2011 yılındaki kazadan sonra kimse Robert Kubica Formula 1'e dönebilir diyemezdi belki de... Ama o dönmeyi başardı! Azmetti, çabaladı ve döndü. Evet belki başarısızdı, ama bize bir mesaj verdi giderken; "Asla pes etmeyin".

Kariyerinin en iyi yıllarından birisini geçirmiş 2010 yılında... Adı Ferrari ile anılmaya başlamış, artık geleceğin şampiyonu olduğuna kesin gözüyle bakılmıştı. Ancak kim bilebilirdi ralli yaparken geçireceği kazanın tüm hayatını değiştireceğini?

Bir kaza olduktan sonra "keşke" demek çok kolay oluyor, ancak Robert Kubica için hayat o talihsiz kazadan sonra tamamen değişti. 2010'daki harika performansını hâlâ hatırlıyoruz. Eğer o kaza olmasaydı bugün Kubica'yı nerede görürdük? Şampiyon olur muydu? Bundan Ferrari, Mercedes hatta McLaren kadroları nasıl etkilenirdi? Tüm bunları asla bilemeyeceğiz ancak Kubica'nın kazadan sonra verdiği mücadele takdiri hak ediyor.

Talihsiz kazadan sonra durumunun kritik olduğu, yürüyemeyeceği, kolunu kullanamayacağı hatta bir daha araç kullanamayacağı söylendi. Ama Kubica yılmadı ya da korkmadı. Sürmesi son derece zor olan ralli araçlarıyla yarışlara geri döndü. Zaman zaman güçlü performans sergiledi, kazalar yaptı ama bize asla pes etmeyen bir karaktere sahip olduğunu gösterdi.

Formula 1 defteri kapanmıştı artık. Kubica'nın ismi belki de unutulmaya başlamıştı. Ama Kubica, geçirdiği operasyonlar ve yaptığı antrenmanlarla, yeniden Formula 1 aracı sürebileceğini keşfetti. Renault kendisine bir test fırsatı verdi ve Kubica, kendisi için özel olarak tasarlanmış direksiyon düzeniyle beraber yeniden F1 aracı kullanabileceğini anladı. İçindeki o ateş, anılar, burukluk... Her şey o testle birlikte yeniden ortaya çıktı. Kubica dönebileceğini düşündü ve daha fazla test istedi. Test yaptıkça daha fazla güven kazandı. Evet, sağ kolunu fazla kullanamıyordu ve temel görevi sol eli yapıyordu. Ama Kubica, bu halde bile dünyanın en hızlı pilotlarından birisi olduğunu göstermeye devam ediyordu.

Williams'ın yedek pilotu olarak 2018'de zaten çok ciddi bir adım atmayı başardı ve beklediği fırsatı 2019 yılında yine Williams verdi. Kubica ismi yeniden Formula 1'deydi. İnanılmaz değil mi? Dokuz yıl sonra Kubica geri dönüyor! Acılarla, üzüntülerle belki heyecanla, belki umutla geçen dokuz yıldan sonra Kubica çabalarının karşılığını alıyordu!

Robert Kubica, Williams ve Sophie Ogg


Robert Kubica, Williams pist yürüyüşü


Robert Kubica, Williams FW41


Performansı hakkında şüpheler vardı. Sonuçta sağ kolunu tamamen kullanamayan bir pilottan bahsediyoruz. Monako'da ne yapacağı, yağmurda ne yapacağı, tam bir yarışı çıkarıp çıkaramayacağı... Hepsi konuşuldu bu süreçte. Ama en büyük problem belki de sağ elini tam olarak kullanamaması değil, yıllar boyunca mücadeleden uzak kalmasının getirdiği zorluklar olacaktı. Geçmişte bolca test yapabiliyordunuz, herhangi bir yasak yoktu. Ancak Kubica, dokuz yıl sonra hiç bilmediği bir dönemde, hiç bilmediği araçlar, teknoloji ve lastiklerle spora dönüyordu. Her şeyi sağ koluna bağlamak kolay, ancak tüm bunlar da Kubica'nın dönüşünü olumsuz etkileyecekti.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de Williams'ın yaşadığı sorunlar çıktı ortaya. Sezon öncesi testlerinin büyük kısmını kaçırdılar, sezona başladıkları aracın finiş görebileceği bile muammaydı. Zaten dokuz yıldır yarışmamış bir pilot, çok az testle Formula 1 gibi herkesin hazır olduğu bir spora dönüyordu. Michael Schumacher'i hatırlayın, efsane pilot bile üç yıllık aradan sonra istikrarlı bir performans göstermekte zorlandı. Hatta 2010, 2011 ve 2012'de performansını sürekli arttırdığını gördük. Formula 1 çok üst düzey bir spor ve sürekli hazır olmalısınız.

Sezon başladı ve Kubica, son iki yılda iki şampiyonluk yaşamış, Pirelli lastikleriyle kendisinden daha çok deneyime sahip olan ve en çok gelecek vadeden sürücülerden birisinin; George Russell'ın takım arkadaşıydı.

Russell, yıl boyunca Kubica'yı sıralama turlarında 21 hafta sonunda 21 kez mağlup etti. Kubica aracında hep bir şeylerin yanlış olduğunu söyledi, lastiklerden istediği hissi alamadığından bahsetti. Harika bir ilk antrenman seansı geçirip, çok berbat bir ikinci seans geçirdiği anlar vardı. Sıralama turlarının ilk turunda harika olduğu ama ikinci turunda geride kaldığı anlar da vardı. Kubica bu yıl zaman zaman istediği hissi yakaladığında Russell ile aynı tempoyu yakalamayı başardı. Ama belki de hiçbir zaman tüm bu zorluklardan ötürü Russell seviyesinde olamadı.

Bu zorluklar saymakla bitmez. Aksiyondan uzak kalması, Pirelli lastiklerini yeterince bilmemesi, belki de sürüş tarzına uymaması, Russell gibi daha hazır ve harika bir çaylağın yanında geri dönmesi, Wiliams'ın yaşadığı zorluklar... Hepsi bir dezavantajdı kendisi için. Zoru başarmak için geri döndü Kubica. Sağ kolunu fazla kullanamıyordu. Ama yıl boyunca sadece üç kaza yaptı ve bunların çoğunda kendi suçu neredeyse hiç yoktu. Dokuz yıl aradan sonra Formula 1'e dönüp, çok az deneyime sahip olduğu yeni lastiklerle, neredeyse hiç test şansı bulamadığı araçla, Russell gibi harika bir pilota karşı mücadele etmesi, Kubica'nın o "harika" dönüşüne gölge düşürdü.

Dönüşünden sonra gerçekten ne kadar hızlıydı asla bilemeyeceğiz. Çünkü hesap edilemeyen, göz önünde bulundurulması gereken çok fazla zorluk var. Kubica yerinde hangi pilot olursa olsun bu kadar uzun süreden sonra, bu şartlarda Formula 1'e dönseydi zorlanırdı. Bu yüzden Kubica, Formula 1'den cevaplanmamış sorularla ayrılıyor. En azından belki de içinde veda edememenin burukluğu kalmamıştır... Ya da dönseydim neler olurdu gibi bir düşünce. Sonuç olarak başarısız oldu... Ama bize bir mesaj verdi... "Asla pes etmeyin".

Azmini, çabalarını ve savaşçı ruhunu hep hatırlayacağız!






tr.motorsport.com