Red Bull her ne kadar şampiyonluk yıllarında olduğu gibi üst sıralarda yer almayı başaramasa da enteresan fikirlerle aero anlayışının sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
Pistteki en hızlı araç olmasa da, Adrian Newey’in katkılarıyla en iyi şasilerden birine sahip olan Red Bull, yeni aracı RB12’ye 2016 yılı başında yine bir yenilik getirdi.
Gelen bu yenilik ile aracın yere basma kuvvetinden bir miktar feragat eden Red Bull bunun karşılığında yüksek hızlarda yaşanan büyük sürtünme kuvvetini azaltmayı hedefliyor.
Dışarıdan bakıldığında çok da farklı gözükmese de son derece enteresan olan bu arka kanat tasarımı sayesinde sürtünme kuvvetini azaltılıyor ve Red Bull’a güç ünitelerinin rakiplerine oranla zayıf olmasından dolayı kaybettikleri hızlarının bir kısmını geri kazandırıyor.
Avustralya’da olduğu gibi Bahreyn’de de yeni arka kanat tasarımını kullanmayı tercih eden Red Bull, diğer takımların aksine arka kanada sadece üç adet panjur koyup kıvrımlar ile araç hareket halindeyken gelen havayı direkt lastiklere iletiyor.
Yukarıdaki resimde gördüğünüz üzere RB12’nin arka kanadı üçe ayrılmış panjurlu sistemi ile seyir halinde hava akışını aşağı iletirken hemen aşağıda bulunan iki kesim bölmesi ile havanın arkadaki difüzör sistemi ile etkileşime girme oranı artırıyor.
F1 mühendislerinin arka kanatlarda bu panjurları kullanılmasının amacının arka kanadın her iki tarafında oluşan basınçlı havayı dengelemek ve araç yüksek hızda giderken yan kesimlerde oluşan mini hava girdaplarının dengeyi bozmasını önlemek olduğu gerçeğini hesaba kattığımızda Red Bull'un bu tasarımla büyük bir risk aldığını söyleyebiliriz.
Bu riskin farkında olan Red Bull bu tasarımı ile sürtünme katsayısını düşürüp bir miktar hız kazanırken oluşan bu mini girdapların çıkartacağı sorunlardan kurtulmak için alt kısma eklediği iki kesim bölmesi sayesinde olası sorunların önüne geçmeyi amaçlıyor.