Renault'nun Formula 1'e yeniden girişi, finansal açıdan kötü durumda olan Lotus'tan takımı devraldığı için her zaman beklentilerin düşük tutulmasına neden oldu.

Enstone kökenli takımı yeniden satın alan Renault, hızlı bir şekilde zayıf noktaları belirleyerek sorunları çözmeye başladı. Bu süreç zaman ve sabır gerektiriyor ancak Nico Hulkenberg gibi bir pilotla ve bir çok mühendisle anlaşan takımdan beklentiler artık daha yüksek olacak.

Lotus'tan devir alınan RS16 zor bir araçtı. Düşük bütçeyle ve büyük ölçüde Mercedes güç ünitesi düşünülerek hazırlanan bir araçtı. Renault, takımı geç satın aldığı için 2016'da hangi güç ünitesinin olacağı bilinmiyordu.

Güç ünitesinin araca konumlandırılması, verimlilik açısından büyük önem taşıdığı için erkenden bu işin yapılması ve aracın yeni güç ünitesine göre tasarlanması gerekiyor.

Bu açıdan RS17, geçen seneye göre Renault'nun fabrika takımı olarak bu aracı hazırladığını gösteriyor. Takım, güç ünitesine göre şasi tasarımına erkenden karar verdi ve bu yolda ilerledi.

Dün tanıtılan araçta yeni kurallarla ortaya çıkan bir çok detay var ancak testlerde bir çok alanda değişiklik olması gerekiyor. Özellikle ön kanat, fren kanalları, tabanın arka lastiklerin ön tarafına gelen bölümü başta olmak üzere bir çok bölümde değişiklik olabilir.


Renault Sport F1 Team RS17 detay

Burun

RS17'de bir önceki araçta olduğu gibi çıkıntılı burun var. Geçen seneki araçta pek fark edilmeyecek düzeyde olan çıkıntılı burun varken bu seneki araçta daha çok rakip takımlardaki gibi daha belirgin bir çıkıntı var. Bu tasarım ile ön kanadın nötr bölümünden aracın altına giren hava akımının iyileştirilmesi planlanıyor.

Kurallara göre burnun 200 mm daha uzun olması gerektiği için, RS17'nin ön kanat burun bağlantısı, bu bölümdeki hava akımının alt tarafa doğru daha iyi bir şekilde iletilmesi için uzatılmış (2).

Burun, altından girecek havayı (3) şasi üstüne çıkarmayı sağlayan (4) S-kanal sistemiyle beslenmiş. S-kanal sistemiyle, aracın ön tarafında olan ani yükselti nedeniyle havanın araç yüzeyinden kopmaması sağlanıyor.

Burnun sırt bölümünde, geçen sene Mercedes'te gördüğümüz tarzda boş bir panel bulunuyor. Bu sayede süspansiyon geometrisinin daha iyi planlanması sağlanırken, sezon öncesinde tartışmalara neden olan hidrolik amortisörlerin kurulması sağlanıyor.

Bargeboardlar


Renault Sport F1 Team RS17 detay

Bu sene en büyük değişikliklerden birisi, bu alanda olacak. Yeni kurallar, 2009 öncesinde olduğu gibi daha büyük barge board kanatlar kullanılmasına izin veriyor.

Renault RS17'nin bu bölümünde yandan bakıldığında oldukça yüksek kanatlar kullanılmış (5). Önden bakıldığında ise barge board kanatların şasi altından başladığı ve yukarıya doğru dışa yöneldiği görülüyor.

Barge board kanatlarda aynı zamanda yatay kanatçıklar bulunuyor. Birden bire yukarı doğru yönelen bu kanatlara aynı zamanda, tabanla aks başı ile birlikte çalışması planlanan daha küçük bir barge board eşlik ediyor.

Taban ve sidepodlar

RS17'de dikkat çekici parçalardan birisi, sidepod kenarlarında yer alan kanatların aşağıya doğru indikçe ileriye doğru kıvrılması ve bu şekilde tabanla birleşmesiydi (6).

Takım açık bir şekilde tabandan ve aracın altından difüzöre ve sidepod çevresinden arkadaki kola şişesi bölümüne giden hava akışını maksimum seviyeye çıkarmak istiyor. Renault'nun bu tasarımı; Mercedes, Red Bull ve Ferrari gibi takımlardan daha agresif tasarımlar görebileceğimizin işareti olabilir.

Sidepodların genişliği kuralların izin verdiği ölçüde artarken; bu genişlemeyle aerodinamik açıdan oluşacak kayıp soğutma sistemleri ve elektroniklerin yeniden yerleştirilmesiyle telafi edilmeye çalışılmış olabilir.

Sidepodlar civarında, verimliliği arttırmak için bir çok aerodinamik parça (9) eklenmiş gibi görünüyor. Aynalar aerodinamik açıdan etkili olacak şekilde ayarlanırken aynı zamanda Red Bull tarzı yatay kokpit kanatları kullanılmış. Bunlarla sidepod üzerindeki hava akımının iyileşmesi sağlanacak.

Sidepod omuzlarında yer alan Z şeklindeki kanat (8), bumerang şeklindeki kanat (7) ile buluşmasından önce hava akımını çerçeveleyecek. Bumerang şeklindeki dikey kanatta olan 3 yarık, takımın oldukça karmaşık olan bu araçta verimliliği arttırmak için neler yaptığını bizlere gösteriyor.

Hava girişi ve takla barı

Hava girişi, hava akımını mümkün olduğu kadar az etkilemesi için kompakt tasarlanan bir yapıya sahip. Çok kısa ama geniş hava girişi 4 bölüme ayrılmış. Takım, güç ünitesindeki çeşitli soğutucuları beslemek için bu karmaşık hava girişini kullanacak.

Muhtemelen, aracın bu bölümündeki en heyecan verici şey, hava girişinin altındaki (10) bölgenin yontulması için gösterilen ekstrem çaba. Normalde o bölümde, çok yüksek olan yükler için ekstra bağlantıyla besleniyor.

Bu bölümdeki ince yapılı tasarımla takım, hem ağırlığı azaltmayı başarırken aynı zamanda aracın arka tarafına doğru giden hava akımını iyileştirmeyi hedefliyor.

Köpek balığı yüzgeci ve arka kanat

Bu sene gridde çoğu araçta olması beklenen köpek balığı yüzgeci şeklindeki motor kapağı, şu ana kadar tanıtılan araçlarda yer aldı. Tasarımcılar, bu motor kapağı tasarımının, artık 150 mm daha alçakta yer alan arka kanatla birlikte çalışmasını hedefliyorlar.

Motor kapağının arkasında, arka kanadın dikey parça (11) ile desteklendiği görülüyor. Geçen sene de benzer sistem kullanılmıştı. Bu tasarımın egzoz sistemiyle bağlantılı çalışarak stabilite sağladığı ve çıkan gazları yönlendirdiği biliniyor.

Yeni kurallar, bu dikey bağlantının arka kanadın ana planyasına çıkarılarak burada DRS'yi aktifleştiren bağlantı ile birleşmesine izin veriyor. Arka kanadın merkezinde üretilen downforce (yere basma gücünün) bu şekilde etkilenmemiş oluyor.

Arka kanat kenarları oldukça karmaşık görünüyor. Enstone'daki tasarımcılar, geçen sene Toro Rosso'da kullanılan açık uçlu yarıklara sahip kenar duvarları kullanmayı tercih etmişler.