Christian Horner, 2016 sezonunun başında Red Bull’un ilk beşte bile olamayacağından korkmuş.
Red Bull, 2016 sezonuna motor sağlayıcısı Renault’nun performans sorunları yaşadığı 2015 sezonunun ardından kaygılarla girmişti. Ancak bu sene Renault’nun perde arkasında yaptığı değişikilkler güç ünitesini ileri taşıdı ve ilişkiler düzeldi.
Ve Red Bull, sezona Ferrari’nin arkasında başlamış olsa da, sezon içinde yaptığı geliştirmelerle Mercedes’ten sonra yarış kazanabilen tek takım olabildi.
“Bu yıl takım için şahane bir yıl oldu. Sezona çok düşük beklentilerle geldik, takımlar klasmanında ilk beşte olmak zorlu bir iş olacakmış gibi göründü. Bu yüzden sezonu takımlar klasmanında ikinci bitirmiş olmak, sürücüler klasmanında üçüncü bitirmiş olmak, iki yarış kazanmış olmak, Monaco’da pole pozisyonu kazanmış olmak, 16 podyum almış olmak, Ricciardo’nun sezonun her turunu %100 dayanıklılıkla tamamlamış olması, 12 ay öncesine göre çok büyük bir gelişim oldu.”
Avusturalya’da sezonun ilk yarışında sıralamalardaki “süper zaman”, takımın herhangi bir seanstaki en hızlı turuydu. Bu zaman esas alınarak takımın %100’ünün bu olduğu düşünülünce, takımın beşinci sırada olduğu anlaşılıyordu ve Mercedes ve Ferrari’nin yanı sıra Toro Rosso ve Williams’ın da gerisinde kalmıştı. Bu %100’lük zaman, Mercedes’in zamanının %2.090’ı kadar yavaştı.
Ancak 21 yarış sonrasında Red Bull, tur zamanı farkını Mercedes’e göre sadece %0.842’ye indirerek en hızlı ikinci takım haline geldi.
Kurallar gelecek yıl daha hızlı, daha geniş araçları ve daha büyük lastiklere izin verecek, aynı zamanda motor gelişimindeki kısıtlamaları da azaltacak. Yine de Horner, geçtiğimiz sezondaki kazançlardan ve derslerden öğrendiklerinin gelecek için iyiye işaret olduğundan emin.
“Gelecek sene yeni kuralların geliyor olmasına rağmen, ki bu açıkça herkes için bir bilinmezlik anlamına geliyor, biz gelecek seneye giderken bu seneden birçok fayda ve pozitif sonuç alıyoruz.”;;;