünde, Raikkonen’in niçin ‘The Iceman*‘ olarak çağırıldığını anlamak zor değil. Peki bu lakabı ona McLaren’de yarıştığı dönemde patronu Ron Dennis’in taktığını biliyor muydunuz? Raikkonen daha sonra McLaren’in ezeli rakibi Ferrari’ye geçti, fakat aynı lakapla anılmaya devam etti.
* Bunu çevirmeme gerek yok sanırım
Maestro olarak da bilinen Juan Manuel Fangio
Fangio gençliğinde eğik bacakları yüzünden, bir zamanlar top koşturduğu futbol takımındaki arkadaşları tarafından ‘El Chueco*‘ olarak adlandırıldı. Ancak Arjantinli motor yarışlarında müthiş bir pilottu ve Stirling Moss’unda dahil olduğu birkaç dostu müthiş Arjantili’ye ‘Maestro**‘ lakabını layık gördü.
* Çarpık bacaklı ** Üstad, şef
Il Leone olarak da bilinen Nigel Mansell
Nigel Mansell kariyeri boyunca birçok sıfata layık görüldü. Britanyalı fanları ona ‘Our Nige*‘ derken, Amerikalı seyirciler genellikle ikonik araç numarası olan ‘Red Five’ demeyi yeğlediler. Ancak, muhtemelen bu cesur ve azimli yarışçıyı en iyi özetleyen lakap Ferrari’ye tapan tifosilerin ona lutfettiği ‘Il Leone**‘ idi.
* Bizim Nige ** Aslan
The Pampas Bull olarak da bilinen Jose Froilan Gonzalez
Ferrari’nin ilk galibiyetini elde eden sevecen Arjantinli meslektaşları tarafından ‘El Cabezon*‘ olarak anıldı, fakat daha çok bilinen lakabı Britanya basınının hem iri fiziğine hem de direksiyon arkasındaki kaya gibi yaklaşımına ithafen kullandığı ‘The Pampas Bull**‘du.
* Şişko Kafa ** Pampas Boğası
The Honey Badger* olarak da bilinen Daniel Ricciardo
Bal porsuğu Afrika, güney batı Asya, Hindistan kara sularında yaşayan ve dayanıklılığı, vahşiliği ve korkusuzluğu ile ünlenmiş bir memelidir. Peki Batı Avustralya’dan bir yarış pilotu bu sevimli canavarın adını nasıl aldı? Ricciardo F1 Racing’e konuştu: “Zamanında antrenörüm Stuart Smith’ti. Bana onun bir belgeselini izletti ve ‘Bu hayvan bir harika dostum’ dedi. Ve daha sonra bal porsuğunun birçok özelliğine sahip olduğumu düşündüğünü ekledi. Ve düşündüm ki ‘evet, bence yaparım’. Böylece başlamış oldu. Bence bunu devam ettirmek için iyi şeyler yaptım.”
* Bal porsuğu
Black Jack* olarak da bilinen Jack Brabham
Efsanevi Avustralyalı yarışçı ‘Black Jack’ lakabıyla anıldı, fakat bunu casino veya kumara düşkünlüğü yüzünden aldığını sanmayın. Kara saçları ve gölgeli bir sessizliği sürdürme eğilimi ona bu ünvanı kazandırdı. Doğrusu direksiyonun arkasındaki gözü karalığı da bu lakaba neden olan bir diğer etkendi.
* Kara Jack, Las Vegas’ta 21 diyorlar ona
Britney olarak da bilinen Nico Rosberg
Nico Rosberg 2006’da F1 yarışlarına geldiğinde, uzun sarı saçları ve gençliğiyle Williams garajında arz-ı endam ediyordu. Takım arkadaşı Mark Webber Alman’ın mühendisleriyle konuşurken pop yıldızı Britney Spears’i kastederek ona Britney diye seslendi. Bu durum ikilinin hasar alarak yarış dışı kaldığı Brezilya’daki sezon finalinde içinden çıkılmaz bir hal aldı. Her iki pilot da pite daha önce girmek istiyordu ve daha sonra Rosberg kaza yaparak yoldan çekilince pistte tek Williams kaldı. Peki Webber pitte brifingi nasıl mı verdi? “Britney duvarda.” işte böyle. Neyse ki 2016 dünya şampiyonu bu lakabı kendine dert etmedi.
Andrea de Crasheris olarak da bilinen Andrea de Cesaris
de Cesaris’in saçma, talihsiz ve kendisine pek yardımcı olmayan lakabı özellikle kariyerinin erken dönemlerinde inanılmaz bir kaza ve aracı mahvetme yeteneğine sahip İtalyan için pek de haksız değildi. Yine de bu, hızlı ve popüler İtalyan’ın yükselişini durduramadı, 1994’de emekli olana kadar 200’den fazla yarışa çıktı ve kariyeri boyunca 5 podyum elde etti.
Mike the Bike olarak da bilinen Mike Hailwood
Her sınıfta dünya şampiyonu olan ve birden çok Isle of Man TT galibi olan Mike Hailwood motosiklet dünyasında bir devdi, bu yüzden 4 tekerleğe başarılı bir geçiş yapmış olsa bile o her zaman tek bir isimle tanındı ‘Mike the Bike*‘.
* Bisiklet Mike
The Monza Gorilla olarak da bilinen Vittorio Brambilla
Brambilla’nın lakabı sadece bir kafiyeden ibaret değil. Bir güreşçinin vücuduna sahip olan ve direksiyonun arkasında vahşi bir kaplana dönüşen İtalyan, lakabını yerden göğe kadar hak ediyordu. Ve en ünlü F1 doktoru Sid Watkins’e göre o, bir primatın(maymun sınıfı) gücüne sahipti. Watkins, otobiyografisinde Brambilla’yı şöyle tarif ediyor, “Onun el sıkışması mahvediyor ve o tokalaştığı kişinin ürktüğünü görmekten hoşlanıyor.”
The Abruzzi robber olarak da bilinen Luigi Fagioli
F1 tarihinde yarış kazanan en yaşlı pilot olan Fagioli, bugünlerde ‘Mr Bean*‘ takma adıyla bilinir. Ancak, 1950’lerdeki yarış pilotları onu çok daha dikkat çekici bir lakapla çağırıyorlardı: ‘The Abruzzi Robber**‘
Fagioli’nin bu gizemli lakabı nasıl elde ettiği kesin değil, ne İtalyan’ın Abruzzi bölgesindendi ne de suçlu. Kimden dinlediğinize bağlı, kimileri bu durumu yağız bir delikanlı olması ve vahşi mizacına bağlıyor kimileri de 1933’te Tazio Nuvolari’den bir zafer çaldığını belirtiyor. Karar sizin ama 2. ihtimal daha kuvvetli gibi.
* Bay Fasülye ** Abruzzi Soyguncusu
The Gentleman of Turin olarak da bilinen Nino Farina
Formula 1’in ilk dünya şampiyonu agresif, inatçı ve hatta pist üzerinde umursamaz olmasıyla ünlendi, ancak seçkin geçmişi ve taşıdığı doğal haysiyet, hukuk mezunu İtalyan’ın ‘The Gentleman of Turin*‘ nickini kazanmasını sağladı.
* Torino Beyefendisi
The Bear olarak da bilinen Denny Hulme
Hulme, gençlik günlerinde aracı ayakkabısız sürme tutkusunu, ‘The Barefoot Boy from Te Puke*‘ olarak etiketledi. Belki de F1 tarihindeki en beklenmedik dünya şampiyonu olan Hulme, hem sağlam yapısı hem de sık sık öfkelenen tutumuyla ‘The Bear**‘ lakabını elde etti.
* Te Puke’tan Çıplak Ayaklı Çocuk ** Ayı
Le Papillon olarak da bilinen Mike Hawthorn
Britanya basınında daha çok ‘The Farnham Flyer*‘ olarak anılan, Briyanya’nın ilk dünya şampiyonu Mike Hawthorn, yarışırken kullandığı belirgin papyonlardan dolayı Fransızca ‘Le Papillon**‘ lakabını elde etti.
* Farnham Pilotu ** Kelebek (Farnham Birleşik Krallık’ın güneydoğusunda bir şehir)
Jumper olarak da bilinen Jean Pierre Jarier
Bu coşkulu Fransız’ın rumuzunu yarış startlarında sabırsız davranıp çizgiyi erkenden geçtiği için elde ettiğini düşünübelirsiniz, fakat gerçek cevap çok daha basit. Birçok kaynağa göre, bu lakap March’ın kurucularından Robin Herd’in oğlunun Jarier’in ilk ismini yanlış telaffuz edip ‘Jumper*‘ demesi üzerine ortaya çıktı.
* Sıçrayıcı
The Silver Fox olarak da bilinen Piero Taruffi
İtalyan pilotun zamanından önce grileşen saçları 1951’de Meksika’da Carrera Panamerica yol yarışında elde ettiği kurnaz zafer sonrasında onun yerel gazeteciler tarafından ‘El Zorro Plateado*‘ (‘The Silver Fox’) diye etiketlenmesini sağladı. Ve bu lakap ömür boyu üzerine yapıştı.
* Gümüş Tilki
;;;