Selim Şengüdüz
Büyük mücadele sonlanıyor, 2014 sezonunun şampiyonu hafta sonu Abu Dabi GP’sinde belli olacak.
Son mücadele öncesi Hamilton 334, Rosberg 317 puanda. Her iki pilotun hedefini “2” ile anlatmak mümkün.
2008 sezonu dünya şampiyonu Lewis Hamilton kariyerinde ikinci şampiyonluğu hedeflerken, Nico Rosberg ise ikinci kupasını hedefliyor.
Abu Dabi GP’si öncesi pol pozisyon sayısını 10’a çıkartan Rosberg, sezonu bir kupa ile garantilemiş konumda. Bu kupanın yanında bir de şampiyonluk kupasını almak için son yarışa çıkıyor.
Sezon başında belirttiğim gibi kupaların önemini ortadan kaldıran “Pol pozisyon” kupasının bir önemi yok, önemli olan “Şampiyonluk kupası” tarihinde yer almak. Çünkü, hayatta ve tüm spor organizasyonlarında ikinci kim oldu? Sorusu hiçbir zaman sorulmaz. En önemli soru “Şampiyon kim” sorusudur!
Pol pozisyon kazanmak ve rekorlara ulaşmak elbette önemli ama başarıyı bir kupa ile kısıtlamamak lazım. Örneğin bu böyle devam ederse “En hızlı tur” kupasının da yürürlüğe girmesi gerekir.
Hamilton ve Rosberg arasında ki mücadele belki ilk turda sona erecek, belki de son viraja kadar sürecek. Matematiksel yorumlardan bu mücadeleye zarar gelir onun için şampiyonluğa yakışan ve centilmence bir yarış olmasını istiyoruz.
Organizasyonda ki şampiyonluk elbette sezonun son yarışı Abu Dabi GP’sinin olacaktır. Abu Dabi GP’si, Bahreyn GP’si, Singapur GP’si vb takvime sonradan dahil olmuş “Ekonomik güç ile gündemi değiştiren” bu organizasyonlar Formula 1’e büyük bir kazanım getiriyorlar. Örneğin Abu Dabi GP’si…
Startın verilişi gündüz saatlerinde başlar ama damalı bayrak seremonisi akşam saatlerinde gerçekleşir. Yas Marina pistinin pit girişi ve köprü altından geçişleri de bir ilk olarak tarihe geçmiştir.
İlkler sadece pist yapısı ile yaşanmadı devamı geldi. Alışa gelmiş sezon sonu yarışı Brezilya GP’si ile oluyordu ve artık bu da tarih oldu. Artık sezon kapanışı Abu Dabi GP’si ile olacak.
Peki, yaşanan gelişmeler sadece bir rastlantı mı?
Sezon başında takvim açıklandı. Abu Dabi GP’si Organizatörleri isteği ile şekillendi ve çifte puan saçmalığı da o planlar doğrultusunda yürürlüğe girdi.
Elbette sponsorların neredeyse akarsu gibi aktığı Abu Dabi GP’sinin bir planlama gerçeği olmalıdır ama çifte puan konusu ile Formula 1’e, en önemlisi Hamilton ve Rosberg’e de büyük haksızlık yapılmıştır. Yada bütün pilotlar bu haksızlığa maruz kalmıştır.
Red Bull pilotu Ricciardo’nun bu sezon yarış kazanması ve Vettel’in yarış kazanamamasını kim hesap edebilirdi?
Vettel’in takımdan ayrılışının açıklandığı o aylarda Ricciardo, birkaç yarış daha kazansaydı ve çifte puan alarak şampiyon olma ihtimali vardı? Bunu yapabildiler mi? O büyük bir fırsattı ama olmadı.
Çifte puanın amacı nedir?
Bir pilotu gözetmek mi? Şampiyonluk bekleyen her iki pilot bu puan sisteminden memnun değil, şampiyon olmuş Mercedes takımı da memnun değil o zaman bu nasıl bir uygulama!
Büyük olasılıkla 2015 sezonunda çifte puan sistemi ortadan kalkacak. Neden uyguladınız neden yürürlükten kaldırıyorsunuz? Akla mantığa yatmayan konular ve planlar bu sezon Formula 1’den bazı olguları aldı götürdü, neredeyse yerle bir etti.
Marussia ve Caterham takımları ABD GP’sine ekonomik sorunlar nedeni ile çıkmadı değil mi? Şimdi bu haftayı çok iyi incelemenizi istiyorum. Sponsorların ne kadar para harcadığını ve gösterişli olduğunu bir kez daha göreceğiz. Formula 1’in patronu Bernie Ecclestone ise iki farklılıktan bir oluşum yapamıyor nedense! Sadece beyaz gömlek giyip ortalıklarda dolaşmak olmuyor.
“Formula 1’de yarışmayacağız” diye basit yönden yarışa çıkmayan takımlara bir ekonomik plan çizilse ve iyi bir plan ile yönetilse nasıl olur. Ama küçük takım adı üstünde onların hiç planı yapılmaz. Belki de kendilerinde suçu aramalılar.
Nedeni ise çok açık, V8 ve V6 motor değişimi örneğini önceki yazılarımda vermiştim. Başka bir detayı daha vermek isterim. Pol pozisyon mücadelesi küçük takımlar için bir eziyettir.
Pol pozisyon mücadelesini üç bölüme ayırdıkları anda küçük ve büyük takım ayrımı da artmıştır. Bir pilot ilk seansta hata yapıp elenirse, pilotun ve takımın akıbeti zarar görmüyor mu? Evet, görüyor. Bu nasıl azalabilir, seansı serbest yaparak.
2000’li sezonları hatırlayalım. Herkes Schumacher’i beklerdi. Seans başlar ama Schumacher ortada yok, son 10 dk çıkar, en hızlı turunu atar ve pol pozisyonu kazanırdı. Yani güçlü olan yine kazanıyordu, şimdi uygulanan sistemde kazanan aynı türden ama küçük takımlar baştan yenilgi tadıyor. Bu takım nasıl strateji üretecek ve başarı sağlayacak?
Diğer analizlerde görüşmek üzere…