Bugünlerde F1 takımlarının ayakta kalabilmesi için en önemli destekçiler tabii ki de sponsorlar. Takımlar araç tasarımlarını da mecburen bu sponsorluk anlaşmalarına göre belirliyorlar. Peki geçmişte, çok geçmişte, örneğin motor sporları yarışlarının ilk düzenlemeye başladığı 1900’lü yıllarda durum nasıldı? Biz sizler için bu soruyu hemen cevaplayalım.
Motor sporları etkinliklerinin düzenlenmeye başladığı 1900’lerden 60’ların sonuna kadar, yani ticari sponsorluk anlaşmaları başlamadan önce F1, yarış araçları, tur araçları ve diğer uluslararası yarış serilerinde araçlar standardize edilmek adına belirli bir renge boyanıyordu. Bu renk de aracın veya pilotun ülkesini temsil ediyordu. Yani aslında araçlar, tıpkı diğer birçok sporda olduğu gibi milli takım hüviyetine bürünüyordu.
Bugüne kadar F1’de milli takım mirasını aralıksız devam ettiren tek takımsa hepinizin de yakından tanıdığı Scuderia Ferrari’den bir başkası değil. Çünkü, kırmızı Ferrari’nin değil İtalyan yarış araçlarının geleneksel rengidir ve Ferrari’nin asıl rengi Modena Sarısı’dır.(Giallo Modena)
Bu girizgâhtan sonra renklerin kökenine ve hangi ulusal katılımcıların hangi rengi seçtiklerine bakalım.
1900’ler
Uluslararası yarış renklerinin kökeni, 1900-05 tarihleri arasında yılda bir kez düzenlenen Gordon Bennett Kupası’na dayanıyor. Savaş dönemi yarış efsanelerinden Louis Zborowski’nin tıpkı kendisi gibi yarış pilotu olan babası Eliot Zborowski, her bir ulusal katılımcının farklı bir renk tahsis etmesi fikrini ortaya attı. Bu fikir büyük katılımcılar tarafından kabul gördü ve 1900’deki Kupa’da katılımcılar ulusal renklerini belirlediler.
Seçimler sonucunda Fransa’ya mavi, Belçika’ya sarı, Almanya’ya beyaz ve ABD’ye kırmızı düştü. İtalya ise, kırmızı bir Itala 1907 yılında Fransa’da düzenlenen Peking yarışını kazanana kadar ünlü “Yarış kırmızısını” tercih etmedi.
Italian Itala Tipo 11 (1925)
Britanya ise Gorden Bennett Kupası’nda ilk kez 1902’de mücadele etti ve onların kırmızı, beyaz ve mavinin dışında bir renk seçmeleri gerekiyordu, çünkü bu renkleri zaten başka ulusal katılımcılar tahsis etmişti. Selwyn Edge’in 1902’de zafere ulaştığı Napier aracı zeytin yeşiline boyanmıştı ve yeşil rengi lokomotifler ve iş makineleri için kullanılan bir renkti. Bundan dolayı bu renk seçiminin kökeninin buradan geldiği tahmin ediliyor. Gordon Bennett Kupası’na 1903’de Britanya ev sahipliği yaptı ve Britanya bu etkinlikte “Yonca yeşilini” tercih etti. Daha sonra bu renk çeşitli gölge çalışmalarıyla uzun yıllar İngilizler’le özdeşleşecek “Britanya yarış yeşiline” dönüştü. Eh, Wimbledon Tenis Turnuvası’ndaki kortlarının ve Wembley Stadyumu’nun çimleri ile meşhur bir milletten de yeşilden başka bir renk seçmesini beklemek abesle iştigal ederdi.
Büyük Katılımcılar
Her spor dalında olduğu gibi motor sporlarında da başı çeken birtakım uluslar var ve aslında onlardan yukarıdaki bölümlerde de bahsettik. Aşağıdaki tabloda uzun yıllar boyunca yarış serilerinde mücadele eden takımların yarış renkleri listelenmektedir.
Kod |
Ülke |
Gövde Rengi |
Numaralar |
Markalar/Ekipler |
D |
Almanya |
Beyaz |
Kırmızı |
Benz, Mercedes, BMW, Porsche, Audi |
Gümüş (veya yalın metal (Gümüş Oklar)) |
Kırmızı |
Mercedes-Benz, Auto Union, Veritas, Borgward, EMW, Porsche, Audi |
F |
Fransa |
Mavi (Bleu de France (Fransız Mavisi)) |
Beyaz |
Delage, Bugatti, Talbot, Delahaye, Matra, Panhard, Alpine, Gordini, Peugeot, Ballot, Ligier |
GB |
Birleşik Krallık |
Yeşil (British racing green (Britanya Yarış Yeşili)) |
Beyaz |
Jaguar, Vanwall, Cooper, Lotus, Brabham, BRM, Bentley, Aston Martin, MG |
I |
İtalya |
Kırmızı (Rosso corsa (Yarış Kırmızısı)) |
Beyaz |
Alfa Romeo, Maserati, Ferrari, Lancia, Abarth, O.S.C.A., Officine Meccaniche |
J |
Japonya |
Kırmızı güneşli Beyaz |
Siyah |
Honda, Nissan, Toyota, Super Aguri |
USA |
Birleşik Devletler |
Beyaz, Uzunlamasına mavi çizgiler (“Cunningham yarış şeritleri“), mavi alt gövde |
Mavi |
Cunningham, Ford, NART, Shelby, Chaparral, |
Mavi (İmparatorluk Mavisi), Uzunlamasına beyaz şeritler, beyaz alt gövde |
Beyaz |
AAR Eagle, Ford, Shelby, Scarab, Chevrolet |
1920’ler – 1960’lar
Savaşlar arası dönemde Bentley, “Britanya yarış yeşili” ile 1930’lara kadar Le Mans yarışlarında hegemonya kurarken, Bugatti “Fransız mavisi” ve Alfa Romeo da “Yarış kırmızısı” ile birçok yarış kazandı ve böylelikle renkler kesin bir şekilde belirlenip AiACr(FİA’nın öncülü) tarafından listelendi.
1930’lara gelindiğinde ise Mercedes-Benz ve Auto Union ekipleri geleneksel Alman beyazını araçlarında kullanmadılar ve bunun yerine yalın metal rengini kullanmaları “Gümüş Oklar” teriminin yükselmesine neden oldu. O yıllarda ortaya çıkan yaygın bir mite göre Alman takımlarının maksimum ağırlık limiti olan 750 kg’ı geçmemek için araçlarında boya kullanmadıkları söylenir, ancak ilk “Gümüş Oklar’ın” 1932 yılında, yani ağırlık limitinin uygulanmaya başladığı 1934’ten önce yarıştığını belirtmekte fayda var.
Alman Gümüş Oklar (1930’lar)
Modern monokoka sahip uçaklar aynı dönemde gövde yapımında zaten cilalanmış ve boyasız alüminyum paneller kullanıyordu ve varlıklı yarış takımlarının da bunun farkında olması pek muhtemel görünüyor. Yani metalik tasarım kullanılmasının gerekçesinin yaygın olan efsanenin aksine, o dönemde yaşanan teknolojik gelişmeler olma ihtimali çok daha kuvvetli görünüyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kullanılan şasi, kaput, rakamlar ve çeşitli arka plan renklerini yukarıdaki tabloda listelemiştik ve o dönemde takımların yavaş yavaş tek bir renk yerine çeşitli varyasyonlar kullanmaya başladıkları görüldü. Buna, 1950’lerde Cunningham ve diğer ABD’li ekiplerin paralel mavi şeritler kullanmasıyla, Porsche’nin 1950 ve 60’larda gümüşi renkleri korumaya devam ederken, 1960’larda diğer Alman ekiplerin (BMW başta olmak üzere) geleneksel beyaz renge geri dönüşü örnek olarak verilebilir.
Bu dönem boyunca renkler ne araçların üretildiği ülkeye ne de yarışan pilotun milletine göre belirlendi, renkler araca yerleşen ekiplerin hüviyetine göre belirlendi. Buna örnek olarak 1954’te sezonun 7 ve 9. yarışlarında Maserati 250F kullanan Stirling Moss verilebilir. Araç İtalya menşeli olmasına karşın Britanyalı A.E.Moss takımı tarafından kullanılıyordu ve Moss Britanya yeşiline boyanmış bir Maserati 250F ile yarıştı.
Ancak bu genel kural tam olarak korunmadı, Avustralyalı Jack Brabham ve Yeni Zelandalı Bruce McLaren ürettikleri ilk birkaç araçta ulusal ilkelere dayanmayan renk şemaları kullandılar. (Brabham BT3, McLaren M2B, McLaren M4B ve McLaren M5A araçları)
Sponsorluk Dönemi – Modern Kullanım
1968 baharında ne mi oldu? Tütün ve alkol şirketleri F1’in varlığını fark ettiler ve ulusal ilkelere dayalı renk kuralları eksponansiyel(katlanan) bir şekilde bozulmaya başlandı.
Amerika’daki yarışlarda sponsorlu tasarımlar birkaç yıldır kullanılıyordu ve Team Gunston’ın Braham’i uluslararası yarışlarda sponsorların renklerine göre boyanan ilk araç oldu. John Love, 1968 Güney Afrika GP’sinde bekareti bozan ilk pilottu ve “Britanya yarış yeşili” aradan çok uzun bir zaman geçmeden Britanyalı özel takımların araçlarından kayboldu. Eski renk şemasıysa 1970’lerde FİA tarafından kural kitabından tamamen kaldırıldı.
Uluslararası yarışlarda sponsor desenlerine göre boyanan ilk araç, John Love Team Gunston 1968
1970’lerin ortalarına gelindiğinde ise ilk büyük sponsorluk anlaşması McLaren ve Marlboro arasında gerçekleşti. Çoğumuzun bildiği gibi McLaren’in kırmızı-beyaz tasarımının temelini Philip Morris’le yapılan sponsorluk anlaşması oluşturuyor. Daha sonraları McLaren’in West ve Vodafone ile yaptığı sponsorluk anlaşmalarına göre araç tasarımlarını değiştirdiğini ve daha nice takımın tasarımlarını sponsor merkezli şekillendirdikleri araçlar gördük.(Renault-Mild Seven,
BAR-Lucky Strike)
Tabii bunun aksine yarış geleneklerine vurgu yapmak isteyen İtalyan, Alman ve Britanyalı otomobil üreticileri ve takımlar da yok değildi.
“Rossa Corsa”,(Yarış kırmızısı) İtalyan üreticiler Ferrari ve Alfa Romeo tarafından aralıksız bir şekilde kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. 1990’lardan itibaren Jaguar’ın F1 araçlarında ve Aston Martin’in spor araçlarında “Britanya yarış yeşilini” de görmek mümkündü. Bunların minvalinde BMW de Sauber’i satın aldığı ve kendi takımıyla F1’de boy gösterdiği 2006-09 arasında “Alman beyazını” kullandı ve 1990’lardan beri Mercedes-Benz ve Auto Union çeşitli yarış serilerinde gümüş renkleri kullanıyorlar.
Çoğu sponsorluk anlaşmaları geleneksel renklere saygılıydı ve tasarım desenleri geleneksel renklere göre gerçekleştirildi. Örneğin Ferrari, Marlboro ve Santander gibi kırmızı renkleri kullanan büyük iki sponsora sahip. West de 90’lar ve 2000’lerde partner olduğu McLaren’in tamamen kendi renklerini(West’in renkleri) kullanmasında ayak diremedi ve araçların genel görüntüsünü motor tedarikçisi Mercedes’in gümüşi renkleri oluştururken, West’in logoları araçların sidepodlarında yer aldı.
SON SÖZ
1970’lerden sonra araçların milliliğini bozan sponsorluk anlaşmaları yürürlüğe girdi ve bugünlerde çok güçlü markalar dışında geleneksel renklere aidiyet gösteren takım görmek pek mümkün değil. Ancak, motor sporları çok pahalı ve garaj takımları ayakta kalabilmek için dev sponsorluk anlaşmalarına mecburlar. Günümüzde ve gelecekte her ne kadar geleneksel renklere boyanmış araçlar görmek istesek de bu pek mümkün görünmüyor.
;;;