Adını duymamış olabilirsiniz ancak Rosemary Smith, kesinlikle motorsporları tarihinin en önemli isimlerinden biri.
Elbise tasarımcısı olarak eğitim gören Rosemary, 1960'ların ortalarında ralliye merak sardı. Dublin doğumlu Smith, kadınların direksiyon başında değil araçların üstünde olduğu bir dönemde çok sayıda önemli rallide boy gösterdi ve hala yarışmaya devam ediyor.
Smith ve co-pilotu Pauline Gullick'in en büyük macerası ise, Renault tarafından Paul Ricard pistine davet edilmeleriyle başladı.
Jolyon Palmer'in eğitmenliğinde F1 direksiyonuna geçen Smith, "800 beygirlik bir yarış aracı kullanmak, bir çok yarışçı gibi benim de sadece hayal edebileceğim bir şeydi. Asla böyle bir fırsatım olacağını düşünmemiştim. Renault UK benimle iletişime geçip böyle bir teklifte bulununca düşünmeden kabul ettim" dedi.
"Tabi ki benim alışık olduğum ralli araçlarından çok farklı ama inanılmaz bir deneyimdi. Yavaş yavaş tek koltuklu bir yarış aracına alıştım ve Jolyon ile pilot pilota konuşmak, heyecanımı yenmeme yardım etti."
Aşağıdaki filmin direktörü Dave Monk ise, "Rosemary'ninki gibi bilinmeyen bir hikaye ile her gün karşılaşmıyorsunuz. O, inanılmaz bir insan ve mükemmel bir sporcu. İçinde hepimizin ders çıkarabileceği kadar tutkuya sahip" şeklinde konuştu.
Rosemary Smith'in de dediği gibi, "Bir tutkunuz olmalı!"