Formula 1 yarım yüzyıldır motorsporlarının zirvesi gibi hareket etti. Neredeyse her genç yarışçı bir gün Formula 1’e, zirveye çıkmaya hayaliyle yaşadı ve yeni sahipleri altında spor ilgi çekici bir dönme giriyor.
Yıllar içinde F1 çok parlak bir ortama doğru gelişti, ancak yine de geliştirilebilecek çok fazla şey var. Şimdi Formula E’ye dönüp bir bakalım ve F1’in bir şeyler öğrenebileceği 5 şeyi bulalım.
1) Sürücü yeteneğine daha fazla odaklanma
Neredeyse her F1 hafta sonunda çok daha iyi araçları nedeniyle sadece belirli sürücülerin kazanabildiğini görüyoruz (bir mucize olmazsa). Elbette sürücüler en iyi araçta olma fırsatını kullanacaklardır, ancak gridde zafer kazanma şansı sıfır olan bu kadar fazla araç görmek sinir bozucu.
Formula E bununla çok daha iyi baş ediyor ve sürücüye araçtan daha fazla önem veriyor. Mevcut sezonun ilk beş yarışında en iyi 6 sürücü tamamen farklı takımlardan çıktı. Techeetah sürücüleri şampiyonada 1. ve 11. olarak sıralanmışlardır ve bu F1’de göremeyeceğiniz bir şey.
2) Podyumlar
Podyumların nasıl yapılacağı herkese göre değişebilir, ancak Formula E’nin bunu yapış şekli oldukça ilginç görünüyor.
Sürücüler podyumun arkası yerine kalabalığın önünde yer alıyor ve her şey taraftarlar ve gazetecilerin gözü önünde oluyor. Bu da taraftarlara eğlence katarken, sürücüler de ne heyecanlı zamanlarında kitlelerle etkileşime girebilmiş oluyor.
3) Büyük isimleri çekmek
Spor son yıllarda pek çok takımın göçmesine yol açtı (Manor ve Caterham). Sonuç olarak da tam gridi doldurmak zorlu bir görev oldu ve 2012’den bu yana 24 sürücülü bir grid göremiyoruz. Üreticiler F1’in ilk giriş harcamalarından ve rekabetin çok yüksek olmasından dolayı başarısızlık riskinin çok yüksek olmasından korkuyor.
Öte yandan ise Formula E’de giriş için çok daha küçük engeller var ve seriye giren üretici/takımların listesi inanılmaz. Bu yıl BMW Andretti ile birliktelik yaparak seriye girerken, Nissan DAMS ile seriye geliyor. Bir yıl sonra ise Porsche ve Mercedes’in geldiğini görüyoruz. Bu büyük isimlerin ışığı ile birlikte Formula E’nin geleceği parlak görünüyor.
4) Yarış öncesi gridinde ilerlemek
Bu küçük bir şey, ancak hoş bir detay olabilir. Bir süredir yarış öncesi grid grafikleri oldukça sıradan şekildeydi. Belki Liberty Media bu işe de el atar.
Formula E’de bu oldukça çekici bir şekilde yapılıyor. Ayrı bir grafik eklemek yerine, sürücüler gridde oldukları gibi görünüyorlar. Spikerin isimden isme ikişer ikişer aceleyle geçmesinden ziyade çok daha akışkan bir sistem var ve her sürücü ayrı bir görüntü yakalayabiliyor.
5) Öndeki aracı takip edebilmek
F1 harika, ancak bazı yarışlar tamamen süreç meselesi haline geliyor. Araçların çalışma şeklinden dolayı araçlar virajlarda birbirlerini yakından takip edemiyor ve bazen DRS’e rağmen bile geçiş yapılamıyor. Melbourne’de bunu gördük. Geçiş yapabilmek için 2 saniye hızlı olmak bile yeterli olmuyordu.
Araçlar üzerinde bulunan çok fazla yere basmanın büyük kısmı kanatlar ve gövde üzeri parçalarından oluştuğu için, öndeki aracı takip etmek çok zor bir hale geliyor.
Formula E araçları ise bu konuda çok daha iyi görünüyor. Öndeki araç bir hata yaptığı anda geçiş için büyük bir fırsat oluşuyor ve sürücüler bundan yararlanıyor. Formula E araçları yere çok daha az tutunuyor ve kaymaya çok daha meyilli, bu da oldukça eğlenceli bir şov ortaya çıkmasını sağlıyor.
Üstelik, Formula E mevcut harika durumundan da memnun değil ve önümüzdeki yıl kullanmaya başlayacağı yeni aracında bunu bir adım öteye taşımayı hedefliyor ve daha büyük batarya ile birlikte araç değişimi ihtiyacını da ortadan kaldıracak.
Formula 1’de ise 2019 ve 2020’de geçişleri kolaylaştırmayı hedefleyen teknik öneriler takımlar tarafından reddedilmişti ve 2021’de bunu kökten çözmeyi hedefleyen Liberty Media da Mercedes ve Ferrari gibi takımların direnişiyle karşılaşıyor.
Formula E’nin ileriye gittiği açık. Peki Formula 1, takımlarıyla birlikte nereye gittiğini bilmiyor olabilir mi?
###