Bir Ölünün Mektubu: Yalnızca Güvenebileceğim Bir Arabayı Sürebilirim
“Yalnızca kendime güvenebileceğim bir arabayı sürebilirim” bu, bir F1 yarış hafta sonunda Monza’da hayatını kaybeden Jochen Rindt’in Lotus’un patronu Colin Chapman’a gönderdiği bir mektupta kaleme aldığı bir cümleydi.
Jochen Rindt’in ölümünün üzerinden yaklaşık 47 sene geçti ve o F1’de öldükten sonra dünya şampiyonu olan tek isimdi. Rindt tehlikeli F1’de hayatta kalamayan eşsiz bir yetenekti. Çok yakın zamanlara kadar F1’de son derece yetenekli birkaç sürücü güvenlik yerine hızın önemsendiği ve gerekli önlemlerin alınmadığı bu dönemde hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Güvenlikten yoksun ve oldukça hızlı araçlar düşünüldüğünde Colin Chapman tarafından üretilen Lotus araçlarından daha ünlüsü yoktur. Chapman ve Team Lotus motor yarışları dünyasında hürmet görürken, onun tasarımlarının çoğu çok tehlikeli bir tutarsızlığa sahipti. Bu, Colin Chapman’ın Ferrari gibi fabrika destekli takımlardan daha düşük bütçeyle onların hız ve onların çevikliğine ulaşmak için uzlaşmaz araştırmalarının doğrudan bir sonucuydu.
Lotus için hem Formula 1 hem de Formula 2’de birkaç yıl yarışan Rindt’in, 1969’da bazı olağanüstü sürüşlere imza atmasının ardından, 1970’de şampiyonluk mücadelesi için yakın olması bekleniyordu. Herkes Chapman’ın son tasarladığı Lotus 72’nin kan donduracak bir hıza sahip olduğunu ve Lotus’un direksiyonundaki Rindt’in yarışları kazanabilmesi için finiş çizgisini geçmesinin yeterli olacağını biliyordu. Lotus ve Rindt, ilk 2 yarışta iyi sonuçlar elde edemedi. Sezonun ilk yarışında motor sorunuyla yolda kaldılar ve yarış klasmanını 13. sırada tamamadılar. İspanya GP’sinde ise klasmana giremeden yarış dışı kaldılar. Bununla birlikte İtalya GP’sine gelindiğinde o güne kadar koşulan 10 yarışın 5’ini kazanan Rindt, rahat bir şekilde şampiyona lideriydi. O, bazılarının aracın hakimiyetiyle ilgili endişelerine rağmen, İtalya’daki ilk antrenman seanslarında aracın downforce’una ve kullanımına yardımcı olan ekstra aerodinamik kanatlar olmadan sürmeye karar verdi. Bu, Monza’da yaygın kullanılan bir stratejiydi, İtalyanlar’ın hız tapınağı adını verdikleri pist takvimdeki en hızlı pistti ve drag etkisinden kurtulmak ve düşük downforce araçların daha hızlı olmasını sağlıyordu.
Monte Carlo, 1970 Mayıs: Jochen Rindt 1970 sezonunda ilk galibiyeti elde eder
Cumartesi antrenmanları sırasında frenlemeye girilen virajlardan birinden önce Rindt’in aracında bir arıza meydana geldi. Sola şiddetli bir şekilde yöneldi ve ardından yetersiz bariyerlere çarptı, çarpmanın şiddetiyle anında hayatını kaybetti. Bununla birlikte yeterince kuvvetli bir puan farkı oluşturmayı başarmıştı ve geri kalan yarışlarda diğer sürücülerin hiçbiri 1 numara olmak için yeterli puanı toplayamayınca, İtalya GP’sine kadar kazandığı puanlar Rindt’in dünya şampiyonu olmasına yetti. Bu, onun öldükten sonra dünya şampiyonu olan ilk ve tek pilot olması anlamına geliyordu.
Aşağıdaki mektup 1969’dan, Rindt’in Team Lotus için yarıştığı ilk sezondan. O, Lotus 49’un ilkel kanat sisteminin çökmesi ve oldukça ağır bir çarpışma sonucunda, Montjuic’de (Barcelona, İspanya GP) korkunç bir kaza geçirmişti. Hayatta kaldı fakat yaralandı ve makul bir şekilde sarsıldı. En önemlisi bir anlığına da olsa Chapman’ın arabasına güvenini kaybetmeye başladı.
Bu, neredeyse bir yıl sonra olacakların korkutucu bir öngörüsüydü adeta. Ve Rindt, yaklaşık 47 sene önce hayatını kaybetti. İşte o mektup…
[blockquote]Bay Colin Chapman
Howard Johnson Motor Lodge
Indianapolis
9.5.1969
Sevgili Colin,
Genova’ya yeni döndüm ve yarın başımın durumuyla ilgili ikinci bir görüşüm olacak. Şahsen kendimi çok güçsüz ve hasta hissediyorum, hala günün büyük bir bölümünü bırakmak zorundayım. Yeni doktora göründükten ve onun görüşlerini aldıktan sonra nihai kararı Monaco ve Indy’de verebiliriz.
Kazayı çok güzel açıklayan bu resme sahibim, bu kadar yüksek uçabileceğimi bilmiyordum. Görünüşe göre Robin Herd, kopan kanadı gördü fakat virajın etrafında gerçekleştiği için kazayı göremedi.
Şimdi bütün duruma geçelim, Colin. F1’de 5 yıldır yarışıyorum ve bir hata yaptım(Clermont Ferrand’da Chris Amon’a çarptım) ve Zandvoort’ta dişli seçimi sorunundan ötürü bir kaza yaptım aksi halde başım beladan uzak dururdu. Ekibinize katıldıktan sonra bu durum hızla değişti. Levin, Eifelrace F2 süspansiyonları(süspansiyon sorunları) ve şimdi Barcelona.
Dürüst olmak gerekirse sizin araçlarınız o kadar hızlı ki, en zayıf kısımlarını güçlendirmek için ekstra ağırlık kullansak da rekabetçi olabiliriz. Bunun üzerine farklı çalışanlarınızın yaptıklarını kontrol etmek için biraz zaman harcamanız gerektiğini düşünüyorum. Eminim F2 aracındaki süspansiyon kolları farklı görünebilirdi. Lütfen önerilerimi biraz düşünün, yalnızca kendime güvenebileceğim bir arabayı sürebilirim ve güvensizlik noktasına oldukça yakın olduğumu hissediyorum.
Saygılarımla[/blockquote]