Motosporları tarihinde önemli bir figür olan Dan Gurney maalesef geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yumdu.Gurney’nin Formula 1 kariyeri istatistik kağıdında hiçbir zaman muhteşem gözükmedi ancak onu özel yapan elindeki imkanlarla maksimumu elde edebilmesi ve takım arkadaşlarından birkaç adım önde olmasıydı. Bu yazımda Dan Gurney’nin kariyerini incelerken ne kadar önemli bir pilot olduğunu da sizlere sunmak istedim. Formula 1 kariyerinde 3 farklı takımla yalnızca 4 galibiyet elde eden Gurney, bu galibiyetleri alırken takımlarının tarihindeki ilk galibiyetlerini de almayı başardı. Onu en çok Spa 1967'de kendi otomobili olan Eagle Weslake ile kazandığı yarışla hatırlayacak olsak da Gurney bundan çok daha fazlasını başardı.
Dan Sexton Gurney 20'li yaşlarının başını Kore Savaşı'nda geçirirken ülkesine döndüğünde amatör olarak yarışmaya başladı. 1958 Le Mans'da etkileyici performansıyla Enzo Ferrari'nin dikkatini çekti ve testlerdeki başarılı performansıyla o sene birçok yıldızını kaybetmiş Ferrari F1 takımının yeni yüzlerinden oldu. 1959 yılında Ferrari ile katıldığı ilk 3 yarışın ikisinde podyum sevinci yaşadı ve henüz çaylak yılından iyi bir arabayla neler yapabileceğini gösterdi. Ancak maalesef kariyeri boyunca hiçbir zaman Ferrari gibi bir otomobile sahip olamadı.1960'ta kullandığı BRM oldukça vasat bir araçtı ve takımın zamana ihtiyacı vardı.Bu zaman çok uzun sürmese ve takım 1962'de ilk şampiyonluğunu kazansa da Gurney takımdan ayrılmayı seçti. Bu sırada Formula 1 dışındaki yarışlarda da oldukça iyi işler çıkardı ve dönemin en büyük pilotlarından Stirling Moss ile birlikte Nurburgring 1000km yarışını çok güçlü rakiplerine karşı kazandı.1961 yılında ise Porsche'nin yolunu tuttu. Burada kariyerinin o zamana dek en iyi sezonunu geçirerek 3 kez 2.lik elde etti ve genel klasmanda 3. sırada yer aldı ki takımında sezonu 3 puanla tamamlayan Jo Bonnier hariç takımda puan alan bile yoktu. 1962 sezonunda da Porsche ile yarışan Gurney sezonun ilk 3 yarıştaki şanssızlığını ve kariyerinde yarış kazanmadan aldığı 4 tane 2.'liğin acısını önceki sene 2.bitirdiği Fransa'da çıkardı. Bu aynı zamanda hiçbir zaman şampiyonluk imkanı sağlayacak bir arabası olmayan Porsche'nin ilk ve tek zaferi olacaktı. Gurney 1962 sezonunda Porsche'nin 19 puanının 15'ini toplamayı başarmış ve genel klasmanda da 5.olmuştu. Porsche gibi bir otomobilde bu başarının üstünü yakalamanın neredeyse imkansız olduğunu fark eden Gurney 1963 için o zamana dek 2 kere dünya şampiyonu olmuş Jack Brabham'ın takımı Brabham'ı seçti.
Gurney bu zamana kadar kendini kanıtlamış ve en iyi arabaya sahip olmadan da başarılı sonuçlar elde edeceğini göstermişti. Ancak bana kalırsa ne kadar büyük bir efsane olduğunun en somut örneklerini Brabham takımında gösterdi. İlk senesinde takımın tarihindeki ilk podyumu kazanan Gurney, yarış kazanamasa da takım arkadaşı ve patronuna podyumlarda 3-1'lik üstünlük sağlayıp sezonu da onun önünde bitirdi. 1964 sezonu bence Gurney'nin en iyi sezonuydu ve daha iyi bir arabayla şampiyon olabilirdi.Öyle ki 10 yarışın 7'sine ilk 3'te başlamasına rağmen sadece 2 kez podyuma çıkabilmişti ve bunların ikisinde de en tepede yer aldı. Aynı zamanda bu galibiyetler Brabham tarihinin ilk galibiyetleri anlamına da geliyordu. Favori pisti Fransa'da 1 yıl aradan sonra tekrar kazandı ve bu sefer sezonun son yarışında Meksika'da da 1.'lik elde etti. Sezonu 2 polle kapasa da bu yarışlarda de teknik arızalar yaşadı ve galibiyetlerinin ikisini de ikinci sıradan gelerek aldı. Takım arkadaşı Jack Brabham ise sıralama turlarında kendisine 9-1 mağlup olurken Gurney'nin 2 galibiyetine de cevap verememiş ve genel klasmanda bir kez daha Amerikalı sürücünün altında kalmıştı. 1965'e geldiğimizde ise Brabham takımı hala gereken hızda değildi ancak otomobil daha istikrarlıydı ki o dönem bu şekilde genel klasmanın üstünde yer almak daha kolaydı. Öyle ki Gurney yarış kazanamasa da 5 podyumuyla beraber genel klasmanı 4.sırada bitirdi . Geçen sene ise 2 galibiyet almasına rağmen 6.olabilmişti. Ayrıca günümüzde kendisinden çok daha tanınan ve tarihin en iyi sürücülerinden biri olarak bilinen Jack Brabham'ı bir kez daha geçerek "Brabham'ı Brabham'da yenmeyi" başarmıştır.Zira Jack Brabham 1965'te sadece 1 kez podyuma çıkarak ve kendisinden 16 puan gibi ciddi bir fark yiyerek sezonu 10.tamamlamıştı.(Brabham 9-25 Gurney)
Gurney Brabham takımından sezon sonu ayrılarak çok daha büyük bir projeyi gerçekleştirdi:kendi takımıyla yarışmak. 1966’da kurduğu Eagle takımıyla yarışmaya başladı ancak otomobilin performansı oldukça vasattı ve sadece 3 yarış bitirebildi. Bitirdiği yarışlarda da 5.’likten yukarısını elde edemedi. Kendisi için oldukça zor geçen 1966 yılı, o sene yeni kurallar gelmesiyle birlikte eski takım arkadaşı Jack Brabham için çok şey ifade ediyordu. Öyle ki Jack Brabham Gurney’nin 2 sene önceki başarısını tekrarlayarak kendi otomobiliyle ilk kez yarış kazanmıştı.Avustralyalı pilot bununla da kalmayıp sezonu şampiyon olarak tamamladı. Böylece Gurney bir kez daha ileride şampiyon olacak bir takımı erken bırakmıştı.
1966'da oldukça kötü bir sezonu geride bıraksa da 1967, Gurney’nin efsaneleştiği 2 zafere sahne olacaktı. Önce Ford GT40’ı, Indy Car’daki galibiyet rekoru halen elinde bulunan AJ Foyt ile beraber Le Mans’da zafere taşıdı, sonrasında ise kendi otomobili Eagle Weslake ile Spa’da tarihe geçecek bir galibiyet elde etti. Bu iki zaferin iki önemli detayı mevcuttu. Le Mans 1967’de podyumda eline verilen şampanyayı sallayarak patlatan Gurney, yepyeni bir geleneğin öncüsü olduğunun farkında bile değildi. Aynı zamanda o sezon kullandığı ve kendi yaptığı aracı Eagle Westlake ile Formula 1 tarihinde kendi aracıyla yarış kazanan 2.pilot ünvanına da erişti(ki listenin birincisi Brabham’ın ilk galibiyetini de zaten kendisi aldı).Bu zaferler dışında Kanada’da bir de 3.lük elde etti fakat bu sonuçlar kendisini ancak 8.liğe taşıyabildi. 1968 yılında maddi sıkıntılardan dolayı Eagle yeterli hızda değildi ve takım o sene bazı yarışlara katıldıktan sonra 1969’da tamamen kapandı. Gurney ise Brabham ve Mclaren ile birkaç yarışa çıkıp 1969’da Formula 1 kariyerine ara verdi. Bruce Mclaren hayatını kaybedince Formula 1’e geri dönse de Gurney’nin son verimli senesi 1967 olmuştur.
Gurney’i bir kelimeyle özetlemek istesem bu kelime muhtemelen ona çok uyacak olan ”öncü” olurdu. Kariyeri boyunca sahip olduğu en iyi araba sadece ilk 4 yarışında kullanabildiği 1959 model Ferrari’ydi. Onun dışında her zaman kendi takımının lideri oldu -3 kez dünya şampiyonu olan bir takım patronu ile birlikte yarışırken bile. Şampanya patlatmanın, günümüzdekine yakın kaskların, 4 dünya şampiyonluğu elde eden Brabham takımının, Formula 1 yılları kendisi olmasa tamamen tozlu sayfalara karışacak Porsche’nin ve tarihin en güzel otomobillerinden Eagle’ı yaparak takım sahibi olan pilotların öncüsü oldu. INDY 500,Formula 1, Nascar ve Le Mans yarışlarını kazanan tek pilot ünvanını hala koruyor ve bunu herhangi bir pilotun daha elde edebileceğini sanmıyorum. Yazımı küçük bir anektotla sonlandırırken Dan Gurney'i saygı ve sevdiğimiz spora büyük katkılarından dolayı minnetle anıyorum:
Jim Clark 1968’de Hockenheim’de hayatını kaybettikten sonra birçok pilot cenazesine katılmış ve üzüntülerini babasıyla paylaşmıştır. Bu sırada babası Gurney’i yanına alarak oğlunun yarışırken korktuğu tek insanın kendisi olduğunu söylemiştir. O dönem yarışan Graham Hill, John Surtees, Jack Brabham ve Denny Hulme gibi şampiyonluk kazanmış pilotlar yerine neden mi Gurney? Çünkü Jim Clark hariç şartlar eşitken bileği bükülmeyen tek kişi oydu.
Berk Topal