2014’te başlayan hibrid çağından bu zamana güç ünitesinde diğerlerinden daha iyi işler yapan ve önde kalmayı başaran Mercedes ünitesi bu yıl geriye düşmüş görünüyor, peki gerçekten öyle mi?
Bu yılki Avustralya yarışı öncesinde Vettel ”Mercedes ile düzlüklerde başa baş durumdayız ve hız kaybetmiyoruz, avantajları ise tüketimde, yakıt ve bileşenleri konusunda Mercedes ufak farkla da olsa önde” demişti.
Bahreyn’de ise Ferrari’nin tek turda şaşırtıcı derecede hızlı olarak Mercedes’ten polu alması ve yarışı kazanması bazı durumların habercisi miydi?
Çin’de ise hibrid çağının başladığı günden bu yana belki de ilk defa Mercedes güç ünitesi bir hafta sonunda 2.sırada kalmış gibi görülüyordu. Geçtiğimiz Çin Yarışı haftasonu boyunca Mercedes’in gerek hız ölçüm noktalarında gerekse de sektör geçişlerinde rakiplerinden daha geride olduğunu görmüştük. 4 hız ölçüm noktasının 3’ünde Ferrari, Mercedes’ten 1/1,5 kmh daha hızlı idi.
Yeni kurallar Mercedes takımını zorunlu değişime zorluyor
2017 Belçika GP ile yağ yakımında kısıtlamalar getirilmiş ve üreticilerin yağ yakıp performans elde etmelerini sınırlamak amacıyla 100 kmde 0,6 lt yağ yakımına kadar izin verilmiş ve yarış içerisinde anlık olarak bu değerlerin inceleneceğini de belirtilmişti.
Bu durumdan en fazla etkilenen Mercedes olabilir. Bu yılki Avustralya yarışında hem Ferrari hem de Mercedes 0.58 lt ile sınırda yarışırken Renault ve Honda 0.1 lt ile oldukça güvenli noktada bulunuyordu.
Bahreyn yarış haftasonu ile beraber Mercedes takımı yağ yakımında ‘güvenli aralıkta‘ kalabilmek adına 2016 yılında kullandığı yağ formüle dönüş yaptıı ve bu da performans kaybına neden olarak güç anlamında Ferrari’nın gerisine düşmelerine neden oldu.
2018 sezonu boyunca sadece 3 çeşit yağ ve bileşene izin verildiği göz önüne alınırsa bundan sonraki güncellemeler konusunda Mercedes’in bir kolu yaralanmış olabilir mi?
###