Vakit yaklaşıyor. Yeni Formula 1 sezonuna günler kala Mali Selışık son bir toparlama yaptı ve bizi nelerin beklediğini yazdı.

Yeni sezonun en spekülatif döneminin içerisindeyiz. Araç tanıtımlarını geride bıraktık, üstüne testlerde kimlerin ne yapabileceğine dair ufak fikirler edindik. Avustralya Grand Prix’si geldiğinde işler tamamen farklı olacak, yine de eldekileri şöyle bir toparlamak lazım.

Değişimler içinde istikrar


İşte F1 'in yeni logosu

Yeni logo, yeni yönetim ve yeni pek çok şey içerisinde Formula 1’in bir süredir değişmeyeni Mercedes’in rekabetçiliği. Alman marka sezon öncesi testlerde en hızlı lastik hamurlarını kullanmaya pek yanaşmadı. Üstüne üstlük, orta hamurla elde ettikleri dereceler de pek yabana atılır cinsten değildi. Eğer lastikler arasındaki hesabı doğru yapıyorsak ve diğer takımlar da performansını saklamıyorsa, 2014 benzeri bir dominasyon kağıt üzerinde görünen senaryo gibi duruyor. Umarız yanılıyoruzdur, çünkü geçtiğimiz sezon hevesimiz kursağımızda kalmıştı. F1’in bu ara ihtiyacı sağlam bir rekabet, mutlak dominasyon değil. Tabii ki Mercedes’i de suçlayamayız, motor ve bir bütün olarak güç ünitesi o kadar dengeli ve iyi ki en iyi şasi olmasalar bile ciddi anlamda avantajlılar. Hamilton yıl sonunda Schumacher’e bir adım daha yaklaşabilir, Mercedes’in bir dönem efsanesi olan Fangio ile şampiyonlukları eşitleyebilir.

Amerikan Rüyası


Kevin Magnussen

Yaratıcı başlık bulmaya gerek yok. Haas, son yıllarda Formula 1’e giren en derli toplu yeni takım olma özelliğini her yıl daha da kuvvetlendiriyor. Ferrari ile teknik ortaklık kurarak başladıkları F1 macerasında hemen orta sıralara göz kırpar hale gelmeleri takdiri hak etmişti. Bu yıl işleri bir adım daha ileriye götürüp geride kalanların en iyisi olma peşindeler. Testlerde şaşırtıcı derecede hızlılardı, bunu sezon içi gelişimle harmanlayabilirlerse yerlerini sağlamlaştırabilirler. Tabii bunun için Kevin Magnussen ve Romain Grosjean’ın dramadam uzak durup hızlı birer pilot olduklarını hatırlamaları gerekecek.

Kayıp bir yıl

Force India geçtiğimiz sezon göz doldurduktan sonra 2018’de büyük bir düşüşe hazırlanıyor. Halo’nun gelişiyle aracın değişen aerodinamik yapısına ayak uyduracak bütçesi olmayan takım zor bir dönemden geçecek. Sergio Perez’in artık yavaş yavaş başka serilere bakmasını temenni ediyoruz, Esteban Ocon gibi büyük bir yetenek ise umarız harcanmaz. İsmi bile Avustralya öncesi değişebilecek olan takımın neresine bakarsanız endişe verici bir belirsizlik hakim.

Kayıp dört yıl?

Fernando takes the wheel for the final day of pre-season #F1Testing. #McLaren #F1

McLaren (@mclaren)'in paylaştığı bir gönderi (Mar 9, 2018 at 12:16öö PST)

McLaren sonunda Honda’dan kurtuluyor, Renault ile uçmaya hazırlanıyor derken bir kez daha aynı trajikomik senaryo ile karşı karşıya kaldık. Toro Rosso, Honda motoruyla etkileyici mesafeler kaydederken McLaren bir sürü ufak tefek problemle aksayan testler sonunda yine üzüldü, yine hayal kırıklığına uğradı. İlk gün bijon sorunu yaşadılar. Sonra egzoz bağlantısı problem çıkardı. Yağ sızıntısı nedeniyle zaman kaybettiler. Pit stopta aracı düşürdüler. Gerçekten hızlı bir araç yapmış olabilirler, Renault en iyi karar olabilir. Ama McLaren köklü bir Formula 1 takımı olarak bu ara biraz dağınık ve kafası karışık görünüyor. Fernando Alonso tıpkı Kaptan Ahab gibi üçüncü şampiyonluk peşinde kendini paralarken üzülmemek elde değil. Yine de onları podyumda görebiliriz, buna herkesin ihtiyacı var.

Bozuk değilse, düzeltme

Geçen senenin başlangıcında en hızlı araç kuşkusuz Ferrari’nindi. Kendi yollarını çizerek çözüme ulaştıkları için de yıl içinde taklit edilebilir bir otomobil değildi SF70-H. Bu yıl ise Mercedes’ten uzun aks mesafesini, Red Bull’dan yüksek taban eğimini alarak ortaya bir derleme çıkarmış gibiler. 2017’den evrilmek yerine açıkçası büyül bir risk alarak yeni bir şeyler deniyor İtalyan marka. Testlere baktığımızda da Mercedes’in arkasında Red Bull ile ikincilik mücadelesi verecek gibiler. Ferrari için erken konuşmamak lazım belki, ama Avustralya’da haksız çıkana kadar pek parlak bir tablo çizmek zor.

Sarının dönüşü

Here's @HulkHulkenberg warming the French crowd! #RSspirit pic.twitter.com/t1YuzvMtEf

— Renault Sport F1 (@RenaultSportF1) 11 Mart 2018

Renault yılın sürprizlerinden olmaya aday. Eski FIA teknik müdürü Marcin Budkowski’yi ekibe katarak nasıl bir başarı amaçladıklarını herkese gösterdiler. Her ne kadar Budkowski’yi yıl ortasına kadar kullanmayacaklarını açıkladılarsa da Renault’nun ondan istifade etmeyeceğini düşünmek en iyi tabirle naiflik olur. 2016’da spora geri dönüşlerinden beri adım adım yukarı çıkıyorlar, Sainz ve Hulkenberg ikilisiyle podyum hedefleyecek bir seviyeye de gelmiş gibi görünüyorlar. Biz yine de Sainz’ı podyum için bir adım önde gösteriyoruz, Hulkenberg’in önce şanssızlığını üstünden atması lazım.

Geriye kalanlar


RB14, Silverstone'da

Williams’ın durumu tat kaçıran cinsten. Paraya ihtiyaçları var ve 2020’de yeniden şekillenecek kurallara kadar hayatta kalmaları lazım. Martini anlaşmasını yenilemedi, dolayısıyla bir finansal darbe de ordan yediler. Takımın en hızlı pilotu muhtemelen kenarda otururken biri çaylak, biri tecrübesiz iki pilot endişe veriyor. Sporun hayatta kalan tek aile takımını böyle görmek kimsenin hoşuna gitmiyordur herhalde.

Red Bull yine geçtiğimiz sezonun problemlerini yaşıyor. Hızlılar, ama pek dayanıklı değiller. Adrian Newey’nin resmen emekli olması yeni bir döneme işaret ediyor. Bir gözleri Toro Rosso ve Honda’da olacak, diğer yandan iki yıldız pilotunu da memnun edip yuvada kalmalarını sağlamak zorundalar.

Toro Rosso ise halinden memnun görünüyor. Honda ile McLaren’ın en büyük sorunu olan iletişimsizlik, balayı döneminde İtalyan takım için pek göze batmadı. Brendon Hartley ve Pierre Gasly gibi iki yetenekli pilotları var, üzerlerinde baskı yok ve gridin açık ara en güzel görünen aracına sahipler. İşler yolunda.

Sauber ise Alfa Romeo ortaklığıyla geleceğini garantiye almış görünüyor. Süper yetenek Charles Leclerc testlerde zaman ihtiyacı olduğunu gösterdi, Marcus Ericsson ise göze batmamayı düstur edinmiş kariyerini bu yıl dikkat çekecek sadelik ve güzellikte bir kaskla sürdürüyor. Gridin sonunda Force India-ya da artık isimleri her ne olacaksa o takımla- yer alacak gibi görünüyorlar. Alfa Romeo bordosu onlara yakıştı, altın dönemine geri dönen bir Sauber’in başlangıcı olabilir bu.