2016 sezonu sonrası Motorsport Türkiye olarak Formula 1 takımlarını ve pilotlarını değerlendirmeye devam ediyoruz. Bu sefer sıra Red Bull Racing ile pilotları Daniel Ricciardo ve Max Verstappen'de.

	Ricciardo	Verstappen	Kvyat
Pozisyon	3	5	14
Puan	256	204	25
Galibiyet	1	1	0
Podyum	8	7	1
Hızlı Tur	1	1	1
İlk 10	20	17	5
Pole Pozisyonu	1	0	0
İlk Çizgi	4	1	0
İlk 10 (Start)	21	20	5
İlk 16 (Start)	21	20	15
Yarış Startı	21	21	21
Yarış Dışı	0	3	6

Cihangir Perperik

Red Bull: Red Bull sezon başında belki de geleceği en belirsiz takımlardan birisiydi. Renault ile kopma noktasına gelen bağlar, hedeflerin tutmadığı bir sezon ve yeni sezon için tutarsız açıklamalar. İşte tüm bu olumsuzluklarla başlayan sezon lacivert takım için ateşleyici unsur oldu. Bir önceki sezona göre daha az destek alacakları aşikar olan motor üreticilerine rağmen Red Bull, 2016’da belki de işini en iyi yapan takım oldu. Zaten 2015 yılında iyi bir araçları olduklarını biliyorduk ancak motor güncellemeleri konusunda rakipleri ile baş edemedikleri için pistten istediklerini alamamışlardı. Her nasıl olduysa 2016’da motor ve araç kombinasyonu iyi çalıştı ve 2 zafer elde etmeyi başardılar. Sezon başında akıllıca yapılan ve ilerisi için önemli kazanımlara neden olacak Kvyat-Verstappen operasyonu da takıma ivme kazandıran en önemli unsurlardandı. Günün sonunda 2017 için Red Bull’un Mercedes ile mücadele edebileceğini konuşuyoruz. Açıkça söyliyeyim, Mercedes ile mücadele edecek ikinci bir takımı kim istemez ki?

Daniel Ricciardo: Koltuğunu hakettiğini düşündüğüm özel pilotlardan birisi Avustralyalı. Toro Rosso’da yarışırken heyecanlı sürüş stili ve azmi ile her zaman ciddiyetle takip ettiğim bir isim oldu. Halen şampiyon olabilecek ve bunun kendisine yakışacağını düşündüğüm isimlerden birisi. Ricciardo bu sezon takıma arkadaşı değişikliğine rağmen konsantrasyonunu hiç bozmadı ve aynı performansı sergilemeyi sürdürdü. Eğer sezon başında alıştığınız takım arkadaşınızın yerine fişek gibi patlamaya hazır bir bomba gelirse sendeleyebilirsiniz ancak gülen yüz soğukkanlı bir şekilde bunu çok iyi atlattı. Monaco’da avucunun içinden kaçan zafere Malezya’da ulaşmayı başardı. Eminim çoğunuz Monaco’da Hamilton yerine Ricciardo’nun yarışı kazanmasını daha çok isterdiniz. Yeni sezonda Ricciardo’yu takım arkadaşı ile birlikte zor bir mücadele bekliyor. Sorulması gereken Ricciardo aynı disiplini yeni sezonda da koruyabilecek mi? Benim cevabım tamamiyle EVET.

Max Verstappen: Max’in F1 kariyerine muhteşem bir başlangıç yaptığı gerçeğini göz ardı edemeyiz. Hele yeni takımı ile ilk yarışında bir zafer… Herhalde Hollandalının hayatında yaşadığı en büyük haz şu ana kadar bu olsa gerek. O zaferin ardından herkes tokat yemiş gibi olmadı mı? Hepimiz Max’i o andan itibaren geleceğin şampiyonu olarak ilan etmedik mi? Evet ettik. Ben de sizler gibi düşünüyorum. Max kesinlikle F1’in geleceğidir. Evet sürüş stili ve vurdumduymazlığı ile ilgili çok eleştiri aldı ancak bu yıldız pilotların ortak özelliklerinden birisi. Her yıldızın öne çıktığı ve eleştirildiği yanları oldu bugüne kadar. Max’in de agresif ve ben yatım oldu tavırları seneler boyu bizlere konuşacak çok konu üretecek. Max rüya gibi bir sezonu geride bıraktı. 7 podyum ve 1 zafer. Bu genç için daha iyisi olamazdı herhalde. 2017’de Max takım arkadaşına göre daha rahat olacak. Daha fazla kazanmaya odaklı sürüşü ile gene bizlere heyecanlı anlar yaşatacaktır. Ne diyeyim, aynen devam MadMax.



Abdullah Çelik

Red Bull: Geçen seneki Renault fiyaskosu ile sallantılı bir sezon geçiren Red Bull, bu sene Renault motorunun attığı adımla tekrar öne çıkmayı başardı. Sezon başında dayanıklılık ve performans açısından beklentilerin gerisinde kalan takım, Avrupa sezonundan itibaren çok ciddi bir atağa kalktı ve sezonun son bölümünde Ferrari önündeki ikinciliğini garantilemiş oldu. Takım aerodinamik açıdan daha çok 2017'ye odaklansa da zaman zaman küçük güncellemeler getirdi ve daha çok elindeki pakette ince ayarlamalara giderek araçtan maksimumu çıkarmaya çalıştı.

İspanya GP'den itibaren Max Verstappen'i getirme kumarı oynayan takımın bu kumarı işe yaradı ve pilotlar arasındaki mücadele, takımın gelişmesinde etkili oldu. 2017 aracına erkenden odaklanan Red Bull, muhtemelen gelecek senenin en büyük favorilerinden birisi olacak.

Daniel Ricciardo: 2014'te 3 kez kazanan ancak geçen sene hiç kazanamayan Ricciardo, bu sene yeni takım arkadaşı Max Verstappen'in İspanya'da henüz ilk yarışında kazanmasıyla büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bu hayal kırıklığını Monaco'daki çok büyük hata daha da katlandırdı. Sezon içerisinde galibiyeti sabırsızlıkla bekleyen Ricciardo, Malezya'da podyumun zirvesine çıkarak rahatladı. Ricciardo, takım arkadaşı Verstappen'e kıyasla daha deneyimli olsa da onun çok yetenekli olduğunu ve sürekli olarak yeni bir seviyeye geçmesinde yardımcı olduğunu kabul ediyor. Nitekim Avustralyalı sürücünün gösterdiği performans, sürekli olarak yeni seviyelere ulaştığını gösteriyor.

Max Verstappen: 2015'te Formula 1'e girmesinden sonra kendisini göstermeye başlayan genç sürücü, bu sene Daniil Kvyat ile olan takası sonrasında İspanya'da Red Bull ile çıktığı ilk yarışta kazanarak tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti. Bu sene takımına ilk galibiyetini kazandıran ve bir çok kez podyuma çıkan Hollandalı sürücü, ikili mücadelelerdeki agresif savunmalarıyla rakiplerinin eleştirilerine maruz kaldı. Verstappen'in arkasında bir lobi olduğu düşünülse de hızı ve yetenekleri konusunda şüphe yok. Ancak aynı şekilde istikrarlı ve sorun yaşadığında sabırlı olmasını öğrenmesi gerektiği gibi bir gerçek de söz konusu. İspanya'daki galibiyetinden ziyade Brezilya'da gösterdiği performans gerçekten muhteşemdi.



Şafak Soysal

Red Bull: Turbo motorların gelişiyle zayıflayan Renault'dan dolayı Red Bull'un da grafiği oldukça çalkalandı. 2013'teki başarılı grafikten sonra 2014'te sadece 3 yarış kazanabilen takım 2015'i galibiyetsiz kapattı. 2016'nın başlangıcında Mercedes-Ferrari ikilisi önde görünüyordu ancak ilginç şekilde Kvyat'ın gidişinden sonra takım yukarıya doğru bir ivme sergiledi. Bu durum gelen taze kanın etkisi mi, yoksa Red Bull'un gerçekten 2017'ye sağlam çalıştığının habercisi mi bilemiyorum ancak Red Bull sezon içerisinde en çok gelişim gösteren iki takımdan birisi oldu.

Teknik incelemeleri hatırlayın - sezon genelini düşünerek, yoksa ilk yarıda Toro Rosso ve Force India da oldukça yoğun çalışıyordu - Mercedes'ten sonra en çok farklı fikir denemesi ve gelişim çalışması Red Bull'dan geldi. Bunun tek nedeni Adrian Newey değil, takımda 2014'ten beridir aerodinami anlamında iyi bir ekip çalışması yakalandı. Böylece takım önce Ferrari'yi yakaladı ve geçti, sonra da Mercedes'e ciddi tehdit oluşturmaya başladı. 2017 öncesinde cesaret verici bir gelişim. Renault motoru daha iyi olursa RBR kesinlikle şampiyonluk için güçlü bir aday olacaktır.

Daniel Ricciardo: 27 yaşındaki Avustralyalı, 2014 yılında Red Bull'a terfi ettiğinde harika bir izlenim yaratmıştı. Dört yıl üst üste şampiyon olan takım arkadaşı Sebastian Vettel düşen downforce seviyeleri ile mücadele ederken Ricciardo adeta bir yıldız gibi parlamıştı. Dominant Mercedes'in teptiği fırsatları değerlendirmek için her zaman orada olan isim Ricciardo idi.

2016 yılına geldiğimizde Ricciardo'nun Max Verstappen'e karşı benzer bir duruma düştüğünü söyleyebiliriz, tabii rolleri değişerek. Bu konuda takımın Verstappen'i daha iyi bir reklam aracı olarak görüp öne çıkardığı yadsınamaz bir gerçek fakat Ricciardo bu konuya çok saplandı ve sezonun ilk yarısının son bölümlerine kadar kendisine gelemedi. İspanya'da uygulanan taktik ve Monaco'daki pit-stop faciası sonrasında 3 numaralı pilot kendisine gelmekte zorlandı ancak sezonun ikinci yarısında "Honey Badger" yine karşımıza çıktı. Şampiyonayı üçüncü tamamlamış olsa da yarıştıkları dönemde Max Verstappen'in gölgesinde kaldığına inanıyorum zira ilk başta sıralamalarda kurduğu üstünlük de yavaş yavaş kırıldı.

2017 için Ricciardo'nun şampiyonluk şansı var, kendisini topladı; başını önüne eğip işini yaptığı takdirde gerçekten başarılı ve hızlı bir pilot. Potansiyel kesinlikle var, göster kendini Honey Badger!

Max Verstappen: Yeni çağın sansasyon yaratan pilotu. Red Bull'a yükseldiği gibi galibiyet kazanması büyük bir şey, üstelik bunu Kimi Raikkonen'den gelen sürekli baskıya rağmen başardı. Sürüş stili kesinlikle çok agresif ve gerçekten sihirli ayakları olduğuna inanıyorum çünkü sert frenajda bile lastikleri kilitlememeyi başarıyor çoğu zaman. Savunma tarzını hep eleştirdim ve frenleme esnasında yaptığı yön değişimine her defasında karşı çıktım. Ancak bu çocuk kesinlikle özel, Brezilya'yı izlemeniz yeterli.

Açıklamaları onu itici yaptı, evet; FIA tarafından korunduğuna inandık, bu da onu antipatik yaptı - en azından benim için. İkinci konuda suçlu Max değil, FIA. Bu yüzden konu üzerinde fazla durmayacağım. Araç kullanım stiline geri dönelim, Verstappen gerçekten sınırda sürüşün örneklerini hepimize gösterdi. Sıralama konusundaki sıkıntılarını da zaman içerisinde yendiğini düşünüyorum zira başlarda Ricciardo'dan bariz şekilde geri kalan pilot artık onu geçebilmeye başladı.

2017 Verstappen için tam bir muamma, ancak sezon ortası araç değişimine alışmasına bakılırsa onu podyum basamaklarında bol bol görebiliriz.



Kemal Şengül

Red Bull: Bu yılın en çok merak edilen takımlarından birisi de Red Bull'du. Sonuçta zorlu geçen 2015'in ardından 2016'dan pek de umutlu değillerdi. Sezona en hızlı üçüncü takım olarak başladılar ancak Renault'nun motor güncellemeleri ve doğru (şasi) gelişim programı sayesinde iyi bir ivme yakaladılar. Verstappen takıma ayrı bir enerji kattı, İspanya'da kazandıkları zafer dönüm noktası oldu. Sorunsuz ve dayanıklı araç, pilotlarının hatasız sürüşüyle birleşince üst üste iyi puanlar almayı başardılar. Bu da onlara markalar şampiyonasında ikinciliği getirdi. Zaman zaman en hızlı takım olmayı başardılar ancak motor dezavantajı nedeniyle Mercedes'i geçmeleri zordu. En iyi şasilerden birisine hatta en iyisine sahip oldukları bir gerçek ancak en iyi şasi şampiyonluk için yeterli değildi. Buna rağmen iki galibiyet aldılar ve sezonun en iyi takımlarından birisi olmayı başardılar.

Daniel Ricciardo: Geçen yıl yeni takım arkadaşı Kvyat'a puan olarak yenilince eleştirilmiş ve 'büyüsünü' kaybettiğinden bahsedimişti. Ancak bu yıla oldukça iyi başladı ve Verstappen'in gelişiyle birlikte çıtayı daha da yükseltti. İspanya'yı kazanabilirdi, Monaco'yu takımın pit stopta yaptığı hata yüzünden kaybetti. Ama pes etmedi ve şeytanın bacağını Malezya'da kırdı. Yıl boyunca çok iyi sürüşler çıkardı. Elbette ortalıkta görünmediği yarışlar da oldu ancak genel olarak hatasız ve istikrarlı sürdü. En önemlisi yıl boyunca kendisini geliştirmeyi başardı. Takım arkadaşınızın Red Bull'daki ilk yarışında zafere ulaştığında, tüm basının ilgisi takım arkadaşınıza kaydığında ve Monaco'da muhtemel bir galibiyeti (takımın hatası yüzünden) kaçırdığında, tüm bunlar da üst üste geldiğinde kendinizi motive tutmak kesinlikle zordur. Ancak Ricciardo bunu başardı ve21 yarışın 13'ünü ilk dört içinde bitirdi. 2016'nın tartışmasız en iyi pilotlarından birisiydi.

Max Verstappen: Toro Rosso ile sezona başlayıp, sezonu Red Bull'da bitirmek her pilot için bir rüya olsa gerek. Ancak genç pilot performansıyla neden Red Bull'da yarışması gerektiğini kanıtladı. Elbette Toro Rosso'daki olaylar nedeniyle sezona eleştirilerle başladı ancak Kvyat'ın üst üste yaşadığı olaylar, Verstappen için yeni bir maceranın başlangıcı oldu. İspanya'da neredeyse hiç tanımadığı bir araçla kusursuz bir performans ortaya koydu ve adeta tarih yazdı. En genç yarış kazanan ve podyuma çıkan pilot oldu. Daha sonra aynı performansı devam ettirip, hatta daha iyisini yapıp sezonu 7 podyumla tamamladı. Zaman zaman agresif savunma ve ataklarıyla eleştiri alsa da sezona heyecan katan isimlerin başında geldi. İspanya'nın yanı sıra, Kanada ve Brezilya'da olduğu gibi harika performanslar ortaya koydu. Savunması agresif ve tehlikeli olsa da bu savunma sayesinde takımına önemli puanlar kazandırdı. Tecrübeli takım arkadaşı Ricciardo karşısında iyi bir performans ortaya koyarak 'kolay lokma' olmadığını gösterdi. Tüm bunları da henüz 18-19 yaşında yapıyor olması kesinlikle ayrı bir başarıydı.



Berk Sarıoğlu

Red Bull: Red Bull Racing’in sezonunu kısaca şöyle özetleyebiliriz: Sezon başında hangi motoru kullanacağı belli olmayan, sezon sonundaysa Mercedes dışında yarış kazanan, şampiyonada ikinci olan bir takım.

Evet bu cümleden anladığınız gibi Avusturyalı ekip için kötü başlayan sezon harika bir şekilde noktalandı. Özellikle Kvyat’ın yerine Verstappen’in gelmesi işleri bambaşka bir boyuta getirdi ve her iki pilotun birer yarış kazanması sonucu takım şampiyonayı Mercedes’in ardından ikinci sırada noktaladı. Sanırım sezon öncesi böyle bir başarı elde edeceklerini söyleseler kendileri bile inanmazdı.
Bana kalırsa en büyük artıları çok çabuk bir şekilde gelişmeye başlamaları ve bu konuda Ferrari bariz bir şekilde geride bırakmalarıydı. Daha sezonun beşinci yarışını kazandılar ve sonrakilerde de Ferrari’nin önünde yer aldılar, geçilmediler.

Pilot konusunda sezon içinde verilen karar ne kadar acımasız olduklarını gösteriyordu ama bunda haklı olduklarına hepimiz ikna olduk sanırım. Kanımca Kvyat kötü değildi ama Verstappen’in beklenenden iyi çıkması gerçekten çok da beklediğimiz bir şey değildi, bunun yanında acele şekilde RBR koltuğuna oturması biraz tartışmaya açıktı.

2 galibiyet ve 1 pole pozisyonu (bu konuda Mercedes dışındaki tek takımdı), 16 podyum elde ettiler ama daha fazlasını yapabilirlerdi diye düşünüyorum özellikle Monaco ve Singapur’da kaçan Ricciardo galibiyetlerine yazık oldu. İlginç bir şekilde ilk podyumlarını Kvyat ile elde ettiler, toplamda 468 puan ile Ferrari’nin 70 puan önünde sezonu noktaladılar. Monaco’daki pit stop hatası sezon boyunca görünen tek hataları gibiydi, genel olarak stratejileri riskli, öndekileri tedirgin eden ve yarışa heyecan katan şekildeydi.

Sezonun Avrupa ayağı sona ererken art arda elde ettikleri 5 podyum (Avusturya- Belçika) ve sezonun son bölümü olan Uzakdoğu kısmında ise 6 podyumluk seri Ferrari’nin gardını düşürmek için yeterliydi. Renault’nun (Tag Heuer’in) sezon içindeki gelişimlerinden maksimum yararlanmaları takımın ne kadar uyumlu çalıştığını gösteriyordu.

Pist üzerinde takım içinde ciddi bir rekabet yaşamadılar ama Verstappen’in Ricciardo’nun sinirlerini bozduğunu anlamak için kahin olmanıza gerek yok.

Gelecek sezon çok daha iyi olmalarını bekleyebiliriz. Şampiyonluk? Zor gibi ama belli de olmaz. Belli olan şeyse 2017’de Ricciardo, Verstappen savaşı çok çetin ceviz geçeceği...


Daniel Ricciardo: 2014’teki 3 galibiyetten sonra geçen sezonu sessiz geçirmişti Avustralyalı. Ancak 2015’te puan olarak takım arkadaşı Kvyat’ın gerisinde kalması birtakım soru işaretlerini beraberinde getirmişti.

Sezona 3 tane dördüncülükle başlayınca güzel günlerin yakın olduğunu anladı ancak takımın ilk podyumu yine Kvyat’tan geldi. Bu ikilinin mücadelesinde sezon sonunda ikinci raundun sonucunu merakla bekliyorduk ki Rusya GP’sinde Kvyat’ın kazası sonrasında Verstappen ile yer değiştirmesi Ricciardo’yu bambaşka bir havanın içine sokmuş oldu.

Monaco’da kaçan galibiyet üzerindeki baskıyı arttırdı çünkü Max geldiği ilk yarışı kazanmayı bildi ve tüm dengeleri değiştirdi. Barcelona’dan sonra Ricciardo sezon üzerinde ciddi şekilde düşündü ve yaklaşımını değiştirdi, bunu sürüşünden de anlayabiliyordunuz. İlk 4 yarıştaki Ric ile sonraki yarışlardaki Ric çok farklıydı, bunun bir nedeni de Verstappen’in kendisini ciddi şekilde zorlamasıydı.

Daniel zorlandığında yapabildiğinden daha iyisini yapan bir isim, 2014’te Vettel’e karşı bunu göstermişti. Kendisini çok zorlayan bir takım arkadaşı olmadığında bazen silik olabiliyor, vasat bir performans gösterebiliyor. Bu sezon da bunun gibi iki yarışını izledik: Japonya ve Brezilya’da sıralamalarda altıncı sırayı elde etti (ikisinde de Max’in gerisinde kaldı) ve yarışta bir varlık gösteremedi. Ricciardo’nun bundan bir an önce kurtulması gerekiyor. Ricciardo sıkı sürüş yaptığı yarışlar dışında öyle çok göze çarpan yarışlara imza atmadı. Brezilya’da Verstappen yıldızlaşırken Ricciardo dikkat çekmeyen sıradan bir isim gibiydi, Monaco’daysa pole pozisyonunu alıp, galibiyeti takım hatası nedeniyle kaçırdığındaysa tam bir şampiyon gibi kullanıyordu otomobilini.

Bu sezon Verstappen ile takım arkadaşı olarak 17 yarışa çıktılar. Bu yarışlarda Ricciardo 220 puan (toplam 256 puan) elde ederken Verstappen 191 puan (toplam 202 puan) topladı. İkiside bir galibiyete ulaşırken, Dan 8 podyum, Max ise 7 podyum yakaladı, sıralamalarda 11’e 6 üstünlük kurdu ve takımın tek pole pozisyonunu elde ederek pilotlar şampiyonasını üçüncü sırada tamamladı. İkisinin de bitirdiği yarışlarda Ricciardo 8-7 üstünlük kurdu Verstappen’e.

Gelecek sezon ikisinin de aynı takımda yarıştıkları ilk sezon olacak. Ricciardo’nun karizmasını çizdirmemek ve geleceğini garantilemek için Verstappen’i mutlak surette yenmesi gerekiyor.
Kimse 19 yaşındaki bir pilota yenilen bir isimle anlaşmak istemez değil mi?

Max Verstappen: Max, şapkanın içinden çıkan tavşan gibi şaşırttı hepimizi. RBR’nin koltuğuna ilk oturduğu yarışı kazanması gerçekten olacak şey değildi ama bunun biraz da iki Mercedes’in birbirine çarparak yarış dışı kalmasına bağlayabilirsiniz.

İspanya GP’sini kazandıktan sonra Monaco’da hem sıralamalarda hem de yarışta pilotaj hatası yapınca karizmayı çizdi biraz ama Avusturya’da dokuzuncu kalkıp ikinci olması, hemen ardından İngiltere’de elde ettiği ikincilik akıllardaki soru işaretlerini giderdi.

Max bu sene 8 kere (İspanya, Avusturya, Kanada, İngiltere, Malezya, Japonya, ABD ve Brezilya) ‘Driver of the Day- Günün Pilotu’ seçildi ve sadece bu bile yarışlarda nasıl kullandığını gösteren bir şey. Ayrıca yılın en çok geçiş yapan ismi de kendisi: Tam 78 geçiş!

Ne var ki pist üzerinde bir hayli eleştirilen bir isim oldu Hollandalı. Özellikle Rosberg ve Vettel’e karşı yaptığı savunmalar çok konuşuldu, arkadaki otomobil hareket ettikten sonra savunma manevrası yapılmaması üzerine bir kural getirildi. Belçika’da sıralamalarda ikinci sırayı elde etti ama son derece silik bir yarış çıkartıp onbirinci sırada finiş gördü, bu yarışta son derece sıradandı.

Genelde istekli, hevesli ve atak yapmayı seven bir pilot imajı çizdi. Çok tecrübeli olmadığı için hata yapmaya açık bir pilot ama olgunlaştıkça bundan vazgeçecektir diye düşünüyorum. Sıralamalarda Ric’in gerisinde kaldı, ki bu gayet normal.

İnanılmaz bir potansiyeli var ve Brezilya’daki sürüşü herhalde kolay kolay unutulmayacaktır. Özellikle de otomobilin kontrolünü kaybettikten sonra yeniden toparlaması insanüstüydü... Bence Ricciardo bundan sonra bu hamleyi hep aklına getirsin ve nasıl bir takım arkadaşı olduğunu hatırlasın.
Sezonun ortasında asıl takıma gelen ve gerçekten Formula 1’e bomba gibi düşen bir isim Max Verstappen. Onun için geleceğin şampiyonu tanımlamasını kolaylıkla yapabiliriz.

Yalnız bunun için önce Ricciardo’yu yenebildiğini göstermesi gerek. İlk tam sezonu olan 2017’de bunu yapabilecek mi dersiniz?

Motorsport Türkiye