Formula 1'in asla bitmeyen teknolojisi sadece araçlarıyla kısıtlı değil. Sporu tüketen herkes için de benzer durum söz konusu.

Medya da sürekli değişiyor ve son 10 yılda F1 taraftarlarının yarışları izleme ve takip etme şekillerinde de ciddi değişiklikler oldu.

Eskiden pazar akşamları düşük kalitede özet, salondaki büyük televizyondan izlenirken, şimdi istediğimiz şeyi, istediğimiz zaman istediğimiz yerde ve istediğimiz boyutlarda ve hatta cebimize sığan ekranda izliyoruz.

Bernie Ecclestone, sosyal medya ve internete kucak açma konusunda isteksizliği nedeniyle eleştirilere maruz kalmıştı. O, hiç bir zaman yayınlar konusunda farklı yollara yönelmedi.

2000'li yılların başındaki Dijital Televizyon fikri, o dönem için taraftarlar tarafından kabul edilmedi ancak F1 yine de üretim ve dağıtım açısından geleceğe yönelik oldu.

2012'den beri FOM ile çalışan Tata Communications'ın çalışmaları kapsamında teknoloji geliştirildi ve F1 yayınlarında iyileşme sağlandı.

Bu başarı, geçen hafta MotoGP ve SBK'nın organizatörü Dorna'nın F1 tarzı bağlantılı yayın stratejisi için Tata ile anlaştığını duyurmasıyla kanıtlanmış oldu.

Bu anlaşma kapsamında Dorna'nın 80 medya partneri ile olan içerik paylaşımı Tata'nın veri ve uydu ağı üzerinden yapılacak, UHD yayın ve 360 derecelik kamera teknolojileri keşfedilecek.

Aynı zamanda yine Tata ile arka planda bazı çalışmalar olacak. Veri transferi artık çok hızlandığı için yarışlara götürülen yayınla ilgili çalışan sayısında ciddi azalma olacak. Bu kişiler artık yayını uzaktaki merkezlerden yönetebilecekler.

F1'in yayınlarla ilgili çalışanları Biggin Hill'de yer alırken, Dorna bunun için Barcelona'da yeni bir yayın merkezi kuracak.
Taraftar deneyimi

Taraftarlar için en ilginç olan, evde yaşayacakları deneyim olacak. Sky Sport'un bu sene ilk kez gerçekleştireceği UHD yayın, yarış izleme deneyimine yeni bir boyut kazandıracak.

Ancak Tata'nın hem FOM hem de Dorna ile üzerinde çalıştığı ve gelecekte F1 ile MotoGP'yi takip etme şeklimizi tamamen değiştirebilecek bir çalışması var. Medya dünyasında buna OTT, yani internet üzerinden içeriklerine ulaşım sağlama.

Over the Top olarak adlandırılan bu yeni yayın sisteminde, hazırlanan içerikler internet aracılığıyla doğrudan müşterilere sunuluyor. Kullanıcılar televizyon kanalı yerine doğrudan içerik sağlayıcıya üye oluyorlar. Netflix ve Amazon Prime tam olarak buna örnek gösterilebilir.

Sporların ticari hak sahipleri bu şekilde üyelik sistemi ile, daha geniş kitlelere ulaşarak gelirlerini arttırabilirler. Aynı zamanda kullanıcılar da istedikleri içeriklere istedikleri an ulaşmalarının yanında, yapımcılar daha çok onların taleplerine uygun içerikler hazırlamaya başlayabilir.

Bu sayede normal kanallarda olan yayın sıkıntıları geride kalırken OTT deneyimi, izleyenlere daha kişiselleştirilmiş içerik sunma şansına sahip olacak. Yani taraftarlar destekledikleri takım ve pilotun öne çıktığı yarışları izleme şansına sahip olabilirler.

F1 uzun zamandır bu fikri değerlendiriyor. MotoGP ise bir süredir kendine has bir sisteme sahip. Bir senelik VideoPass, yani ücretli üyelikte her seans canlı olarak yayınlanıyor ve bunun yanında ekstra videolar bulunuyor. Bu üyeliğin şu anki mevcut ücreti 179 Pound.

F1'in yeni sahipleri de sporu daha fazla kitleye açma konusunda istekli. Bu açıdan değişim çok yakında görünüyor.
Teknolojik ilerleme

OTT yayınlar konusunda geçmişteki engel teknolojiydi. Canlı yayınları doğru bir şekilde kullanıcılara sunma olayı çok karmaşıktı.

Yıllar ilerledikçe, televizyondaki canlı yayın gerçek aktiviteden bir kaç saniye geride olsa bile çok önemli olmadı.

Ancak taraftarlar artık etkinlikleri 2. ekrandan izledikleri için yayında gecikme olmaması önemli bir hal aldı.

Tata, geçen sene Singapur'da UHD yayın ve canlı OTT servisini başarılı bir şekilde denemesinin ardından F1'in artık tam OTT sistemine hazır olduğunu düşünüyor.

Tata'nın F1 bölümü başkanı Mehul Kapadia, taraftarların istedikleri tarzda bir OTT konseptini uygulamaya hazır olduklarını söyledi.

Motorsport.com'a konuşan Kapadia "OTT'nin geçmişte karşılaştığı zorluklardan birisi, televizyonda gördüğünüz ile Ipad ya da telefonunuzda gördüklerinizle senkronize olmamasıydı."

"Bir film izlerken bu sıkıntı olmasa da canlı bir spor organizasyonu izlerken çok farklı oluyor. Bu büyük bir teknolojik mücadeleydi ve çözmek için üzerinde çalıştık. Bunu yapabileceğimizi gösterdik. FOM ile geçen sene Silverstone yarışında bunu denedik. Artık bunu başaracak teknolojiye sahip olduğumuzu söyleyebilirim." dedi.

Ancak teknolojinin mümkün olması, F1'in hemen bu teknolojiye geçeceği anlamına gelmiyor.

Bir çok televizyon kanalı, yayınların sadece televizyonda yayınlanması için yüksek rakamlar ödüyorlar.

İngiltere'de, F1'de her yarışı canlı izlemek istiyorsanız, o zaman Sky'a abone olmanız gerekiyor. Sky, FOM'un bir anda OTT servisine geçmesi halinde abonelerini tutmakta zorlanacağının farkında.

Kapadia "OTT konusunda ticari açıdan verilmesi gereken bazı cevaplar var. Spor kendisini doğrudan tüketicilere sunmak ve televizyon yayıncılarından şu anda gelen paranın miktarında küçülme istiyor mu?" şeklinde endişeleri dile getirdi.
Taraftar deneyimi

Kanallarla yapılan büyük meblağlı anlaşmalardan, doğrudan taraftarlardan para alınmasına geçiş süreci yıllar sürebilir. Bunun yanında OTT servisine geçiş, taraftarların spordan ne istediklerine bağlı olacak.

Taraftarlar F1 yarışlarını geleneksel olarak televizyon ekranından izleyip, 2. ekrandan sadece ekstra bilgi mi alacak? Yoksa Sanal Gerçeklik gibi güncel teknolojiler, mevcut yayıncıların sunamadığı yeni deneyimler mi sunacak?

Kapadia "Pazarın yönüne bakarsak, nasıl daha çok dolgun olabilir? Bu konuda 2. ekranla bazı eksiklikler gideriliyor. Ekran boyutuna bakmaksızın, tercih ettiğiniz asıl izleme deneyiminde daha fazla çözüm olmalı. Nasıl görüntülemek ve hangi verileri görmek istediğiniz konusunda daha çok seçenek olmalı."

"Bence tüm sporlar bu konulara bakmalı. İster futbol, ister F1, ister kriket olsun... Eğlencenin değeri spora daha yakın olup daha fazla bilgiden geliyor." dedi.

Teknoloji şirketleri için yeni alanların açılması açısından oldukça heyecan verici bir dönemdeyiz.

Liberty ile F1, dijital dünyada yeni denizlere yelken açmak için oldukça istekli görünüyor. Bu açıdan büyük değişiklikler olabilir.

Kapadia "Daha fazla fırsat var. Üzerinde çalışabileceğimiz çok fazla şey var."

"Bizim çalıştığımız şekilde ya da spora baktığımız şekilde olsun ya da olmasın, yarış pistinde ya da stadyumda olalım ya da olmayalım şu anda tüm dijital dünyada geçiş süreci var. Gelecekte olacak 360 derecelik dijital dünyaya yakından bakıyoruz." dedi.

tr.motorsport.com