Başlık başlangıçta yazıyla çok alakalı gelmeyebilir ancak sabredip yazının sonuna varabilirseniz nereye varmak isteyeceğimi anlayacaksınız.
Evet, uzun zamandır zihnimi meşgul eden ancak son zamanlarda genç sporcularımızın başarısı ve gerçekten dünyada adını duyurabilecek yeteneklere sahip olduğumuzu görmem, artık bu konuya dair bir şeyler karalamam gerektirdiğini hatırlattı bana.
Baştan söyleyeyim; "Başka spor mu kalmadı sporcusu desteklenecek?" gibi yorumlarla bana gelmeyin. Biz motor sporları mecrasıyız ve uzmanlığımız bu yönde. Diğer sporlarda işler nasıl yürüyor bilmiyorum.
Şimdi ilk olarak bir markanın neden motor sporlarındaki bir yeteneğe destek olması gerektiğine değinelim. Gerçekçi yaklaşmak gerekirse her yol eninde sonunda markanın bu projeden ne kazandığına çıkıyor. Yani işte "Çocuğun elinden tutalım, ülkemizi tanıtsın" falan bunlar bu sporda sponsorlar için ikinci planda maalesef.
"Sporcunun elinden tutalım, ona destek olalım" kısmını göz ardı etmelerine katılmıyor değilim. Bana göre motor sporlarındaki bir sporcu %95 oranında kendisine fayda sağlar. Çünkü bu işin bir milli takımı yok ama eğlence ve parası çok. Bir marka bir yarışçıya "o eğlensin, yeteneğini göstersin, işte arada 1-2 yarış kazansın" diye para vermek istemiyor. Buna da kabul.
Ama iş uluslararası başarı sağlayabilecek sporcular ortaya çıktığında markaların motor sporlarına bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.
THY boşuna mı dünya çapındaki isimlere milyonlarca dolar yatırıyor? Şu an tüm dünya THY'nin adını ezberlemiş durumda. Hedef yurt dışında isim duyurmaksa, motor sporları yapılacaklar listesinde ilk üçte olmalı.
Mesela BEKO...
Geçtiğimiz aylarda Gürcistan'a gitmiştim. Yolda BEKO mağazası gördüm. Bazı reklamlarda bankaların yurt dışındaki şubeleri ile övündüklerini izliyoruz. Bu markalar veya bunların yöneticileri neden motor sporlarındaki bu devasa tanıtım imkanını görmüyorlar? Ya da biz mi yeteri kadar gösteremiyoruz?
Bizim sektörde işler çok karışık bunu kabul ediyorum. Henüz sporu yöneten kurumlarımız, sporcularımız, organizatörlerimiz kendi aralarında bir birlik sağlayamamışken, bu markalar ve yöneticiler nasıl güvenip de çocuklara yatırım yapsınlar.
İşin bu kısmı ayın karanlık yüzü :) Ama bununla da ilgili yazılarımız artık yavaş yavaş gelmeye başlayacak merak etmeyin. Biz bağımsız bir yayın organıyız, o nedenle kalemimizi tutan başka eller yok kendimizden başka...
Her neyse sonuçta bu yetenekli çocukaların ülkemizden destek bulmasının çok zor olduğunun altına dem vurmak istedim. Fakat hayal etmek parayla değil.
Tanırsınız, Motorsport.com'da da yarış aracı tasarımlarıyla sürekli sizlerle buluşturduğumuz aynı zamanda yakın arkadaşım Olcay Tuncay Karabulut'tan bir şey rica ettim. Ona şu an okuduğunuz konu hakkında bir yazı yazacağımı ancak yetenekli gençlerimizi motor sporlarının en üst basamağı olan Formula 1'de hayal etmek istediğimi söyledim. Aynı zamanda araçlarında mesela Sauber-Mutlu Akü, Turkcell Renault F1 veya Williams-Akbank takım adları ile nasıl görüneceğini sizlere iletmek istediğimi ekledim.
O da beni kırmadı ve birlikte bunu daha iyi hayal edebilmemiz için çalıştı.
İşte sonucu paragraf aralarındaki fotoğraflarda. Yetenekli bir iki isim için geleceğin Formula 1 araçlarını hayal ettik. Dediğim gibi iş hayal etmeye kalınca bir araca da kendimi oturttum :) O kadar da olsun ama değil mi?
Biz şimdilik hayal ediyoruz, ancak bunu gerçeğe dönüştürmek zor değil. Sadece CEO'lara bu işi daha iyi anlatmak gerekiyor. Arada yer alan insanların "Ben bu işten ne kazanırım?" şeklinde değil "Biz bu işi başarabiliriz" niyetiyle patronlarının yanına çıkmaları gerekiyor.
2018'in hepimize sağlık, huzur ve barış getirmesi dileğiyle. Bir sonraki yazıda görüşürüz.
Cihangir Perperik
tr.motorsport.com