Akaryakıt fiyatlarındaki artış tüketiciyi dizel araçlara yönlendiriyor. Geçen yıl otomobil satın alan her 100 müşterinin 62'si dizel modelleri tercih etti.
Aslında Türkiye'de rafineri çıkış fiyatları benzine göre daha yüksek olan dizel yakıt, vergi sayesinde benzine göre litresi 65 ile 72 kuruş arasında daha avantajlı olarak satışa sunuluyor.
Bu fiyat farkına ilave olarak dizel motorların kilometrede benzine göre daha az tüketim sergilemesi ortaya avantajlı bir tüketim grafiği çıkarıyor.
Ancak, dizel motor gerek geliştirme maliyetleri gerekse servis maliyetleri ile benzinli motorlardan ayrılıyor. Modeline göre değişmekle birlikte aynı donanımlara sahip benzinli model ile dizel model arasında 5 bin liradan başlayan bir fark ortaya çıkıyor.
Peki dizel modeller ne kadar süre içinde aradaki farkı amorti edip avantajlı hale gelmeye başlıyor?
Örneğin Ford Fiesta'nın 1.4 litrelik benzinli manuel şanzımanlı modeli şehir içerisinde 100 km'de 7,6 litre yakıt tüketiyor. Bu aracın km başına yakıt maliyeti yaklaşık 35 kuruş olurken Fiesta'nın benzer motor gücüne sahip dizel versiyonunun şehir içinde km başına yakıt maliyeti 20 kuruş civarında.
Yani dizel model, her kilometrede 15 kuruş daha az yakıt maliyeti sergiliyor. Ancak, benzinli modelin satış fiyatı 36 bin 495 lira iken dizel model 44,4 bin liraya müşteriye ulaşıyor.
Yani arada 7.9 bin lira fark var. Bu bedel dizelin ekonomisi ile ancak 53 bin km yol yapıldığında sıfırlanmış oluyor. Bu da ortalama 2 yıl anlamına geliyor. Farklı modellerde menzil değişiklik gösterse de bu değerler ortalama olarak alınabilir.