Toto Wolff, 2012 İspanya GP'deki zaferin ardından Mercedes'le görüşmeye başladığını söyledi.
Toto Wolff, 2009 yılında Williams'ın hissedarlarından birisi haline gelirken, sonraki yıllarda Susie Wolff ve Valtteri Bottas gibi isimlerini menajerliğini yapmaya başlamıştı.
Wolff, 2012 yılında ise Frank Williams'ın yardımcılığına getirildi.
2012 sezonu Williams'ın son yıllardaki en iyi sezonlarından birisiydi ve Pastor Maldonado o sezon İspanya GP'yi kazandı.
Wolff ertesi sezon Mercedes'in hem hissedarı haline geldi hem de Mercedes'in motor sporları şefi oldu.
Alman üretici bu yıl sadece Formula 1'de değil, DTM'de de şampiyon oldu. Ayrıca Avrupa Formula 3'te Mercedes motoru kullanan Mick Schumacher ve Formula 2'de Alman takımın genç yeteneği George Russell şampiyon oldu.
Mercedes'e katılış sürecini yorumlayan Wolff, "Mercedes'e katılma sürecim aslında bir tesadüftü. AMG'ye bağlı bir şirkete yatırım yapmıştım. Aslında 2008 yılında Mateschitz ile tanıştım ve Toro Rosso'yu satın almak isteyip istemediğimi konuştuk. Çok riskliydi ve anlaşma gerçekleşmedi."
"Sonra Frank Williams'la tanıştım ve onun ortağı oldum. Takımı yönettim ve aslında hiç tecrübem yok. Maldonado'yla 2012 İspanya GP'yi kazandık."
"O noktada Daimler'in üst düzey bir yöneticisiyle temasa geçtim ve bana neden Mercedes'in hiçbir şey kazanamadığını sordu. Ona bir rapor hazırladım. Hoşuna gitti ve bana 'Şirkete gelmeni ve takımla ilgilenmeniz istiyoruz. Yıldızın yeniden parlamasını sağlamalıyız' dedi." ifadelerini kullandı.
Mercedes, Toto Wolff önderliğinde 2013 yılından sonra arka arkaya beş dünya şampiyonluğu yaşamayı başardı. Wolff, özellikle bu dönemde takım içi dinamiklerini hep sağlam tutmayı başardı.
"Lewis'in coşkulu bir karakteri var ama ben eski yöntemime; güven ve sadakate güveniyorum. Bunlar muazzam bir özveri gerektiren basit kavramlar. Her mesajın ışık hızıyla gittiği, milliyetçiliği tavan yaptığı böyle bir çağda kişisel, yüz yüze diyaloğa önem veriyorum."
tr.motorsport.com