Yazı serisinin ilk bölümünde bir giriş yapmış ve 2005 yılından sonra kronolojik olarak gride veda eden 6 pilotu listelemiştik. Bu yazıda geri kalan 6 pilotu listeleyeceğiz ve yazı serisini sonlandıracağız.
Jarno Trulli – 2011 Brezilya GP
Sırada sıralama turlarında oldukça hızlı yarışta ise yavaş kalan Jarno Trulli var. Trulli’nin bu karakteri o kadar ünlenmişti ki, F1 zümresi sıralama turlarında önde yer alan ve yarış içerisinde kendinden hızlı pilotları arkasında tutan Trulli’ye, yine mi Trulli treni? diye sitem eder hale gelmişti.
Kariyerine 1997 yılında Minardi ile başlayan ve sezon ortasında Prost’a geçen Trulli kariyerinin en parlak sezonunu 2004 yılında Renault’yla geçirdi ve kariyerinin tek yarış zaferini 2004 Monaco GP’sinde elde etti. Ancak yarış galibiyeti Flavio Briatore’ye yetmemiş olacak ki Fransa GP’sinin son turunda Barrichello’ya geçildiği gerekçesiyle sezonun sondan 3. yarışı Çin GP’si öncesi Trulli, Renault’dan kovulmak zorunda kalmıştı. Bundan sonra Toyota ile yarışsa da hiçbir zaman şampiyon olacak hıza sahip olamayan Trulli, Japon takımın spordan ayrılmasıyla kendine yalnızca Caterham’da koltuk bulabildi ve 2 sezonun ardından F1’de daha fazla yapabilecek bir şeyi olmadığına kanaat ederek 2011 Brezilya GP’siyle spora veda etti.
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Jarno Trulli |
256 |
4 |
1 |
11 |
1 |
246,5 |
Rubens Barrichello – 2011 Brezilya GP
Bu listenin en şanssız ismi hiç kuşku yok ki Rubens Barrichello. Çünkü Brezilya’lı pilot kariyerinin en verimli dönemini Ferrari’de, Schumacher’in arkasında 2. pilot olarak geçirdi. Bu onun istese bile şampiyonluk mücadelesine giremeyeceği anlamına geliyordu ve Barrichello bunu anladığında çok geç kalmış olacaktı.
İlk yarışına 1993 yılında çıkan Rubens Barrichello, kariyerinin ilk yıllarında gridin zayıf ve orta sıra ekipleriyle mücadele etti. Oldukça istikrarlı yarışlar geçiren Barrichello, Stewart adına yarıştığı 1999 yılında elde ettiği 3 podyumla göz doldurdu ve 2000 yılında Ferrari’ye geçiş yaptı. Çoğu pilotun takım arkadaşı olmak istemeyeceği bir isimle takım arkadaşı oldu; Michael Schumacher. Ferrari’de geçirdiği ıstıraplı 6 sezonun ardından, 2006 yılında Bar-Honda’ya geçiş yapan Barrichello’ya hayat ikinci bir şansı verdi ve 2009 yılında Brawn GP’de hızlı bir araca sahip oldu. Ancak ilk 7 yarışta treni kaçıran Barrichello sezonu 3. tamamladı ve 2010 yılında Williams’a geçti. Kariyerine de hiçbir zaman kazanamadığı, ülkesinde düzenlenen 2011 Brezilya GP’siyle son verdi. Rubens’in kariyerine baktığımızda doğru zamanda doğru yerde olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Ferrari’ye 2000 yılında değil de 99’da katılmış olsaydı duygusal Brezilya’lı için her şey çok daha değişik olabilirdi. Ama ne yazık ki olmadı, olamadı…
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Rubens Barrichello |
326 |
14 |
17 |
68 |
11 |
658 |
Michael Schumacher – 2012 Brezilya GP
Sözü fazla uzatmaya gerek yok. O bir dünya şampiyonu, o bir efsane, o bir dünya yıldızı. Kazandığı 7 dünya şampiyonluğu ve elinde bulundurduğu sayısız rekorla F1’in en başarılı ismi. Ve şimdi kazanması gereken son bir mücadele var…
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Michael Schumacher |
308 |
68 |
77 |
155 |
91 |
1566 |
Mark Webber – 2013 Brezilya GP
F1’de doğru zaman ve doğru mekan denklemini asla uygulayamamış pilotlardan biri olan Mark Webber, şampiyon olamadan F1’e veda eden bir başka pilot. 2002 yılında Minardi ile başlayan F1 kariyerinde, Jaguar, Williams, Red Bull gibi takımlarla yarışan Mark Webber’in en başarılı sonucu 2010 ve 2011 yıllarında elde ettiği şampiyona 3.’lüğünden ibaret.
Dobra bir yarış pilotu olan Mark Webber yarıştığı dönemlerde tarzıyla gride renk katan isimlerden biri oldu. Ancak kariyerinin kırılma noktalarında doğru kararları veremediği için de arzuladığı şampiyonluğa bir türlü ulaşamadı. Avustralya’lı 2005 yılında Renault’dan kendisine gelen teklifi reddetti ve F1’de geleceğinin daha sağlam olduğunu düşündüğü Williams’la anlaştı. Sonuç ne mi oldu? Fernando Alonso, Renault’suyla şampiyon olurken, Mark Webber FW27’siyle sürünmek zorunda kaldı ve sezonu 10. sırada tamamladı. 2006 sonunda Red Bull’a geçiş kararı alan Mark Webber, bu sefer doğru mekandaydı ancak yanlış zamanı tercih etmişti. Çünkü Red Bull sürücü yetiştirme programının ilk ürünüyle baş etmek zorunda kaldı ve 4 sezon boyunca Vettel’e mağlup oldu. Helmut Marko’nun ikiyüzlülüğüne daha fazla katlanamayan Webber, 2013 Brezilya GP’siyle çektiği eziyete son verdi ve Le Mans’ın yolunu tuttu.
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Mark Webber |
217 |
13 |
19 |
42 |
9 |
1047,5 |
Felipe Massa – 2016 Abu Dhabi GP
Geçtiğimiz hafta Perşembe günü kariyerini sonlandıracağını duyuran Felipe Massa, kariyerine 2002 yılında Ferrari destekli Sauber’le başladı. 2003 yılında Ferrari test pilotluğu görevini üstlenen Felipe, 2004 ve 2005 yıllarında Sauber’de yarışmaya devam etti ve 2006 yılında Rubens Barrichello’dan boşalan koltuğa oturdu. Schumacher’in emekliye ayrılmasıyla birlikte eline bir fırsat geçen Massa, 2007 yılında takım arkadaşı Kimi Raikkonen’in şampiyonluğu izlerken, 2008 yılında oldukça dramatik bir final sonucunda 39 saniye süren şampiyonluktan sonra sezonu Lewis Hamilton’ın ardında ikinci sırada bitirirken göz yaşlarına hakim olamadı.
2009 yılına gelindiğindeyse kariyerinin kırılma noktası gerçekleşti ve Macaristan GP’si sıralama turlarında sezonu erken tamamlamak zorunda kalacağı elim kaza meydana geldi. Bu noktadan sonra asla eski hızına ulaşamayan Massa, Fernando Alonso ile yarıştığı 4 sene zarfında İspanyol pilota sürekli mağlup oldu ve en kötüsü Almanya GP’sinde takım emriyle yarış galibiyetini Fernando Alonso’ya vermek zorunda kaldı. Ferrari’de daha fazla barınamayacağını anlayan Felipe, 2014 yılı için Williams’la anlaştı ve Ferrari’de geçirdiği sancılı günlerin aksine eğlenceli ve güzel günler geçirdi. Ancak yaşlandığını ve artık şampiyon olabilecek hıza sahip olamadığını anlayan Felipe, sezon sonunda emekli olmaya karar verdiğini açıkladı.
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Felipe Massa |
245 |
16 |
15 |
41 |
11 |
1112 |
Jenson Button – 2016 Abu Dhabi GP
Asla pes etmemenin ve sabrın F1’deki en büyük temsilcisi olan Jenson Button, azminin meyvesini 2009 yılında şampiyon olarak elde etti. 2000 yılında BMW-Williams’la F1’e adım atan Britanya’lı, ilk yarış galibiyetini 112 yarış sonunda 2006 Macaristan GP’sinde, kaotik şartlar altında elde etti. Oldukça kötü geçen 2007 ve 2008 sezonlarından sonra Honda’nın F1’e veda etmesiyle koltuksuz kalan Jenson Button, Ross Brawn’ın takımı satın almasıyla makus talihini alt üst etmeyi başardı ve 2009 yılında 4 pole pozisyonu, 9 podyum, 6 yarış galibiyetiyle 95 puan elde edip sezonu şampiyon tamamladı.
2009 yılında Brawn GP el değiştirince Jenson’ın ne yapacağı merak konusuydu ve o çoğu pilotun cesaret edemeyeceği bir karara imza atarak, Lewis Hamilton’ın yarıştığı McLaren’a geçme kararı aldı. McLaren’de geçirdikleri 3 sezon sonunda Lewis Hamilton’ı mağlup etmeyi başaran Jenson, kaotik yarışlarda aldığı kararlar neticesinde elde ettiği yarış galibiyetleriyle profesör lakaplı Prost’a benzetildi. Belki Hamilton, Vettel, Alonso kadar hızlı değildi ancak söz konusu sonuç elde etmek olunca griddeki hiçbir pilottan eksisi olmadığını üstüne artıları olduğunu tüm F1 camiasına kanıtladı Jenson Button. Ve yolun sonuna geldiğini İtalya GP’si sıralama turlarından sonra fanlarına açıkladı. Bize 2011 Kanada, 2010 Avustralya, 2006 Macaristan GP’si gibi yarışları izlettirdiğin için teşekkürler Jenson. Hayatının geri kalanında başarılar…
|
Yarış |
Pole |
En Hızlı Tur |
Podyum |
Yarış Galibiyeti |
Toplam Puan |
Jenson Button |
301 |
8 |
8 |
50 |
15 |
1231 |
SONUÇ
2005 yılında çekilen fotoğraftan geriye yalnızca iki pilot kalacak; Kimi Raikkonen ve Fernando Alonso. Zaman… Geçiyor ve grid değişiyor. Biz istesek de istemesek de geriye kalan iki pilot da spora 1 2 sene içinde veda edecekler ve bir devir tamamen sona erecek. Geriye dönüp baktığımda çocukluk hatıralarımı ve bu listede adı geçen çoğu pilotu deliler gibi izlediğim günleri özlemle hatırlıyorum. İlk aşk unutulmaz derler ve bu listede adı geçen pilotların benim için her zaman ayrı bir yeri olacak…
Samet Demirel