Fernando Alonso bu hafta 2019 sezonunda F1’de yarışmayacağını açıkladı. Ne F1’den tamamen koptuğunu söyledi ne de bir sonraki hedefi hakkında konuştu. 2001’de Minardi ile başlayan serüven 2018’de Mclaren ile son buluyor. En azından şimdilik.
17 sezona 2 şampiyonluk 32 galibiyet 22 pol sığdırdı. Ama bundan çok daha fazlası var. Ayrılırken bile hala gridin en iyi üç pilotundan biri komple bir yarışçı olarak bakıldığında ise belki de en iyisi.

Kariyerinde 14 farklı takım arkadaşından sadece 2015’te yolda sadece gezinen Mclaren-Honda ile Jenson Button’a bir kaç puanla geçildi. 2007’de kora kor yarıştığı Lewis Hamilton dışındaki tüm takım arkadaşlarını yendi. Hem de ezici farkla. Dahası 2005’te Ferrari ve Michael Schumacher imparatorluğunun surlarını yıktı. 2007 Macaristan’da yaşananlar olmasa belki de Mclaren ile şampiyon olacak ve tekrar Renault ile yarışmadan Mclaren’da kalıp hanesine en az iki şampiyonluk daha yazacaktı.

Doğru zamanda doğru yerde başlayan bir kariyer ikinci perde de tam bir hatalar yığınına şikayetler silsilesine dönüştü. 2007’de Spy-gate 2008’de Crash-gate skandallarının arka planında hep onun adı vardı. Hakkında ki iddialar hiç bir zaman ispatlanamadı. Flavio Briatore’nin desteği sayesinde bunların hepsinden ustalıkla sıyrılmayı başardı.

Maranello’nun yeni kralı olarak Ferrari’ye atandığı ilk yılında ortalığı tozu dumana kattı. 2010’da ki son yarış olan Abu-Dhabi’ye Mark Webber’in 8 Sebastian Vettel’in tam 15 puan önünde lider geldi. Bir yıl sonra gelecek Drs o yıl olsa Petrov’un arkasında takılmadan şampiyonluğu kazanabilecekti belki ama olmadı. Savaşmaya devam etti.

2011’de Red-Bull RB7’nin domine ettiği sezonun ardından 2012’de adeta tırnaklarıyla kazıdığı sezonun son yarışı Brezilya’ya Sebastian Vettel’in 8 puan gerisinde geldi. Startta ki karmaşada Vettel yarış dışı kalsa ipi göğüslemesi içten bile değildi. Ama yine kaderin kurbanı olup Sebastian Vettel’in müthiş yükselişi ile dünya ikinciliği ile yetinmek zorunda kaldı.

2014’te karşısında bir başka yenilmez dev Mercedes Amg ve Hybrid motorlar çıktı. Asla pes etmiyordu. 2015’in flaş transferi Sebastian Vettel’in Ferrari’ye geçmesiyle yıllar önce büyük papaz olduğu Ron Dennis’in Mclaren’ına döndü. Hayat Fernando için yine büyük sürprizler hazırlamıştı. Şampiyonluk parolası ile çıkalan Mclaren-Honda ortaklığı tam anlamıyla felaketti. Motoru GP2’ye benzetmesinden tutun da tüm dünyada makara haline gelen Brezilya’da ki şezlong uzanışı ile takımı tiye aldı. Kanada 2015’te telsizden yakıt tasarrufu yapmamız gerek mesajına amatörler gibiyiz cevabını verdi.

Fernando Alonso kariyeri boyunca ( ki bence 2003 Interlagos’ta Mark Webber’in start düzlüğüne çıkarken yaptığı kazada pistin ortasında ki lastiğe vurup ortalığı savaş alanına çevirdiği ve bir çok pist görevlisinin yaralanmasından çok ucuz kurtulduğu kaza en beteridir ) çok büyük kazalar geçirdi ama en ciddi olanlarını yine Mclaren takımıyla yaşadı. 2015’te Barcelona sezon öncesi testlerinde T3 virajında hala gizemini koruyan ve muhtemelen ERS ile alakalı elektrik çarpmasına bağlı bir bilinç kaybı yaşadı. Bunu 2016’da Melbourne’de de Esteban Gutierrez’e arkadan çarpıp ciddi şekilde yaralanabileceği bir uçak kazası takip etti. Muhtemelen bu kadar kötü durum da ki bir araçla çoğu pilotun almayacağı riskleri aldı. Renault ile iki kez şampiyonluğa ulaştı ama Mclaren takımı onun kariyerinde çok büyük bir rol oynadı.

Bahreyn 2017’de telsizden bir daha bu motorla yarışmayacağım ne yaparsanız yapın dedi. Mclaren’nın elinde onun eğer Honda motoru ile 2018’de devam edersek ayrılırım tehdidini görecek güçlü bir kart yoktu. Sırf Alonso’yu kaybetmemek için motor bile değişti. Macaristan sıralama turlarında bardak taştı. Alonso’ya telsizden yağmur mu yoksa yoğun yağmur lastiğimi istiyorsun diyen yarış mühendisi Will Joseph’e ben garaja dönmek istiyorum adamım. Hangi lastiği istiyorsan onu tak. Ne takarsak takalım 25 saniye gerideyiz roketimiz bile olsa onbirincilikten öteye gidemeyiz dedi. Karar belki de o gün verildi. Fernando Alonso artık açıkça burada kalmak istemiyordu.

Fernando Alonso muhtemelen sezon sonunda Jenson Button ve Michael Schumacher’in start rekorunu geçip Rubens Barrichello’nun ardından Formula 1’e tarihin en fazla start alan ikinci pilotu olarak veda edecek. (312). Kariyerinde iki şampiyonlukla beraber bu rekor dışında parıl parlayan istatistikleri olmadı. Ama dünyanın en komple pilotu olmayı kafasına koymuştu.Oldu da buna inanmayan insan sayısı yok denecek kadar azdir. Indy’de lider götürdüğü yarışta yarış dışı kaldı ama Toyota ile Lemans 24 saati kazanıp motor sporlarının en değerli tacına ikinci taşı da koymuş oldu. Bundan sonra muhtemelen Indy Car’da Indy 500 yarışını kazanıp kendisi gibi 62-68 yıllarında iki kez F1 dünya şampiyonu olan ve tarihte bunu başaran ilk ve tek pilot olan Graham Hill’in Triple Crown rekorunu yakalamak için yarışacak.

Her ne olursa olsun Fernando Alonso tıpkı bir kaşif gibi yeni ufuklar keşfetmeye çalışacak. Eğer başarılı olursa arkasından gelecek olan genç jenerasyon içinde çok büyük bir yol açmış olacak. Formula 1 en az Michael Schumacher kadar değerli saf yetenekli hızlı çalışkan takım için her şeyini ortaya koyan bir şampiyonu kaybediyor. Bu tür pilotlar hiç kolay yetişmiyor ve kolay kolay var olmuyor. İşte sırf bu yüzden sadece Mclaren’nın değil tüm spor için çok özel bir yıldız kayıyor. Kariyerinin en başından sonuna kadar ona eşlik eden biri olarak bu yolda yaşattığın haycanlandırdığın her an için çok teşekkürler El Nano..

tr.motorsport.com Korhan SAVRAN